Dolandırıcıların, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi kapsamında yürütülen soruşturmayı kendileri için fırsata çevirmek için sosyal medyada çeşitli yollar denedikleri bildirildi.
Siber güvenlik uzmanı Alper Başaran, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin FETÖ'nün darbe girişimi dolayısıyla çok büyük bir tehlike atlattığını belirtti.
Son derece kritik günlerden geçildiğini dile getiren Başaran, şunları kaydetti:
"Bazı fırsatçılar halkımızın içerisinde bulunduğu hassas durumu istismar etmeye çalışıyor. Bu doğrultuda telefonla ve sosyal medya üzerinden vatandaşlarla temasa geçerek 'Adınız darbe soruşturmasında geçiyor' diyerek çeşitli taleplerde bulunduklarına şahit olduk. Özellikle sosyal medyada yayılan bazı mesajların bu kişilerin bir girişimi olabileceğini düşünüyoruz" dedi.
"DURUM ÇOK CİDDİ" BAŞLIĞI
Bu mesajların "durum çok ciddi" diye başlayarak vatandaşlarda bir algı oluşturulduğuna dikkati çeken Başaran, şöyle devam etti:
"Mesaj, 'Yapmadığımız bir paylaşım yüzünden ceza almamak için, Jandarma Genel Komutanlığı Bilişim Suçları Sosyal Ağ Bildirgesi çerçevesinde, Facebook'un güvenlik açığından ötürü hesabım üzerinde bulunan tüm verilerimin (IP, fotoğraflarım, paylaşımlarım vs.) çarpıtma yolu ve yasa dışı bir şekilde sahte kişilerce kullanılmasından ve doğabilecek tüm zararlardan ilgili Türk Ceza Kanunu maddeleri gereğince Facebook sorumludur. Bu hesabımdan başka bir hesabım olmadığını bildirir ve gereğinin buna göre yapılmasını tarafınıza arz ederim. NOT: Paylaşmayın. Kopyalayıp durum bildirgesi olarak yapıştırın' diye devam ediyor. Bu mesajı kullanarak vatandaşta belli bir farkındalık oluşturuyorlar. Böylece, iletişim kurduklarında kurban bu konuda daha önce resmi bir girişim bulunduğuna inanmış oluyor. En azından bu konuda bir gelişme olduğunu bir yerlerden hatırlıyor.Bu hazırlık dolandırıcıların işini oldukça kolaylaştırmaktadır."
ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Başaran, bu nedenle vatandaşların özellikle önümüzdeki günlerde, "darbe soruşturması" konusunda kendileriyle temasa geçen kişilere karşı çok dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Vatandaşlarımız telefonla veya sosyal medya üzerinden kendileriyle temasa geçenlere itibar etmesinler. Teknoloji, arayan telefon numarasının ve e-posta gönderilen adresin değiştirilmesine imkan sağlamaktadır. Bu nedenle kendilerini arayan numara 155 veya e-postayı gönderen adres Emniyet Genel Müdürlüğü gibi görünse de bu sahte olabilir. Haklarındaki işlemleri durdurmak için istenen paranın açıkça rüşvet olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla, böyle bir şeyin imkanı yok ama gerçek bir savcı veya polis bu parayı istese bile vatandaş bu sefer de rüşvet vermiş oluyor. Bu nedene bu tür taleplere kesinlikle itibar edilmemelidir. Kendini polis veya savcı olarak tanıtan şahıs vatandaşa 'Sizinle birlikte gerçek darbecileri yakalayacağız. Operasyona destek olmanızı istiyoruz, parayı çekin götürün' gibi bir senaryo uydurabilir. Yine imkansız olmakla beraber, gerçekte bu tür bir operasyonun ortasında bulunmak hayati risk taşıyacağı için ne güvenlik güçleri vatandaşı böyle bir tehlikeye atar ne de vatandaşın bu riski alması mantıklı olur."
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün veya Jandarma Genel Komutanlığının sosyal medya paylaşımları hakkında görüşünü almak isteyeceği kişileri telefonla aramayacağına veya doğrudan mesaj atmayacağına dikkati çeken Başaran, bu nedenle vatandaşların bu yollarla kendileriyle temasa geçen kişilere itibar etmemeleri gerektiğini anlattı.
Başaran, "Facebook'un güvenlik açığından ötürü hesabım üzerinde bulunan tüm verilerimin (IP, fotoğraflarım, paylaşımlarım vs.) çarpıtma yolu ve yasa dışı bir şekilde sahte kişilerce kullanılmasından ve doğabilecek tüm zararlardan ilgili Türk Ceza Kanunu maddeleri gereğince Facebook sorumludur." benzeri ibareler olan paylaşımların hukuki geçerliliğinin olmadığını ifade ederek, "Kanunen şahıslar paylaşımlarından kendileri sorumludur. Bu nedenle bu paylaşımları yaparak dolandırıcıların işlerini kolaylaştırmamaya özen gösterilmelidir" diye konuştu.
NTV