Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Bakara Suresi 187-188. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
187 . Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz. Allah şübhesiz sizin, (oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmakla) nefislerinize ihânet etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabûl etti ve sizi affetti. Artık şimdi (oruç gecelerinde de) onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için takdîr ettiğini isteyin! Ve fecrin beyaz ipliği, siyah iplikten size belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin, için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayın! Fakat siz mescidlerde i‘tikâfta bulunan kimseler olduğunuzda, onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın! Bunlar Allah’ın hudûdudur, sakın onlara yaklaşmayın! İşte Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklar; tâ ki (günahlardan) sakınsınlar!
188 . Hem mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını kendiniz (haksız olduğunuzu) bile bile (rüşvet veya yalancı şâhidlik gibi) günah ile yemeniz için onları(n hükmünü) hâkimlere (bırakıp) aktarmayın! (*)
(*) “Mâdem rızık mukadderdir (yazılıdır) ve ihsân ediliyor ve veren de Cenâb-ı Hakk’tır; O hem Rahîm (çok merhamet edici), hem Kerîmdir (çok ikrâm edendir). O’nun rahmetini ittihâm etmek (suçlamak) derecesinde ve keremini istihfâf eder (hafife alır) bir sûrette, gayr-ı meşrû‘ bir tarzda yüz suyu dökmekle; vicdânını, belki bazı mukaddesâtını (dînî değerlerini) rüşvet verip menhus (uğursuz) ve bereketsiz bir mâl-ı harâmı kabûl eden düşünsün ki, ne kadar muzâaf (kat kat) bir dîvâneliktir.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 268)