Yıldırım, "Feministler, toplumsal cinsiyet eşitlikçileri ve LGBT’liler kadınlara yönelen bu şiddet gerçekliğini görmüyorlar. Onlar sürekli din, gelenek ve namus diyor. Kadının eşitliği ve özgürlüğü diye bağırıyorlar. Yine İstanbul Sözleşmesi hemen uygulansın diyorlar. Sanki uygulanmıyor! Somut sosyolojik olguları ve gerçeklikleri görmüyorlar. Ezbere feminist ve toplumsal cinsiyetçi ideolojilere saplanmışlar. Bu ideolojiden bakınca suçlu, kafalarında hazır. Gelenektir, dindir, namustur. Bu nedenle Don Kişot gibi hayali değirmenlerle savaşıp duruyorlar. Sorunu çözmüyorlar. Sadece kültürümüzün ve aile yapımızın değerlerinin altını boşaltıyorlar. Kadın ve erkeği birbirine rakip ve düşman haline getiriyorlar. Kadını şiddetten kurtarma adıyla kadınları erkeklere karşı kışkırtıyorlar. Din ve namusu ret ederken onun yerine her çeşit ilişkiyi özgürlük adı altında zihinlere nakşediyorlar" dedi.