Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), İbrahim Sûresi 42-46. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
42 . (Habîbim, yâ Muhammed!) Sakın Allah’ı, zâlimlerin yapmakta olduğu şeylerden gāfil sanma! (Rabbin) onları, ancak kendisinde gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne erteler.
43 . (O gün onlar, artık) başlarını (kendilerine her seslenene) korkuyla kaldıranlar olarak (çağrıldıkları yere) koşacak olan kimselerdir; (öyle ki) bakışları kendilerine (bile) dönemez. Kalbleri ise bomboştur (kapıldıkları dehşetten dolayı hiçbir şey anlamazlar).
44 . (Ey Resûlüm!) O hâlde insanları, kendilerine azâbın geleceği gün (kıyâmet) ile korkut! Zîrâ (o gün) o zulmedenler: “Rabbimiz! Bizi (dünyaya gönderip) yakın bir vakte kadar (kısa bir zaman için bile olsa, ecelimizi) te’hîr et ki, senin da‘vetine uyalım ve o peygamberlere tâbi‘ olalım!” derler. (Onlara şöyle denilir:) “Hâlbuki daha önce (dünyada iken) sizin için hiçbir (şekilde) sona erme olmadığına dâir yemîn etmemiş miydiniz?”
45 . Hem (sizden önce Âd ve Semûd gibi) kendilerine zulmedenlerin yurtlarına yerleşmemiş miydiniz; hem onlara nasıl yaptığımız, size belli olmuştu ve (onların hâllerinden) size misâller getirmiştik.
46 . Hâlbuki (onlar her türlü) tuzaklarıyla, gerçekten tuzak kurdular; Allah katında da tuzakları (beklemedikleri cezâları) var. Artık, isterse tuzakları dağları yerinden yok edecek olsun!