Evliliklerde problemler nasıl çözülmeli?

Her evlilikte küçük sorunların yaşanabileceğini ve bu durumun hayatın sonu olmadığını kabul edin

Gülay Atasoy'un haberi

Eşiniz sizin köleniz ya da hizmetliniz değildir. Eşinize karşı kötülükleri yazan kalem değil, silgi gibi olun. Eşinize sevginizi her fırsatta gösterin. Her sözden, her hareketten bir mana çıkarıp hayatınızı zindan etmeyin.

Eşler, küçücük bir problem karşısında ümitsizliğe düşüyor, karamsar bir ruh haline bürünüyorlar. Bu sebeple de "geçimsizlik" sürüp gidiyor. Evliliğinin üzerine kara bulutların çöreklenmesini istemeyenler, şu noktaları dikkate alırlarsa problemlerini asgariye indirebilirler:

Eşinizi hizmetliniz olarak görmeyin. Her şeyden evvel eşinizin emrinize verilmiş hizmetli değil, hayat arkadaşınız olduğunu unutmayın. Bir arkadaş, arkadaşından ne beklerse ondan fazlasını beklemeyin. Çünkü aşırı beklenti eşleri yılgınlığa sokar.

Kalp bilgisayarınızı formatlayın. "Eşim bugün şunu yaptı. Dün de şöyle demişti." diyerek eşinizin hatalarını sürekli dosyalayıp yedeklemeyin. Sık sık o kin ve nefret dosyalarını formatlayın. İnanın, o kadar acı senaryolara sizin bile kalbiniz dayanmaz.

Kalem değil silgi olun. Elbette her evlilikte problem olur. Eşlerin birbirine ters gelen hareketleri bulunabilir. Bu sebeple eşinizin kötülüklerini yazan kalem değil, o kötülükleri silen silgi olun. Çünkü, yazılan her kötülük zamanla gönül defterinizin sayfalarını kirletir. Kirletilmiş sayfalara ise "sevgi" sözcüğü yazılmaz.

"Bana ne?" demekten kaçının. Bütün aile yükünü eşinizin omuzuna yıkıp "Bana ne?" diyerek sorumluluktan kaçmayın. Çünkü onca fedakârlık yükünün altında ezilen, eşinizin ruh dünyası olabilir.

Eşinizin özgürlüğüne fazla müdahale etmeyin. Her şeyi ince eleyip sık dokumayın. Her kelimenin üzerinde saatlerce düşünmeyin. Her nokta ve virgüle bir vücut rengi verip evliliğinizi kâbusa çevirmeyin. Eşinize sırtında yumurta küfesiyle yaşamanın tedirginliğini yaşatmayın.

Her gittiği yerin haritasını, yaptığı işin raporunu istemeyin. Kişilik haklarına saygılı olun. Hiçbir kadın eşinin saat başı telefon edip kendisini kontrol etmesini, hiçbir erkek de bir toplantıda beş kez aranmasını istemez. Hele de bir polis hafiyesiyle yaşamak hiç istemez. Mutluluk emek ister. Evlilikte saadet bahçesinin gülleri çapa ister. Sulanmak, çevresindeki yabani otlardan arınmak ister. Bu zahmeti esirgeyenler ne gülleri görür ne kokusuyla sarhoş olur. Bir çiftçi bile tarlasına ne emekler verir. Özenle tarlasını sürer, tohumunu ve gübresini atar. Döktüğü alın terinin ve emeğinin karşılığını ise sapsarı başaklarla alır.

Evlilik okulunuzun sıralarına oturun. Bir diploma uğruna yıllarca okul sıralarına oturulur. Geceler boyu uykusuz kalınır. Onlarca kitap okunur. Öyleyse şimdi de evlilik okulunuzun sıralarına oturun. Çaba sarf edin, alın teri döküp, uykusuz kalın ve mutluluğu yakalayın.

Evlilik okulundaki sıra arkadaşınızı sevin. Unutmayın "sevilen eş uysallaşır, sevilmeyen eşse hırçınlaşır". Bu cümleden olarak kalbinizdeki sevgi pınarının musluğunu sonuna kadar açın. Açın ki, eşinizin gönül bahçesindeki ağaçlar, mutluluk meyvesi versin. Şayet o musluğu sonuna kadar kapatırsanız eşinizin gönül bahçesindeki ağaçların boynu bükülür, yaprakları sararır, çiçekleri açmadan solar.
Zaman

Aile Haberleri