Osmanlı terbiyesinde büyümüş yaşlı bir teyzeyle röportaj yapıyordum. Bana şöyle demişti; “Kızım maddi durumumuzun var olduğu günler de, yok olduğu günler de yaşadım. Ancak ailemden aldığım terbiye ile evimdeki malzemelerden hazır yiyecekler ürettim. Bunlar erişte, yufka, tarhana, reçel gibi şeylerdi. Aniden kapım çalınıp misafirim gelse onları iki dakika oyalayıp, misafire aç mısın diye sormadan, hızlıca bir tarhana çorbası, erişte pişirip, sofrayı kurar, yanına turşu, reçel koyup ağırlardım. En dar günümde bile misafir başımızın tacı idi” demişti.
Günümüzde ise evlerimizde çeşitli malzememiz olsa bile bu şekilde misafir ağırlayanların sayısı çok azaldı. Ekonomik kriz yaşadığımız şu günlerde kadınlar ev içi üretime geçerse çok daha az para ile geçinebilir, evlerine de bereket gelir. Aynı zamanda misafir ağırlamakta zor gelmez. Şimdi neler yapabileceğimize bakalım;
- Büyükşehirlerde oturan kişiler, köylerde oturan aile ve akrabaların gönderdiği kışlık yiyecekleri değerlendirebilirler. Veya yazın gidip orada kışlıklarını yapabilirler.
- Kızılcık, kayısı, şeftali, vişne gibi meyveleri mevsiminde alıp, meyve suyu(özü) yapsak, hazır meyve suyu ve kolalı içecek masrafımız sona ermez mi? Büyüklerimiz sofralarında ayran, hoşaf ve kompostoyu eksik etmezlerdi. Sofralarımıza hoşaf ve komposto kültürünü tekrar kazandırsak, aynı zamanda sağlıklı beslenmiş oluruz.
- Reçel yapmak. Yapılması zor geliyor olmalı ki artık kahvaltılarda glikozlu reçeller tüketiyoruz. Meyvenin üzerine şeker döküp, kaynatıp, kavanozlara boşaltmak aslında hiç zor değil. Sağlığa zararlı olan şeyleri çocuklarımıza gıda olsun diye yediyoruz. Her meyveyi ucuz zamanında alsak, reçel ve marmeladımızı hazırlasak, hem ekonomik, hem de sağlıklı olur.
- Konserve yapmak. Çeşitli sebzelerden konserve yapılıp, bir köşeye konulursa kış mevsiminde veya ani bir misafir geldiğinde hazır yemek olur. Bezelye ve diğer sebzeleri de zamanında alıp, dondurucuya atabiliriz.
- Erişte, mantı, böreklik yufka çeşitlerini yapıp, köşemize koyduğumuz zaman alışverişlerimizi ciddi şekilde azaltacaktır.
- Kurban etlerini de hemen tüketmek yerine kavurma, sucuk yapsak, hem nasıl yaptığımızı biliriz, hem de bu tür gıdalardan uzak kalmamış oluruz. (Osmanlı hanımları tavuk budundan ve hindi etinden pastırma yaparlarmış.)
- Zeytini de zamanında alıp, salamura ve sele zeytin yapabiliriz.
- Salça yapmak. Salçalık domates ve kırmızıbiber zamanında çok uyguna satılıyor. Fakat genelde hanımlar yapması zahmetli diye salça yapmaya yanaşmayıp, katkı maddeli salçaları almayı tercih ediyorlar. Aslında mutfak robotları ile salça daha pratik olarak yapılabilir. Bu şekilde kavanozlara yemeklik, kahvaltılık, sosluk salça çeşitleri yapılsa evin geçimine katkı olacak ve salçalara konulan katkı maddelerini yememiş olacağız.
- Tarhana yapmak. Sonbaharda domates ve kırmızıbiber ve diğer malzemeleri alıp, tarhana yapsak, bir senelik çorbamız hazır olur. Tarhanayı pişirmek hazır çorbayı pişirmek kadar kolaydır.
