RİSALEHABER
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şeb-i Arus töreninde “Kur’an’ı Türkçe okutma”sı ile başlayan tartışma "Türkçe ezan" ile devam ediyor.
Törende, “Allahuekber”, “Lâ ilâhe illâllah”, “Sadakallahulazîm” ve salavat gibi ifadelerin Türkçe'ye çevrilerek söylenmesi büyük tepki çekti.
Geçmişin kötü hatıralarını yeniden hatırlatacak kahredici bir olay
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu olaya "Hazreti Mevlânâ’nın vuslat gecesinde, ne yazık ki bizlere geçmişin kötü hatıralarını yeniden hatırlatacak kahredici bir olay vuku bulmuş, Kur’an’ı Azim’e ve Hz. Mevlânâ’ya büyük bir saygısızlık yapılmıştır. İlahî kelamı nüzûluna aykırı bir biçimde, özünden koparırcasına, sözde semâ gösterisi eşliğinde Türkçe okumak “hoşgörü” kelimesiyle ifade edilecek bir olay değildir. Hoşgörü, her inancı özü ve şekli itibarıyla olduğu gibi kabul etmek ve saygı duymaktır" ifadeleri ile tepki gösterdi.
Sinan Meydan fetva uydurdu
Atatürkçü yazar Sinan Meydan ise Altun'un bu sözlerine evlere şenlik bir cevap verirken fetva uydurmayı da ihmal etmedi. İbadet dilinin Arapça olduğunu görmezden gelen Meydan, "İmamı Azam Ebu Hanife bile ilahi kelamın başka dillere çevrilebileceğini söylerken, pek çok ilahiyatçı "aslolan lafız değil manadır" derken, bizzat Kuran'da "anlayarak okumanın" önemine işaret edilirken, dinin anlaşılmasından korkup Arapçayı kutsamak nedir? Bizim dilimiz Türkçedir" dedi.
Özür dileyeceğinize hayal kuruyorsunuz!
Fahrettin Altun, Meydan'ın bu tutarsız sözlerini cevapsız bırakmadı. Arapça ezan yasağının "zulüm" olduğunu bir kez daha hatırlatan Altun, "İşte Ezan-ı Muhammedi'yi yasaklayan zihniyet! Belli ki niyet aynı. Bu kadar savunma hiç de hayra alamet değil. "Allah-u Ekber" ile başlar mübarek ezan. "Tanrı uludur" diye başlamaz. O zulmü bu toprakların, bu vatanın evlatları unutmadı. Özür dileyeceğinize hayal kuruyorsunuz!" dedi.
18 yıllık zulüm
1932 ile 1950 yılları arasında tam 18 yıl Arapça ezan okumak yasaklanmıştı. Bu yasak hiçbir zaman unutulmadı. Namazla, ezanla işi olmayanların ısrarla uygulamak istediği yasak, halkın büyük kesimi tarafından her zaman olduğu gibi bugün de reddedildi.