Bir Arap devlet adamının Fahrettin Paşa hakkındaki densiz ve yersiz, haince yorumlarına kızan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Fahrettin Paşa Medine’yi savunurken senin ataların neredeydi” diyor.
Fahrettin Paşa, kurmay subaydı. Balkan savaşı sırasında Çatalca savunmasındaki başarısıyla Edirne’nin geri alınmasında rol oynadı. Musul‘da 12. kolordu kumandanı olarak bulundu. Urfa, Zeytun, Haçin, Musadağı’ndaki Ermeni ayaklanmalarını bastırdı. İngilizlerle anlaşan Mekke Şerifi Hüseyin’in isyana hazırlandığı haberinin alınması üzerine Medine’ye gönderildi. Şerif Hüseyin ve dört oğlu 3 Haziran 1916’da Medine çevresindeki demiryolu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlattılar. Medine karakollarına saldırdılarsa da paşa onları geri püskürttü. Asiler elli bin, Osmanlı ordusu onbeş bin civarındaydı. Paşa harekete geçti. Biriali, Elilalve, Birimaşi mevkiindeki asileri yenilgiye uğrattı.
Asiler, Mekke valisi Galip Paşa’nın tedbirsizliği yüzünden genel saldırıya geçti. Cidde, Mekke ve Taif’e girdiler. Fahrettin Paşa’nın savunduğu Medine’nin dışında heryer asilerin eline geçti. Fahrettin Paşa payitahttan asker ve yardım gelmemesine rağmen iki yıl yedi ay Medine’yi savundu. Medine’nin çevresini asilerden temizledi. 100 kilometrelik bir emniyet şeridi meydana getirdi. Osmanlı hükümetinin Hicaz’ı kısmen boşaltma kararı alması üzerine Fahrettin Paşa herhangi bir yağmaya karşı Medine’de Hazreti Peygamberin (asm) mezarında bulunan mukaddes emanetlerin İstanbul’a gönderilmesini teklif etti. Otuz parçadan oluşan mukaddes emanetleri 2 bin askerin koruması altında İstanbul’a gönderdi.
Medine’yi Suriye’den ayıran çölde yağmacılıkla geçinen bedeviler Şerif Hüseyin’in hileleri ve İngilizlerin paraları ile kandırılarak Osmanlı devleti aleyhine harekete geçirildikleri için Medine’yi Suriye’ye bağlayan demiryolunun korunması güçleşti. Casus Lawrence demiryolu boyunca dolaşarak rayları dinamitle parçalatıyordu. Zor durumda ve iaşesi de azalan Medine’nin tahliyesine karar verildi. Paşa elinde kalan az sayıdaki kuvvetle hem bu çöl yolunu hem de Medine’yi savunmaya devam etti. Fakat Medine kalesi isyancılar tarafından kuşatıldı. Şehirdeki halk ve asker açlık ve hastalıklarla mücadele etmeye başladı. Güç şartlara rağmen paşa şehri yine müdafaa etti.
İstanbul hükümetinin kaleyi tahliye etmesini istemesine karşılık ”Medine kalesinden ben Türk bayrağını kendi ellerimle indiremem, eğer mutlaka boşaltacaksanız buraya başka bir kumandan gönderin“ dedi. Fahrettin Paşa “takdir-i ilahi, rıza-yı peygamberi ve irade-i padişahi şeref müteallik oluncaya kadar müdafaası devam edecektir. İngilizlere Araplara teslim olmaktansa kendini feda edeceğini” söyler.
Mondros mütarekesi ilan edilmesine rağmen o yine yoluna ve müdafaaya devam ediyordu. Adliye nazırı ve padişahın iradesine rağmen, paşa emri dinlemedi. Yiyecekleri ve ilaçları bitmesi üzerine subaylarının baskısı ile teslimi kerhen kabul etti. Yine Araplara teslim olmadı Ravza-i Mutahhara yakınındaki bir medreseye giderek bir yere gitmeyeceğini söyledi. Mondros’tan yetmiş iki gün sonra Medine teslim oldu. İngilizlerin Türk Kaplanı dediği Paşa, savaş esiri olarak Mısır’a gönderildi. İstanbul’daki divanı harpte Nemrut Mustafa Divanı Harbi denilen mahkemece idama mahkum edildi.
8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtuldu, Moskova’ya geçti. Enver Paşa’nın daveti üzerine İslam ihtilal cemiyetleri kongresine katıldı. Milli Mücadeleye katılmak için Ankara’ya geldi. Kabil sefiri oldu. 1936’da Tümgeneral rütbesi ile emekli oldu. 22 Kasım 1948’de vefat etti. Vasiyeti üzerine Rumelihisarına defnedildi. Saygı ve hürmetle anıyor, ruhuna Fatiha gönderiyoruz. Kahraman kelimesi onu ifade eder mi?