Yeni yılın ilk sabahını dostlarımın teşvikiyle Eyüp Camii'nde sabah namazıyla açtık. İzlenimlerimi paylaşmam gerek diye düşündüm. Çünkü hayli etkilendim.
1. Medine sabahlarından hemen sonra bir Medine sabahı yaşamak gibiydi. Aynen Medine'de olduğu gibi insanlar gecenin ortasından birer melek gibi süzüle süzüle, tatlı bir hışırtıyla aynı yöne doğru gidiyordu.
2. Yılbaşı gecesini maddi ve manevi sarhoşlukla geçirenlere inat, İstanbul'un izzetini kurtarmak adına, diğerleri uyurken o tatlı saatte hep birlikte eşsiz bir mirac uyanıklığı yaşamak çok hoştu; sevindim, kardeşlerimle iftihar ettim.
3. Camiinin avlusu iğne atsan gerçekten yere düşmeyecek denli doluydu. Benim için bile sürprizdi; çok şükür ümidimi yeniledim, şükrümü tazeledim. Böylesine içten oluşturulmuş manzarının bir parçası olmak şükür borçlandırır bizlere. Kardeşlerimin "uyumadığını" görmek, kardeşlerimin "uyumadığımı" görmesi ihtişamlı ve şanlı bir şahitlikti.
4. Bir de acı/tıcı "uyarılarım" var ki, birincisi teknik: Caminin avlusunda mihrabı, yani imamın hizasını gösterecek bir çizgiye ihtiyaç var. Camiye öteden beri hayli emek veren Eyüp Belediyesi yetkilileri böylesi bir çizgiyi Mescid-i Nebevi'den hatırlarlar. Avludaki cemaat seccadelerini ne kadar ileri serecekleri konusunda hayli şaşkındı!
5. Eyüp Camii'ne Eyüp Belediyesi'nin hizmetini takdir ediyoruz, bunu bilmeyen yok ve aslında bunun bu kadar açıkça bilinmesine de gerek yok. Çok rica ediyorum; Camiinin her köşesine yerleştirilmiş tentelerdeki "dana gözü" büyüklüğündeki EYÜP BELEDİYESİ yazılarını tez elden silelim. Daha önceki başkanımızın, her nedense ve her nasılsa, Eyüp Camiinin avlusunu televizyonların iftar/sahur programları için kapışmasını gerektirecek denli bir "rant alanı" olarak tanımasının tanımlamasının bir başka göstergesi bu kocaman yazılar. Öteden beri bu yaklaşıma buğz ediyorum. Eyüp Sultan Hazretleri'nin makamının bir gösteri alanı yapılacak denli maddileştirilmesi vicdanımı hayli rahatsız ediyor. Benim vicdanım bu konuda hiç yalnız değil. Üstelik orada kurulan program çadırlarında sürekli "bağıran" hocalar/konuklar görüntüsü pek nazik değil ve hiç öyle olmadı. Bırakın insanlar camiinin ulviyeti içinde, okunan ayetler ve yapılan vaaz dışında bir uyaran almasın. Belediyenin camiye yaptığı yardımı, o yardımla hiç de orantılı olmayacak şiddette, o yardımın niyetine hiç yakışmayacak biçimde bir tür "reklam"a dönüştürmesi, ümidim o ki, yeni başkanımızı da rahatsız eder. (İçimdeki ses, "kaldırın o tenteleri, parasını biz verelim de reklamsız olsun" diye haykırıyor!) Yeter! Yeter! Yeter!
6. Camii avlusundaki safların sonuna doğru bir kısım kadınlara ayrılmış mı bilmiyorum; fark edemedim. Bilgim de yok. Eğer böyle bir uygulama yoksa, bir alan da kadınlar için ayrılmalı ve belirtilmeli.
7. Eyüp Camii'ne sabah namazına gelmiş hanım kardeşlerimiz cemaatin önündeki banklara oturup "namaz kılmadığını" yahut "namaz kılamayacak mazereti" olduğunu herkese ilan etmek zorunda değiller. Neden usulca o geniş meydanın görünmeyen bir başka yerine çekilmiyorsunuz? Eyüp Camii'ne sabah namazına gelecek kadar duyarlı olanlardan bu duyarlılığı da beklemek hakkım değil mi?
8. Hazır bu kadar tatlı ve sahici bir Medine havası solumuşken, namaz kıldıran imam arkadaşlarımız da havaya girse de "Medine usulü" namaz kıldırsa diyorum. Yani, rükudan dönüşte "rabbena lekel hamd" duruşunun yapılmadığı, iki secdenin birbirine acelece eklendiği, rüku ve secdelere pat diye inilip pat diye kalkıldığı, fatiha ve zammı sure kıraatlerinin bu kadar hızlıca ve tek düze okunmadığı bir namaz (ki sadece iki rekat!) istesek çok mu olur?
9. Sabah namazını kılmak için sıcacık yatağından kalkıp ta buralara kadar yorulacak kadar Allah'ın emrine duyarlı ve kulluk telaşındaki kardeşlerimiz "Allah konuşurken" yani Kur'ân okunurken, nasıl oluyor da birbirleriyle, cep telefonlarıyla edepsizce vıdı vıdı yapabiliyorlar, anlayabilmiş değilim, hazmedebilmiş hiç değilim. Seküler düzenin totemist dayatmaları "saygı duruşu" ve "ulusal marş" karşısında hiç itirazsız susup hazırola geçen kardeşlerimiz Kur'ân konusunda nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorlar...
10. Yarım buçuk kalmasın, uyarıları 10'a tamamlayalım. Camiinin dış cephe ışıklandırması ve avludaki projektörler arızalı mı yoksa çalıştırılmıyor mu? Ayrıca, Camiinin hemen yanı başındaki, adını bilmediğim diğer camideki namaz kıldırma/tesbihat seslerinin de Eyüp Camii'ndeki namazın huzurunu tehdit edecek kadar yüksek seste mi olması gerekiyor?