Kabul, Kararlılık ve Teslimiyet (ACT)

Fatih DURGUN

Bu yazımızda Russ Harris’in “Mutluluk Tuzağı” adlı eserinde rastladığım ve modern dünyanın bireyin üzerinde katlanarak arttırdığı stres, kaygı, depresyon ve çaresizlik duygularına şifa olan ve köklerini bilişsel davranışçı terapiden alan Kabul ve Kararlılık Terapisini (ACT)[1] Kadim Bilgeliğin sürekli bir surette salık verdiği Teslimiyet hakikati ile birlikte anlamaya sorunlarımızla başa çıkmak için sunulan çeşitli yöntemlerle kullanmaya çalışacağız.

Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT)’nin isminden de anlaşılacağı gibi temel mesajı kişisel kontrolünün dışındakileri kabul et ve hayatını zenginleştirecek davranışları devam ettirmede kararlı oldur.

ACT’ye göre hayat kalitesi öncelikle ana odaklı ve değerler odaklı eylemlerle ilgilidir ve bu durum da ne kadar fazla semptoma bağlı olduğumuzdan bağımsız bir durumdur.

ACT’nin hedefi semptomların azaltılması değil, altı temel ilkeye dayanarak sizin iki ana hedefe ulaşmanızda yardımcı olacaktır:

1-Acı veren duygu ve düşüncelerle etkili bir şekilde başa çıkmak

2-Zengin, dolu ve anlamlı bir yaşam sürmek

En sonunda da ana odaklı değerler doğrultusunda kabul edip kararlılıkla yürüyerek devam eden bir hayat biçimine ulaşmaktır.

Bu 6 temel ilke şunlardır:

  1. Ayrışma: Zihninizden geçen her düşüncenin aslında size ait olmadığı ve o düşünceleri kabullenip ana odaklanmak suretiyle ayrışarak hayatımız üzerindeki etkisini azaltmaktır.
  2. Yer Açma: Can sıkıcı duyguları, bedensel dürtüleri duyumları bastırmak yerine onları kabullenerek onlara yer açmak anlamına gelmektedir. Bu düşüncelere ve duygulara içinizde yer açtıkça bunların sizi daha az rahatsız ettiğini ve ortalarda dolaşıp sizi daha az rahatsız ettiğini ve daha hızlı bir şekilde kendiliğinden kaybolup gittiklerine şahit olacaksınız.
  3. ANA ODAKLANMA Ana odaklanma şimdiki zamanda yaşama şu anda yaptığınız iş her ne ise ona odaklanma ve kendinizi tümüyle buna verme anlamına gelir. Geçmişin üzerinde durmak veya gelecek için kaygılanmak yerine, burada ve şu anda olanla derinlemesine bir bağlantı kuruyorsunuz.
  4. GÖZLEMLEYEN BENLİK: Hesap yapan, ölçüp biçen, hüküm veren benlik yerine farkındalığını arttırarak anda kalmayı başarmış benliğin yalnızca izleyici haline gelerek kaygılardan ve duygusal tepkimelerden sıyrılabilmiş insan zihnini ifade etmektedir.
  5. DEĞERLER: Nasıl bir insan olmak istiyorsunuz, sizin için dikkate değer ve anlamlı olan nedir, hayatta neyin savunucusu olmak istiyorsunuz? Değerleriniz hayatınızda size bir istikamet sağlar ve önemli değişiklikler yapmak için sizi motive eder.
  6. DEĞER ODAKLI EYLEMLER: Eyleme geçmeden kendimizi keşfetmek ve zengin, anlamlı bir hayatı yakalamak mümkün değildir. Elbette değer odaklı eylemden kasıt kararlı, etkin, değer odaklı eylemde bulunmak anlamına gelmektedir.

Kabul ve Kararlılık Terapisini (ACT)'nin kadim hakikatlerdeki karşılığı teslimiyet ve tevekküldür. Acizliğini ve zayıflığını kabullenmiş olan ego, artık kendisinin üzerinde bulunan bir güce sığınmak ve dayanmak isteyecektir.

Bunun ardından kendisinden çokça yüce ve aşkın olan O kişinin tüm hükmünü kabullenecek ve sırtındaki yükünü onun gemisine bırakmak suretiyle Ona teslim olacaktır.

Ancak bunu pasif bir kabulleniş veya yılgın bir bekleyiş olarak değil de var gücüyle tüm olasılıkların sınırlarını zorlayarak açılacak olan kapılara adım atmaya hazırlanmak olarak görebiliriz.

Bunu bir örnek olay üzerinden somutlaştırarak yazımıza son vereceğiz:

Bir gün bir denizcinin teknesi denizin ortasında alabora olmuş, denizci can havliyle bulduğu bir tahtaya tutunmuş. Günler sonra dalgaların sürüklemesiyle bir adaya ulaşmış. Adadaki kahramanımız her gün Allah’a kendisini kurtarması için dua ediyormuş. Günler günleri kovalamış kahramanımız kendisine tahtadan bir barınak yapmış ve çaresizce temel ihtiyaçlarını gidermeye uğraşıyormuş fakat düzenli gerçekleştirdiği duasını hiç bırakmıyormuş. Bir sabah uyandığı sırada barınağının alev aldığını görmüş hemen dışarıya fırlayarak canını kurtarmaya uğraşmış. Denizin kenarında kırık bir kalp ve gözünden akan yaşlarla ALLAH’a;

“Rabbim ben her gün sana dua ve niyazda bulunmama, sana sığınmama ve seni sevmeme rağmen senin beni sevmediğini anladım. Senin beni bu adadan kurtarmanı beklerken sen benim binbir güçlükle yaptığım barınağımın yanmasına izin verdin. Rabbim sen beni sevmiyorsun neden bunların başıma gelmesine izin verdin!

Neden, Neden!

Tam o sırada uzaktan bir geminin belirdiğini görmüş ve sevinçle yerinden fırlayarak “Heyyyy! Buradayım. “Beni buradan kurtarın” demiş. Gemi yanına gelmiş ve onu oradan kurtarmış kahramanımız gemidekilere kendisini nasıl bulduklarını sormuş.

Gemidekiler biz yolumuzda seyr ederken bir duman gördük ve orada birisinin bulunabileceğini düşünerek rotamızı buraya sürdük ve seni bulduk demiş. Bunun üzerine kahramanımız tüm çabalarına rağmen kabul ve teslimiyette bulunmaması ve yüce yaratıcının hikmetini tenkit ettiği için kendisinden utanmış. Bundan sonra her şeyi kavramak konusunda aciz olan aklıyla büyük laflar etmeyeceğine ve ana odaklı yaşayarak büyük planı izlemesi gerektiği konusundaki dersini almış.

Hak, şerleri hayr eyler,
Zannetmeki gayr eyler,
Ârif ânı seyr eyler,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse, güzel eyler...

İbrahim Hakkı Hz.

[1] Kabul ve Kararlılık Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy-) İngilizce harflerinin kısaltılmış şeklidir.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.