Erken öten horozsun, koparırlar başını,
Tam da yerine koydun, O Hakîkat taşını.
Doğruya rağbet azdır, her yerde yalan-yanlış,
Sen doğrudan ayrılma; gelmese de, hiç alkış.
Yalan zehirli baldır, herkes çalar diline,
Sonra ince bir sancı; bin pişman dediğine.
Ne çektiyse dilinden, çekti bu insanoğlu,
Düşünmeden söyledi, ne eğridir ne doğru.
Her doğruyu her yerde; bilâperva söyleme,
Hâlismidir niyetler; bilmeden test eyleme.
Çok silik söz revaçta; ağzı olan konuşur,
Hakîkat söyleyenler; bir bilene danışır.
Ağzına her geleni deyiverme; demlendir,
Aculiyet insanda!... O hâlini; gemlendir.
Kıvama geldiğinde, diyeceğin dillendir,
Tesiri fazla olup, hem yerine gelendir.
Hakîkat ortadayken, susup da dilsiz olma,
Hakkın hatırı âlî, öyle çekingen durma.
Kralı çıplak görüp; giydirmeye çalışma;
Avaneleri gibi; yağcılığa alışma.
Söyle; eğme başını!... Kimler ne derse desin,
Dostlar yüz çevirse de; yeter ki Allah sevsin.
Allah için al ve ver; rızası rehber olsun,
Zamanında söyle ki; sözlerin değer bulsun.