Keşif Psikolojisi: Güzel Gören Güzel Düşünür Ama Nasıl?

Fatih DURGUN

Modern yaşamın hayatımıza etkileri sayılamayacak kadar çoktur. Modern yaşam tarzı ile birlikte hayatımıza girmiş olan hız, tüketim, seri üretim ve globalleşme ile birlikte her ne kadar yaşam tarzımız, giyimimiz, sahip olduklarımız değişmiş olsa da tarihteki atalarımıza göre hastalıklarımızda ve sorunlarımızda da bir o kadar farklılaşma ve artış meydana gelmiştir.

Bundan sonraki yazı serimizde Rabbimizin inayetiyle insanın sorunlarına çözüm yollarını sunan kadim hakikatleri Modern Psikolojinin de çalışmaları ışığında inceleyerek yaşadığımız sorunları tespit etmeye ve çözme uğraşını vereceğiz.

Bazı kimseler: “Psikoloji ilmine ne gerek var kardeşim şeriata uysak ve dinin yolunu izlesek sorun morun kalmaz” diye düşünerek psikoloji ilminin verdiği emekleri hiçe sayabilmektedir.

Elbette dinin ve sünnetin yolunu izleyen insanlar sorunlar karşısında daha rahat tavır sergileyecekleri bir gerçektir ancak zaten insanlar bunu bilmelerine rağmen yaşamlarına aksettirmekte zorluk çektikleri için terapilere ve anti-depresanlara olan talepler hiç olmadığı kadar artmış durumdadır.

Aynı zamanda ülfet perdesi altında ezberci yaklaşımlar dinin yolunda bulunduğunu düşünen birçok insanın çıkmazıdır.

Psikoloji ilmi ile birlikte mevcut hakikatler ortaya konulmaya çalışılmaktadır ancak tek bir farkla ki o hakikatler üzerinde tefekkürde bulunularak ve gelişen yöntemlerin tecrübeleri ile birlikte bu hakikatlerin pratiğe dönüşmesi konusunda önemli bir gelişme yaşanmış olması sebebiyle psikolojiye ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun farkında olan Üstad Bediuzzaman (r.a) Kur’an’a dost olan felsefeden yararlanılması gerektiğini söylerken tam da bu hakikati gözler önüne sunmaktadır.

Psikoloji serimizin ilk yazısı olan bu yazımızda Bediuzzaman’ın “Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır” şeklinde ifade ettiği psikolojik hakikati Bilişsel Davranışçı Terapi ABC yöntemi ile uygulanabilir hale getirmiştir.

Peki nedir bu ABC yöntemi?

Gün içerisinde farklı farklı olaylara şahit olmaktayız. Bu olayların kimisi bizi iyi hissettirirken kimisi de kötü hissettirmektedir.

ABC yöntemi ile aslında tespit edilmiştir ki olayın kendisi değil olayları algılama ve yorumlama biçimimiz duyguları ve tepkilerimizi belirlemektedir.

ABC modelinde A (Olay), B (Düşünce), C (Tepki) olmak üzere üç bileşen vardır.

Bir olayı veya durumu tehlikeli, kötü olarak yorumladığımızda korku, öfke, üzüntü, gerginlik gibi duygular yaşarız ve duygularımızla uyumlu davranışlar sergileriz; bağırmak, ağlamak, gitmek gibi.

Bir olayı sevindirici, iyi olarak yorumladığımızda ise kendimizi mutlu, neşeli hissederiz, güleriz.

Bazen de bir durumu nötr veya normal olarak algılarız. Bu durumda sakin oluruz, davranışımız değişiklik göstermez.

Aynı olay karşısında birçok insan farklı tepkiler verebilir. Bilişsel Davranışçı Terapi’ye göre durumu veya olayı değiştiremeyiz ama bakış açımızı değiştirebilir, olaylara daha farklı yaklaşabiliriz.

Örnek vermek gerekirse sabah iş yerinde selam verdiği arkadaşının kendisine selam vermediğini gören Ahmet hemen bu A (Olay)’ı arkadaşım beni sevmiyor, demek ki arkamdan konuşmuşlar yoksa böyle yapmazdı, ben kötüyüm şeklinde B (Düşünce) ile kötü yorumlar ve bu düşünceler ardından değersizlik, kötü, üzgün C (Duygu)ları ortaya çıkartır.

Halbuki Ahmet karşılaştığı bu A (Olay)ı “arkadaşım karısıyla kavga etmiş olmalı yoksa bu şekilde davranmazdı, dalgınlığına geldi o yüzden selam vermedi şeklinde B (Düşünce) değiştirmesi sonucunda Ahmet’te değerlilik, özgüven ve mutluluk C (Duygu)ları ortaya çıkacaktı.

“Peki ya gerçekten sürekli olumsuzu yormaya meyilli olan zihnimiz haklıysa ve ortada kötü bir düşünce mevcutsa yani o zaman kendimizi kandırmış olmaz mıyız” dediğinizi duyar gibiyim.

Bunu da psikolojide öne çıkan “öyle değilsen bile öyleymişsin gibi davran” kuralıyla olumsuzu olumluya çevirdikçe o problem problem olmamaya başlayacak ve bir zaman sonra o problemin verdiği zarar ortadan kalkarak bize faydalı hale gelecektir. Ancak elbette bu sorunların farkında olarak onları aşma yoluyla gerçekleşmelidir. Aksi taktirde sorunlardan ders çıkarmamız engellenebilir.

Demek ki tek yapmamız gereken gün içinde sürekli bu yöntemle olayları güzel görmek, güzel görünce güzel düşünmek güzel düşününce de hayatımızdan lezzet almaktır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.