"Dedi: "İslâm parça parça olmuş."
"Dedim: "Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir (çocuğudur); İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur (evladıdır); İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor…” (Tarihçe-i Hayat)
Evet, Mısır İslam’ın zeki bir evladıdır.
Lideridir, İslam medeniyetinin vücud bulmuş şeklidir.
Tüm medeniyetlerin ve insanlık tarihinin merkezidir.
Mısır, Muhammed Abduhların, Hasan El Bennaların tahsil ettiği kudsî bir beldedir.
Seyyid Kutupların kutuplaşmış ve terakkiyatta zirveye çıkmış ilim ve irfan abidesi ülkedir.
Beş yüz milyonluk Arap âleminin en öncü ülkesidir Mısır…
Mısır, Hz. Yusuf Aleyhiselam’ın hikâyesidir.
Zindandan gelip, tahta oturan o kutlu peygamberin özgürleştiği ve dünyaya ders verdiği bir ‘Medrese-i Yusufiye’dir’ Mısır…
Peygamberlerin gönderildiği, tuğyanların ve putların birer birer yıkıldığı din ve inanç merkezidir.
Mısır, Hz. Musa’dır…
Hz. Musa Aleyhisselam’ın, İsrailoğulları için ilahî fermanı ders verdiği tevhid şehridir.
Ancak Hz. Musa Aleyhisselam’a meydan okuyan Firavunların da barındırıyor Mısır...
Her ne kadar Musa Aleyhisselam, Allah’ın dilemesiyle Firavun’u Nil’in kuytu dehlizlerinde zir û zeber etse de bugünün Firavunları vazifesini ifa etmeye devam ediyor.
Modern Firavun olan Sisi ve arkasındaki kirli güçler Mısır’ın özgürlüğünü tutsak altında bırakıyor.
Peygamberler ve müçtehidler beldesi Mısır tağutî düzenin elinde hapsolmuş, esaret altına girmiş ve hürriyetini yitirerek emanetlerinden gün geçtikçe kopuvermiş.
Bununla da kalmayıp bir şehadet haberi yankılandı, ta Mısır’dan.
Mısır’ın meşru ve halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ruhunu teslim etti.
Hem de Firavunların kurduğu mahkeme salonunda…
Altı yıldır zindanda idi Mursi…
Hep ümidle bekliyorduk, Yusuf Aleyhisselam’ın akıbeti gibi zindandan bir gün çıkıp Mısır’a serdar olacak diye.
Aynı hikâye olacak diye ümid ettik…
Ama olmadı. Rabbimiz, yanına aldı, ‘vazifeni bitirdin ve artık gel’ dedi.
Evet, artık özgürsün Ey Mursi!
Artık Yusufî zindanlardaki görevini hakkıyla yerine getirdin.
Sisi’ye asla boyun eğmedin.
Zalime asla teslim olmadın.
Seyyid Kutup’a ve Hasan El Benna’ya asla ihanet etmedin.
Onların ve onlar gibilerin yolundan asla sapmadın.
Biz Türkiye’den senin ‘Müslüman Kardeşler’in olarak hep razıydık, hep razı olduk.
O kirli, 2013 yazında senin ve kardeşlerinin özgürlüğü için çokça dua ettik.
Biz Türkiyeliler hep senin ardından ağladık. İdam edilen o gençler için çokça feryat ettik.
Ama olmadı. Sen bu dünya zindanından kurtulup özgürleştin.
Özgürlüğüne kavuştun, hürsün artık. En sevdiklerine gidiyorsun.
Mısır’a aziz olan Yusuf Aleyhisselam’a gidiyorsun.
Musa Aleyhisselam’a kavuşuyorsun.
Hasan El Banna’nın ve Seyyid Kutup’un tedrisine yetişiyorsun.
Peygamber-i Zişan Hz. Muhammed Aleyhisselatu Vesselam’ın makamına gidiyorsun.
Sevinsene… Esma Bint-i Biltaci’ye varıyorsun.
Mısır, elbet bir gün özgürlüğüne kavuşacak.
Elbette Firavunlar devrilecek.
Elbette İslam’ın zeki bir evladı olan Mısır, İngilizlerin mülkî mektebinden kurtulup İslam ve ümmet beldesi olacak.
Sen müsterih ol!.
İlelliqa…
“Şehid Muhammed Mursi: Hiçbir zaman haksızlığa boyun eğmeyin. Hiçbir zaman alçalıp boyun eğmeyin. Vatanımızdan, hukukumuzdan, haklarımızdan ve dinimizden en ufak taviz vermeyin.”