Prof. Dr. Ergün Yıldırım'ın yazısı
Depremin fiziki ve metafizik olmak üzere iki boyutu var.
Fiziki boyut mühendislik, kontrol, imar ve müteahhitlik ile ilgili. Bunlar görevlerini doğru yapmayınca, menfaat ve yolsuzluk peşinde gidince deprem yıkıcı sonuçlara neden olur. Bugün ülkemizde bu unsurlar göçük altında kalmıştır. Enkazı üreten bu failler. Bunların adalet önünde hesaba çekilmesi gerekir.
Halkımız da maalesef mal biriktirme hırsı ile yanıp tutuşuyor. Daha fazla kat talebi, imarı çıkarına göre düzenleme talebi gibi tutumları nedeniyle yıkıma o da ortak olabiliyor.
Fiziki gerçeklik metafizik gerçekliği yok etmez, metafizik gerçeklik de fiziki olanı.
Şimdi ivedilikle yaraları sarma zamanı. Muhalefet etmek, muhalefeti dövmek, yardımı bile propaganda yapmak, didişmek, kutuplaşmak vs. zamanı değil.
Millet olarak birlik içinde olmalıyız. Birlik söylemi değil, birlik bilinci ve tutumu lazım bize. Siyasiler, iş insanları, aydınlar, toplum aktörleri beraber ve birlik içinde gözükmesi lazım. En toparlayıcı dili kullanmak ve davranışı ortaya koymak da devletimizin tepesindeki sayın Cumhurbaşkanına düşer. Cumhurbaşkanı geleneğimizdeki tarafsız ve kucaklayıcı tutum ve dili sergilemesi lazım. Onun danışmanları ve iletişim uzmanları bu aklı selimi önermeliler.
En büyük kazanmak, milletin maneviyat birliği ve diriliğidir.