Bugün cebheyi değişdim, olaylara öyle bakdım;
Hâdiseler aydınlandı, yoksa câhil kalacakdım.
Ülkede yaşanan her şey iktidârın suçu imiş;
Nasıl da göremedim, tuh, gerçeklerden ne uzakdım!
Bütün harbler Erdoğan’ın mârifeti değil miymiş!
Varmakdaymış tâ Umûmî Dünyâ Savaşlarına iş…
Târîhler yanlış yazıyor; Muhâlefet’e sorun siz:
Görün, nerelere kadar ulaşır esrârlı gidiş…
Belki Roma’yı da yakmış, Pompei’yi O yıkmışdır!
Kılıçdâroğlu’na sorsak, neler ortaya çıkmışdır?
Halaçoğlu da arşivden belge getirir şübhesiz;
Hasîb Bey, bunca ef’âli hesâblamakdan bıkmışdır…
Kaç dönemdir sandıkda hep muzaffer olması neden?
Çankaya’ya da çıkacak sonunda biz istemeden!
Tafrasız ve tarafsız bir kişi bulsaydık çabucak;
Bilmem ki çıkar mı aday bu def’a da A.Y.M.’den?
Muhtar bile olamazdı bizim basına sorarsan;
Şu halk da çok “gıcık” monşer, doğruyu eğer ararsan…
Gömlek değiştirenleri buldu, bakdık ki sonunda;
Kılığını hepden tebdîl etmişdik bize bakarsan…
Halka güven olmaz: kimi seçeceği hiç bilinmez!
Bu metodla iktidâra sittîn senede gelinmez…
Çabucak yeni planlar hazırlamak gerekiyor;
Kavuşsa bir de Çankaya zırhına, aslâ delinmez…
Darbe, muhtıra kalmadı; höt!-möt! de sökmüyor artık…
Gàlibâ biz siyâsetin çâresiz sonuna vardık!
Ne kanadlı sabîhler var, ne cübbeli zahîrimiz;
Atraksiyon-matraksiyon dinlemiyor nankör sandık!