- Asma yaprağını alıp kavanozlara doldurup bir senelik yaprağımızı hazırlayabiliriz.
- Evden ekmek yapmak. Her zaman olmasa da mayalı bir hamur yoğurup, ekmeğimizi evden yapabiliriz. Hazır ekmeklerdeki (benzoil oksit) kanserojen vb. gibi maddelerin konulduğunu unutmayalım.
- Turşu yapmakta oldukça kolay bir iş. Turşuluk malzemeler zamanında alınıp kışlık hazırlanabilir. Turşu probiyotik bir yiyecek olduğundan uzmanlar bolca tüketilmesini tavsiye ediyor.
- Mayonez, kek veya pizza hamurunu evden yapmak. (Hazır mayonezlerde dondurucu yağ kullanıldığından zararlıdır.)
- Saç üzerinde kışlık yufka açıp, pişirmek. Saç üzerinde yufka yapmayı birçok hanım bilir. Bu şekilde yapılıp, bekletsek böreklik yufkamız hazır olur.
- Hazır almak yerine hamur işleri (kurabiye, kek, börek, pasta) yapmak
- En pahalı pirinç ile yapılan pilav çok lezzetli olur, anlayışı da pek doğru değil. Belki bizim durumumuz sadece misafir geldiği zaman iyi bir pirinç almaya müsait. Ucuz pirinçle de gayet lezzetli pilav yapabiliriz. Çorbalık adıyla satılan tavuk kemiklerini haşlayıp, pilavımıza, çorbamıza katabiliriz.
- Bayat ekmeklerimizden robotta galata unu yapabiliriz.
- Yazın kırmızıbiber, patlıcanın bol olduğu zamanda alıp, ateşte parpullayıp, poşetleyerek dondurucuya atabiliriz. Kahvaltılarda veya salata çeşidi olarak kullanabiliriz.
Bu arada şu olayı nakletmeden geçemeyeceğim;
Bayat Ekmek Kavurması: Üniversitede okuyan bir arkadaş bir gün bana şu olayı nakletmişti; Sınava yakın günlerdi. Hepimiz yoğun bir şekilde derslere çalışıyorduk. O günlerde aynı evde kalan bir arkadaşımızın annesi birkaç günlük yanımızda kalmak için gelmişti. Bir sabah hepimizi mutfağa çağırdı. Bize dün akşam aldığımız ekmekleri göstererek, “Bakın kızlar bu poşetleri bağlamadığınız için ekmekler kurumuş, diğer günlerden kalmış kaç torba ekmek var, bunları ne yapacaksınız?” diye sorunca biraz kızararak,” Ne yapalım unutmuşuz, atarız herhalde” dedik. Teyze: “Bu ekmeklerin hepsi bir şekilde kullanıla bilinir. Siz her gün atmak için mi ekmek alıyorsunuz? Ben burada olduğum müddetçe ekmek almanıza gerek yok, bunları yiyeceğiz” dedi. Ve teyze ilk önce küflenmiş ekmeklerin üst yüzeylerini bıçakla sıyırıp attı. Ekmekleri yıkayıp sularını iyice sıktı. Buzdolabımızı karıştırınca da küçük peynir tenekesinde yemediğimiz peynir kırıntılarını da yıkayıp, süzdü. Tavada yağla ekmeği, peyniri kavurup, üzerini de birkaç yumurta kırdı. Kahvaltımız bu idi! Doğrusu herkes isteksiz bir şekilde sofraya oturdu. Şimdi bunu nasıl yiyeceğiz diye düşünürken açlığımız galip geldi, yemeye başladık. O kadar lezzetli bir şey olmuştu ki, iştahla hepsini yedik. Arkadaşımızın annesi her sabah bayat ekmekle bize farklı ve lezzetli bir tirit yaparak, bize güzel bir ders vermişti.