Ergenekonun hedefi cemaatleri yoketmekti

Doç. Dr. Emre Uslu, Ergenekon'un cemaatlerle mücadelenin adı olduğunu söyledi

Risale Haber-Haber Merkezi

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Uslu, Ergenekon'un cemaatlerle mücadelenin adı olduğunu söyledi. Uslu, MGK'da sunulan raporun ardından cemaatler aleyhine düğmeye basıldığını belirtti.

Emre Uslu, Yeni Şafak'tan Murat Aksoy'un sorularını şöyle cevapladı:

Peki nedir Ergenekon?

Ergenekon, derin devletin 1999'dan sonra tehlike olarak tanımladığı, cemaatlere, özelikle Gülen cemaatine karşı mücadele için kurduğu bir yapının adıdır. Ergenekon, özellikle Gülen Cemaati'ni bürokrasiden silme operasyonuydu. Yani derin devletin bir operasyonunun adıydı. Bu operasyon 1999'da Gülen'in kasetlerinin ATV'de yayınlanmasıyla kamusal alana çıktı. Nitekim iddianamedeki dosyalara baktığınızda Ergenekon yeniden yapılanma belgelerinin 1999 tarihli olduğunu görürsünüz. Burada temel sorun şuydu: devlet 1990'larda PKK ile uğraşırken, tehlikeli gördüğü İslami yaşam tarzına sahip insanların bürokrasiye girdiğini fark etti ve 1999'da bunları temizlemek için yeniden yapılandı.

Devletin bu rahatsızlığı çok eski değil mi?

Hep vardı. Cumhuriyetin başından bu yana. Devletin dindarlarla birlikte, Kürtlere, azınlıklara, Alevilere karşı rahatsızlığı hep var oldu. Ve derin devlet bunlardan "aktif öteki" olan ile sürekli mücadele etti.

Ne demek 'aktif öteki'?

Bunun 'pasif öteki' ile açıklayayım. Devlet kültürel kimlik olarak bir çok kimlikten rahatsız. Dindarlardan, Kürtlerden, Alevilerden, azınlıklardan vs. İşte devletin potansiyel tehlike bulduğu bütün bu kimler kendi hallerinde iken devlet açısından 'pasif öteki'. Mesela Aleviler bugün sadece izleniyor, bu açıdan şimdilik 'pasif öteki'. Ama ne zamanki bu kesimler hak ve özgürlükleri için kendilerini siyaseten ifade etmeye başladılar 'aktif öteki' oldular. Ve devlet cumhuriyet boyunca bütün aktif ötekilerle mücadele etti. 1999'dan itibaren mücadele ettiği 'aktif öteki' cemaatler.

Nasıl başladı Ergenekon operasyonu?

Operasyon 1999'da televizyonlarda başladı. O dönemde MGK'ya cemaatlerle ilgili raporlar sunuldu diye manşetler atıldı. Sonra kasetler görüntüler vs oldu. Ama sonuç alınamadı. Ondan sonra düğmeye basıldı ve cemaatlere yönelik operasyon yapılmaya başlandı. Halen de devam ediyor. En son Dursun Çiçek'in hazırladığı evlere silah koyalım, bunları temizleyelim türü planlar ortaya çıktı.

Hedefi ne bu operasyonların?

Hedefteki cemaatleri terör örgütü gösterme. Nuh Mete Yüksel'in açtığı dava bunun bir örneği. Daha sonra bu süreç bürokrasi içinde işliyor, bilirkişi raporları vs. Devlet kurumlarından MİT'ten falan görüşler isteniyor. Gelen görüş şu oluyor: Gülen cemaati terör örgütü değildir, bunların silahla, şiddetle işi yoktur deniyor. Kısaca 1999'da başlayan süreç başarısızlıkla sonuçlanıyor.

Sosyal - Medya Haberleri