Serkan Sağlam'ın haberi:
İki genç, 1987'de evlenmiş. Başörtülü olması eşinin görev yaptığı askeriye içinde sorun olmamış. Ne var ki, 90'lı yıllarda her şey tersine dönmüş. Şadiye Hanım, önceleri davetlere, rütbe törenlerine gidememiş. Subay eşine 'ordudan atılacaksın' diye üst komutanlardan baskılar gelmeye başlayınca başını açmaya karar vermiş. Ancak bu da yeterli gelmemiş. "Ayrılmak zorundaydım." diyen Demirtaş, 28 Şubat'ın ailesini nasıl parçaladığını anlatırken, gözyaşlarını tutamıyor: "1998'de boşandık. Eşim mesleğine âşıktı. Eşimle severek evlenmiştik, severek boşandık."
28 Şubat süreci, sadece hükümeti hedef almadı. Acımasızca başvurulan psikolojik harp teknikleri, toplumun üzerine kara bir bulut gibi çöktü. Batı Çalışma Grubu (BÇG) yaptığı fişlemeler neticesinde binlerce insan işinden olurken aileler parçalandı, yuvalar yıkıldı. Şadiye Furkan Demirtaş, post modern darbenin hayatını kararttığı binlerce insandan biri. Onun öyküsü bir dönemin hukuksuzluklarının yüzlerce aileyi nasıl yok ettiğini gözler önüne seriyor.
Şadiye Demirtaş, Mehmet E. ile Hava Harp Okulu dördüncü sınıf öğrencisiyken tanışıyor. Birbirlerini seven iki genç, 1987 yılında dünya evine giriyor. İlk yıllarda her şey yolunda gidiyor. Başörtülü olması eşinin görev yaptığı komutanlıklarda ve askerî davetlerde hiç sorun olmamış. Ne var ki, 90'lı yılların başlarında cadı kazanı kaynamaya başlıyor. Şadiye Hanım'ın deyimiyle 'Ne olduysa bu tarihten sonra başörtülü subay eşlerine bakış değişiyor. Şadiye Demirtaş, önceleri askerî mahallerdeki davetlere, eşinin rütbe törenlerine gidemiyor. Sonra eller aile içine uzanıyor. Subay olan eşine 'eşinin başını aç, yoksa ordudan atılacaksın' diye üst komutanlarından baskılar gelmeye başlıyor. Baskılar artınca eşinin de telkinleriyle başını açmaya karar veriyor: "Eşim orduyu, mesleğini çok seviyordu. Onun telkinleriyle ilk olarak peruk taktım. Kabul edilmeyince başımı açmak zorunda kaldım. Çok zor bir 2 sene geçirdim. Alışmak için aylarca gece yarıları eşimin yanında lojman çevresinde başım açık gezmeye çalıştım. Biri yanımızdan geçse hemen kendimi saklıyordum."
Ancak bu durum kendisi ve eşi üzerinde ağır psikolojik travmalara yol açıyor. Öyle ki 6 yaşındaki çocukları Ahmet'in aile içi huzursuzluk ve stres sebebiyle burun kanamaları baş gösteriyor. Bu süreçte eşi Mehmet E. de iki kez intihar girişiminde bulunuyor.
Demirtaş, kendisinin müdahalesiyle silahtan çıkan kurşunların odada bulunan çocukları sıyırıp duvarda koca bir delik açtığını belirtiyor. Demirtaş, iki yılın ardından başını yeniden kapatmaya karar veriyor. Bu karar ise ailenin parçalanmasına yol açıyor:
"1998 yılında boşanmak zorunda kaldım. Eşim mesleğine âşıktı. Onun için bu kararı almak zorundaydım. Eşimle severek evlenmiştik, severek boşandık."
Şadiye Hanım, boşandıktan sonra İstanbul'a dönerek çocuklarıyla baba evine yerleşiyor. Mehmet E. boşandıktan sonra 3 çocuğuyla ilgiyi kesiyor. Bu yüzden çocuklar 1998 yılından sonra babalarıyla bir daha görüşmüyor. Mehmet E., daha sonra psikolojik sorunları gerekçe gösterilerek binbaşı rütbesiyle 2003 yılında ordudan emekli ediliyor.
'Darbecilerin mahvettiği hayatlar' adlı bir kitabı da bulunan Şadiye Demirtaş, yaşadığı drama yol açanlara sadece ise şunu diyebiliyor: "Elimden, keşke anlayabilselerdi demekten başka bir şey gelmiyor."
Zaman