Todorov ünlü eseri Fantastik’te kelimenin tarifini yapar. “Tümüylü kendimize ait, tanıdığımız şeytani, hava perileri, vampirleri olmayan bir dünyada öyle bir olay meydana gelir ki, o bildiğimiz dünya bunu açıklamaya yetmez. Olayı algılayan kişi iki olanaklı çözümden birini benimsemek zorundadır. Ya duyulardan kaynaklanan bir yanılsama düşgücümüzün yarattığı bir şey söz konusudur ve o zaman yasalar olduğu gibi kalır, ya da olay gerçekten olmuştur, gerçekliğin bir parçasıdır. İşte o zaman bu gerçekliği bizim bilmediğimiz yasalar yönetir. Şeytan ya bir yanılsamadır, düşsel bir varlıktır, ya da öteki canlı varlıklar gibi şeytan da gerçekte vardır.
Fantastik bu kararsızlık süresinde yer alır. Yanıtlardan her hangi birisini seçtiğimiz anda fantastikten uzaklaşarak komşu bir alana, ya tekinsiz ya da olağanüstü türlerin alanına girmiş oluruz. Fantastik kendi doğal yasalarından başka yasa tanımayan bir öznenin görünüşte tabiat üstü bir olay karşısında yaşadığı kararsızlıktır. Fantastik kavramı böylece gerçek ve düşsel olana göre tanımlanır. (Tzevetan Todorov, Fantastik .31)
Dede Korkut’un Basat’ın Tepegözü öldürdüğü Destanı‘nda Tepegöz tam bir fantastik öğedir. Aslında fantastik olan sadece Tepegöz değil, olaylar zinciri de fantastiktir.
Epizotun başı fantastik. ”Meğer hanım bir gün Oğuz otururken üstüne düşman geldi, gece içinde ürktü göçtü. Kaçıp giderken Aruz Koca’nın oğlancığı düşmüş. Bir arslan bulup götürmüş beslemiş. Oğuz şihe zamanla gelip yurduna kondu. Oğuz Han’ın at çobanı gelip haber getirdi” der. “Hanım sazdan bir arslan çıkıyor, at vuruyor, sallana sallana yürüyüşü adam gibi, at basarak kan sömürüyor.
Aruz ; Hanım ürktüğünüz zaman düşen benim oğlancığımdır belki, dedi. Beyler bindiler aslan yatağı üzerine geldiler. Aslanı kaldırıp oğlanı tuttular. Aruz oğlanı alıp evine getirdi. Şenlik yaptılar, yeme içme oldu. Amma oğlanı ne kadar getirdilerse durmadı, geri aslan yatağına vardı. Tekrar tutup getirdiler. Dedem Korkut geldi, der.
“Oğlanım sen insansın hayvanla arkadaş olma, gel güzel ata bin, güzel yiğitlerle at sür, at koştur. Büyük kardeşin adı Kıyan Selçuk’tur. Senin adın Basat olsun, adını ben verdim, yaşını Allah versin” dedi.
Dede Korkut büyük bir fantastik dehası. Deli Dumrul da bir fantastik, bir itikadı bir fantastik ile anlaşılır hale getirmek büyük muhayyile sahibi olmak. Balzac, Tılsımlı Deri romanını bir fantastik gibi kurgulamış ama Dede Korkut’un yanında çömez kalır o kurgu. Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adından başka ciddi bir fantastiği yok.
Kurgu ustası Tepegöz gibi bir olağanüstü canavarı öldürmek için epizotun başında bir kahraman üretiyor, birileri kaçarken bir çocuk yola düşüyor, arkasından bir arslan onu götürüp emzirip büyütüyor. Dede Korkut gelip bu sürekli ormana giden çocuğu sivilize ediyor, ama onun duası ile çocuk ikili şahsiyetinden insana avdet ediyor.
Konur Koca Sarı Çoban, yine fantastik bir olayın öznesi olur. “Uzun Pınar denmekle meşhur bir pınar vardır. O pınara periler konar, ansızın koyun ürktü, çoban ekkeçe erkek keçiye kızdı, ileri vardı. Gördü ki peri kızları kanat kanada bağlamışlar, uçuyorlar, çoban keçesini üzerine attı, peri kızının birini tuttu. Tamah edip derhal temasta bulundu. Koyun ürkmeğe başladı. Çoban koyunun önüne koştu, peri kızı kanat verip uçtu. “Çoban yıl tamam olunca bende emanetin var gel al. Amma Oğuz’un başına felaket getirdin“ dedi. Çobanın içine korku düştü, amma kızın derdinden benzi sarardı. Çoban yine yaylaya vardı, peri kızı geldi “Çoban emanetini al, amma Oğuz’un başına felaket getirdin” dedi.
Aruz Tepegöz’ü alır evine getirir, günde bir kazan süt yetmez olur. Oğlancıkların burnunu kulağını yedi, Aruz’a şikayet ettiler o da evden kovdu. Tepegöz bin dağa varır, yol keser, adam alır, büyük harami olur. Kılıç, ok, mızrak işlemedi, Oğuz’dan adam yemeye başladı. Birçok meşhur Oğuz’u kimini öldürdü kimini perişan etti. Oğuz Tepegöz’ün elinde perişan oldu.
Dede Korkut anlaşma yapmak ister, Tepegöz günde altmış adam ister. Dede Korkut böyle olursa Oğuz’da adam kalmaz der. Günde iki adam ile beşyüz koyuna razı olur. Oğuz’da oğlan kalmaz.
Bir kadın gelir, Basat’a derdini anlatır Tepegöz’ün yaptıklarını hikaye eder, “İki oğlum vardı, birini verdim, tekrar sıra bana geldi. Onu da istiyorlar, hanım bana meded, Basat’ın gözleri yaşardı. Basat hatun kişiye bir esir verir oğlunu kurtarır. Oğuz Beyleni gelir Basat Tepegöz’e karşı çıkacığını söyler. Tepegöz’e hiçbir şey işlemez ihtiyarlar ona gözünden başka yerine hiçbirşey işlemez. Bir ocağa şiş koydurur. Kızdırılmış bir şişi Basat’ın gözüne sokar gözü kör olur.
Tepegöz onu hazinesinin olduğu kümbete sokar, Basat “Lailahe illallah Muhammedün Resulullah” bu kudsi kelam üzerine Basat kümbedden açılan yedi kapıdan dışarı çıkar. Tepegöz korkar. “Şimdi kardeşiz bana kıyma” der.
Basat yerinden kalkar Tepegöz’ün dizi üzerine çökerdir. Tepegöz’ün kapasını koparır, arkadaşları müjde götürürler. Aruz Koca evine gelir, Basat’ın canavarı öldürdüğünü söyler. Oğuz Beyleri geldiler, Dede Korkut Basat’a dua etti.
Kara dağa seslendiğinde cevap versin
Kanlı kanlı sulardan geçit versin
Erlikte kardeşinin kanını aldın, kudretli Oğuz beylerini
Yükten kurtardın Kadir Allah yüzünü ak etsin Basat, dedi
Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın
Günahınızı
Adı güzel Muhammed Mustafa’ya
Bağışlasın hanım hey !...