Vatanı korumak ve asayişi sağlamakla görevli olan askerlerin ‘’vatan elden gidiyor’’ bahanesine sığınarak siyasete ve yönetime müdahil olmaları 31 Mart Olayı ile başladı. İttihat ve Terakki’nin komitecilik anlayışı ile ordu siyasete bulaştırıldı. Türkiye bu tarihin üzerinden geçen yüz yıllık bir süre içinde, bu anti demokratik zihniyeti tam anlamıyla tasfiye edemedi. Bu zihniyet ile yüzleşmenin tarihi fırsatlarını, korkaklık ve beceriksizlik yüzünden defalarca kullanamadı.
Darbelerin, klasik olarak imkânsızlaştığı dönemlerde bile bu anti demokratik zihniyet, post-modern darbeler ve e-muhtıra şekline bürünerek devam etti. Şimdi Türkiye’nin önünde çok büyük bir şans vardır. Defalarca kaçırdığı fırsat, bir çöplükte bulunan bombalar ile daha kuvvetli bir şekilde ele geçmiştir.
Ergenekon davasını sonuna kadar götürerek bu ayıplı süreci bütünüyle tasfiye eder ve tarihin çöplüğüne atarsa, Türkiye tarihinin en büyük fırsatını yakalayacak ve kendisinden beklenen o büyük misyonu yeniden üstlenebilecektir. Bu fırsat belki de bir daha ele geçmez. Hiç kimse bu büyük şansı heba etme hakkına sahip değildir.
Abdulkadir Üzeyiroğlu'nun yazısı için TIKLAYINIZ