Abdurrahman, "Gazzeliler, dünyaya nasıl yaşanacağını yeniden gösterdi. Gazze'de olanlar ölmüş değerlerin yeniden canlandırılmasıdır." dedi.
Filistinlilerin sergilediği dik duruşun bir tür "zafer" olduğunu belirten Abdurrahman, "Dik duruş, gerek siviller gerekse direnişçilerin en belirgin özelliği. Savaşın sonucu ne olursa olsun bu dik duruş, zaferin alametidir." diye konuştu.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği "Aksa Tufanı"nı değerlendiren Abdurrahman, İsrail'in bir işgal devleti olduğunu ve Hamas'ın kendini savunduğunu söyledi.
Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de hedef aldığı bölgenin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1948'de tanınan İsrail'in bir parçası olmadığına dikkati çeken Abdurrahman, bu bölgenin İsrail tarafından 1967'de işgal edildiğinin altını çizdi.
GÜNEY AFRİKA, KİMSENİN ATMADIĞI BİR ADIMI ATTI
Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davası hakkında konuşan Abdurrahman, Güney Afrika'nın kimsenin atmadığı bir adımı attığını, bu vesileyle Hamas'ın nefsi müdafaa konumunda olduğunun teyit edilmesi gerektiğini söyledi.
UAD'nin 2004'te İsrail'in Batı Şeria'da Ayrım Duvarı inşasının hukuki olmadığına dair görüş bildirdiğine ve İsrail'den duvarı yıkmasını istediğine işaret eden Abdurrahman, bunun İsrail'in işgal devleti olarak nefsi müdafaa hakkı olmadığı anlamına geldiğini belirtti.
ARAP REJİMLERİ ABD'NİN VESAYETİ ALTINDA
İsrail'in Gazze'ye saldırıları konusunda Arap ülkelerinin konumuna ilişkin ise Abdurrahman, "Arap rejimlerinin tutumu malum, ABD'nin vesayeti altındalar. Hiçbir şey yapamazlar. Ayrıca son dönemde Hamas ile Arap yönetimleri arasındaki ayrılıklar da yaşandı. Bu da işin siyasi tarafı." ifadelerini kullandı.
Abdurrahman, ABD'nin Arap bölgesine müdahalesine dair şunları söyledi:
"Arap ülkeleri buna karşı çıkıyor ama bu müdahaleye karşı herhangi bir şey de yapmıyor. Arap halkları güçlü olmasına rağmen, rejimleri zayıf. Rejimler halktan güç almıyor, aksine başka kesimlere başvuruyor. Bu rejimler arasında Filistin davasıyla dayanışma içinde olan bazı kişiler bulunsa da özellikle resmi düzeyde büyük adımlar atmaya muktedir değiller."
"ÜMMET, İÇİNDE BULUNDUĞU ZİLLETTEN KURTULACAK RUHA SAHİP DEĞİL"
Filistin davasında rolü olan kişilerin güçlü bir maneviyat ve sorumluluk bilincine sahip olduğunu vurgulayan Abdurrahman, bu konuda herkesin özellikle de Allah karşısında sorumlu olduğunu hissedenlerin elinden geldiğince Filistin'e destek olması gerektiğini dile getirdi.
Abdurrahman, "İnsan şu an konuşamıyor, bu durumda yalnızca ağlanabilir. Yalnızca Gazze'deki ölü ve yaralılar için değil, içinde bulunduğumuz durum da ağlamayı gerektiriyor. Büyük bir zillet içindeyiz. Ümmet, içinde bulunduğu zilletten kurtulacak ruha sahip değil." ifadelerini kullandı.
"YEMENLİLERDE GÜÇLÜ BİR İMAN VAR"
Yemen'deki Husilerin, Kızıldeniz'de İsrail'e giden gemileri hedef almasına ilişkin Abdurrahman, "Yemen'de bu ruh mevcut. Husilerin, İran destekli olması ayrı bir konu. Ancak Yemenlilerde güçlü bir iman var. Bu nedenle harekete geçtiler, İran desteklese de desteklemese de. Yemenliler, zorlukların üstesinden gelme gücüne sahip. Zaten bu güce sahip olmayanlar harekete geçemez." değerlendirmesinde bulundu.
aa