Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Twitter hesabından işaret dilini kullandığı bir video paylaştı.
Paylaşımında bütün engellilere mutlu, huzurlu bir hayat dileyen Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün mensuplarımızla her zaman yanlarında olduğumuzu ifade ediyor, en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum." ifadesine yer verdi.
Erbaş, paylaştığı videoda işaret diliyle "3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu olsun. Sizleri seviyoruz." mesajını verdi.
Ayrıca yazılı bir açıklama yapan Erbaş, herkesin engellilere karşı duyarlılık ve sorumluluk bilinciyle davranması gerektiğini belirtti.
Erbaş şunları kaydetti:
"Yüce dinimiz İslam’a göre insanı değerli ve önemli kılan, onun insana, hayata ve varlığa bakışıdır. Zira insan, ırkını, rengini, coğrafyasını ve fiziksel özelliklerini seçme imkânına sahip değildir. Dolayısıyla genetik nedenler, hastalıklar, çevresel faktörler, doğal afetler, savaşlar, kazalar gibi çok farklı nedenlerle ve çoğunlukla kişinin iradesi dışında gerçekleşen engellilik, insanın değerini asla eksiltmez. Nitekim Yüce Rabb'imiz, Hucurat Suresi 13. ayetinde insanlar için en temel değer ölçüsünün takva olduğunu beyan etmiştir. Takva, kulun Rabb'ine derin bağlılığını, çevresine karşı duyarlılığını ve sorumluluk bilincini ifade eder. Takvanın beşeri ilişkilere ve hayata yansıyan yönü ise başkalarının iyiliğini isteyebilmek ve bunun için çalışmaktır. İnsana insan olduğu için değer vermektir."
Bireysel ve toplumsal boyutta ahlakın, erdemin, insaniyetin ve medeniyetin temel ölçütünün, zayıflara, yetimlere, kimsesizlere, yaşlılara, engellilere ve çevreye yönelik bakış olduğunu ifade eden Erbaş, bu bakışın, bir gün ya da haftayla sınırlı olmaksızın sürekli bir farkındalık olarak hayatın her anında ve her zaman var olması gerektiğini vurguladı.
Kendilerine imkan ve fırsat tanındığında engellilerin çok başarılı işler yaptığına ve sosyal hayata önemli katkılar sağladığına işaret eden Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
"Medeniyet tarihimiz bu anlamda nice güzel örneklerle doludur. Bu meyanda Peygamber Efendimizin yakın ilgisine mazhar olan birçok engelli sahabinin, yetenek ve istidatları kapsamında kamu görevleri üstlendiğini biliyoruz. Peygamberimiz onlara daima değer vermiş, engelli olduğu için sabırla ve azimle hayata tutunmaya çalışanları Allah katında birçok mükafatla ve cennetle müjdelemiştir.
O halde bize düşen görev, engelli kardeşlerimizin toplumsal ve kamusal hayatın içinde kendilerine yer bulmalarına zemin hazırlamaktır. Empati yaparak yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışmaktır. Diğer yandan engelliliğe sebep olan savaşlar, afetler, kazalar, ihmaller, tedbirsizlikler konusunda da bilinçli, duyarlı ve sorumlu davranmaktır. Bu anlamda hepimizin mutlaka yapacağı bir şeyler olduğunu düşünüyor, bu gaye ve gayretle hareket ettiğimizde yarınlarımızın daha güzel olacağına inanıyorum."
AA