Ey Gazze, sen ki dimdik ayakta duran, ümmetin izzetini muhafaza eden bir diyardın, ama izzetini muhafaza ettiğin kişiler seni yalnız bıraktı. Sen böyle bırakılmamalıydın, seni Alem-i İslam yalnız bırakmakla kendini belalara ve musibetleri duçar eyledi. Mücadelenin, haklı baş kaldırmanın ne olduğunu, haklı olmanın, haklıyken güçlü olmanın, zalim güçlünün karşısında da dimdik durmanın ne demek olduğunu bütün dünyaya gösterdin, ama gel gör ki bütün dünya seni yalnız bıraktı, seni yalnız bırakmak istemeyenlerin de eli kolu bağlandı, dilleri susturuldu, seni görmemek için gözleri bağlandı.
Ey Gazze, sen böyle olmamalıydın, yalnız bırakılmamalıydın, çaresiz bırakılmamalıydın, acizliğin bedelini sen ödememeliydin,
Ey Gazze, çoluk çocuğunla, yiğitlerinle, kadınlarınla, erkeklerinle, sen insanlığın ve İslam’ın ne demek olduğunu, izzetin ve şerefin ne anlama geldiğini bütün dünyaya öğrettin, ama gel gör ki senin yanında durabilecek tek bir haysiyet ve şeref sahibi bulunmadı, bırakılmadı, tek tek kaldırıldı. Senin için yüreği yananlar ise maalesef bugün boynu bükük, gözleri yaşlı, biçare, aciz bırakılmış.
Ey Gazze böyle olmamalıydın gidişat böyle olmamalıydı, senin haklı mücadeleni göre göre senin yanında yer almalıydık, elimiz kolumuz bağlandı.
Ey Gazze biraz daha diren demeye ne yüzümüz tutuyor ne dilimiz dönüyor ne de böyle bir tavsiye etme acizliğini kendimizde görmek istiyoruz. Kelimeleri bitti, gözyaşları kurudu, diller sustu, mücadele edecek yiğitlerin tek tek vuruldu.
Senin için gayri el açıp yüce Allah’tan (Celle celaluhu) necat istemekten gayri elimizde bir şey bırakılmadı.
Ya Rabbim, Ey Rabbim, ne olur sen ki kün emriyle sebepsiz, hikmetsiz vasıtasız, iş yaptıran bir zatsın. Yüce Allah’sın, senin her şey gücün, kudretin yeter. Ol deyince olduran, vermek isteyince verensin, Kâinat’a hükmü geçensin. Kadir-i Mutlak’sın. Allah’ım! Bunu söylemeye yüzümüz tutmuyor ama oraya şerefimizle, izzetimizle, namusumuzla, gücümüzle, kuvvetimizle, duamızla sahip çıkmayı nasib eyle, kurtarmayı nasib eyle. O kardeşlerimizin yaralarını sarmayı nasib eyle. Onların yanında olmayı, halleriyle hemhal olmayı, onların yanında yer almayı, onların kurtuluşuna vesile olmayı nasip eyle.
Ey Rabbim, ne olur duamızı kabul eyle, artık o bebeler ağlamasın, babalar çaresiz kalmasın, anneler evlatsız bırakılmasın, çocuklar öksüz kalmasın.
Allah’ım, yürekler dağlanmasın, gözyaşlarımız dinsin, yüreğimizin yangını sönsün, yerden göğe kadar haklı olan bu kardeşlerimizin davaları yerde kalmasın.
Bütün dünyayı etkisi altına alıp bir fitne ateşini saçan ve bütün dünya ülkelerini üçüncü bir dünya savaşına sürüklemeye çalışan bu Siyonizm kahru perişan olsun, yeryüzünde izleri silinsin bir daha kendilerine gelemezsin, silkelenmeye bile takatları kalmasın.
Allah’ım, ne olur, ne olur o küçücük bebelerin hürmetine, o yüreği yanan annelerin hürmetine, çaresiz bırakılan babaların hürmetine, namusları çiğnenen iffetli bacılarımızın hürmetine, senin davan için hayatlarını bir zindandan farklı olmayan tünellerde geçiren o mücahitlerin hürmetine ve Kâinat’ı yüzü suyu hürmetine yarattığın Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin hürmetine, Kur’an-ı Kerim’in hürmetine, bu mübarek Muharrem ayı hürmetine, Kerbela’da şehit edilen cennet gençlerinin seyyitlerinden olan Hazreti Hüseyin’in hürmetine, ne olur Gazzeli kardeşlerimizi kurtar, onları serfiraz kıl, muvaffak eyle.