Ahmet Bilgi'nin haberi:
Risale Haber-Türkiye'deki Ermeni vatandaşlara yönelik yayın yapan bir suikast sonucu öldürülen Hrant Dink'in sahibi olduğu Agos Gazetesi, hamallarla ilgili bir haber-yazıda Bediüzzaman Said Nursi'nin Kürt ve Ermeni hamallar arasındaki kavgayı yatıştırdığı ve dostluk tavsiyesinde bulunduğunu yazdı.
Nevzat Çiçek imzalı haberde, hamallık mesleği ile ilgili geçmişten günümüze bilgiler verilirken, Kürt ve Ermeni hamallar arasında rekabet yaşandığı belirtildi.
Haberdeki ilgili bölüm şöyle:
"Araştırmacılara göre, 18. yüzyılda hamalların büyük çoğunluğu Erzurum, Bitlis, Van, Muş ve Elazığ gibi yörelerden İstanbul'a geliyordu. Ermeni ve Kürt hamallar, sonraları gittikleri memleketlerindeki insanları İstanbul'daki iş olanaklarından haberdar ederek, 'hemşeri kolonileri'nin yaratılmasına zemin hazırlar. 1826'ya kadar beraber iş yapan Kürt ve Ermeni hamalların kaderi, 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla değişir. Yeniçeri Ocağı'na kayıtlı olan ve bir dizi isyanda ön saflarda bulunan Kürt hamallar, böylece, güçlerini önemli ölçüde yitirirler. Bu hamallardan bir kısmı bir daha dönmemek üzere gemilere doldurulup Anadolu'ya gönderilir. Tasfiye edilen Kürt ve Türk hamalların yerini ise Ermeni hamallar alır. 1876'da iktidara gelen Abdülhamit, Kürt hamalları tekrar İstanbul'a getirterek Ermeni hamallara karşı mevzilendirir. 26 Ağustos 1896'da bir kesim Ermeni devrimcinin Galata'daki Osmanlı Bankası'na saldırmasıyla başlayan olaylar çok kanlı geçer. Binlerce Ermeni öldürülür. Bu olaylar nedeniyle 400-500 Ermeni hamal işini bırakmak zorunda kalır. Kürtler, 70 yıl sonra hamallık mesleğinde iktidarı tekrar ele geçirirler. Kürt hamallar, bu yıllarda, Avrupa basınında Abdülhamit'in "Kürdistan'dan getirttiği baltalı Kürtler" olarak anılır.
"1906'da İstanbul Belediye Başkanı Rıdvan Pasa'nın Kürt Bediihaniler tarafından öldürülmesi, Kürt hamallar üzerindeki baskının artmasına yol açar. Bu baskı ancak 2. Meşrutiyet'ten sonra ortadan kalkar. 1908'de Avusturya'nın bazı Osmanlı topraklarını ve Bosna-Hersek'i ilhak etmesi sonucunda, İstanbul'da Avusturya'ya karşı boykotun öncülüğünü Kürt Ali adında bir hamal yapar. Boykot 27 Şubat 1909'da son bulur. Kürt Ali'nin, hamallardan topladığı parayı kendi hesabına aktardığı iddia edilir.
"Bu sıralarda Kürt hamalların bulunduğu umum yerleri ve kahvehaneleri dolaşan Said-i Nursi, babasının da hamal olduğunu belirterek, Kürt hamallara, Ermeniler için "Dost olup el ele vereceğiz" uyarısında bulunur. 1925'te patlak veren Şeyh Sait İsyanında, Şeyh Said'in oğlu Ali Rıza Efendi'nin İstanbul'da Kürt Amele Reisi Reşid Ağanın evinde kaldığının belirlenmesi, Kürt hamalların gözaltında tutulmasına sebep olur. Sonraki yıllarda, hamallık mesleği tamamıyla Kürtlerin eline geçer. Ticaretin gelişmesi ve yeni iskelelerin açılmasıyla beraber, Sivas, Kastamonu ve Tokat'tan gelen hamallar az da olsa sektörde yer almaya başlarlar. Son dönemlerde Adıyamanlı ve Malatyalı hamallar sektörü ele geçirir."
Risale Haber'in notu:
Haberde yer alan bölüm Bediüzzaman Said Nursi'nin "Divan-ı Harb-i Örfi" adlı eserinde şu şekilde geçmektedir:
"İstanbul'da yirmi bine yakın hemşehrilerimi (hamal ve gafıl ve safdil olduklarından) bazı particiler onları iğfal ile vilâyat-ı şarkiyeyi lekedâr etmelerinden korktum. Ve hamalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlayacakları suretle Meşrutiyeti onlara telkin ettim. Şu meâlde:
"İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşıvtiyet, adâlet ve Şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halîfedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar. Bizim düşmanımız cehâlet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı; san'at, marifet, ittifak silâhiyle cihâd edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevk eden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zirâ husûmette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur. Hükümetin işine karışmayacağız. Zirâ, hikmet-i hükümeti bilmiyoruz.
"İşte o hamalların, Avusturya'ya karşı-benim gibi bütün Avrupa'ya karşı boykotajları ve en müşevveş ve heyecanlı zamanlarda âkılâne hareketlerinde bu nasihatın tesiri olmuştur. Padişaha karşı irtibatlarını ta'dil etmeye ve boykotajlarla Avrupa'ya karşı harb-i iktisadî açmaya sebebiyet verdiğimden, demek cinayet ettim ki, bu belâya düştüm.