- Fetih suresinin 28. ayetinin özet meali şöyledir:
“Allah, peygamberini hidayet ve hak din ile gönderdi ki, onu bütün dinlerin üzerine çıkarsın / bütün dinlerden üstün kılsın diye...”
“Allah İslam’ı bütün dinlerden üstün kılmak için…” manasına gelen لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّه cümlesinin ebced değeri -şeddeler sayılsa- 1444 eder. Şöyle ki:
Lam: 30, ya: 10, Zı: 900, He: 5, Ra: 200, He: 5, Ayın: 70, Lam: 30, Ya: 10, Elif: 1, Lam: 30, Şeddeli Dal: 8, Ya: 10, Nun: 50; kâf: 20, şeddeli Lam: 60, He: 5 Toplam: 1444.
1444 sayısı hicri tarih kabul edilirse, bunun miladi karşılığı: 2023’tür.
İnşallah altı-yedi sene sonra, Kur'an’ın ve İslam’ın hakikatleri, önce Türkiye’de sonra İslam aleminde ve daha sonra bütün dünyada anlaşılmış olur, insanlar da bu hakikatlere canıgönülden bağlanır.
- Ülkemiz başta olmak üzere, İslam dünyasının birçok güzel ve hayırlı hedefleri var... Bunların çoğu maddi sahalarda, siyasi ve içtimai konularla ilgili olsa da manevi yönden de vicdanı hür, irfanı hür, imanı hür, ilmi hür, fikri hür olan insanların en büyük ihtiyaçları olan Allah’a ve ahiret gününe iman konusunda da büyük bir kuvvet kazanacaklarında şüphe yoktur.
Zira, bütün zulüm ve istibdatlara rağmen imanına -bir derece de olsa- sahip çıkan Müslümanlar, bundan böyle bulunacakları din ve vicdan hürriyetlerine saygılı, insanların ihtiyaçlarını ön planda tutan bir sosyolojik zeminde çok daha fazla sahip çıkacaklar..
Bediüzzaman Hazretleri, ayet ve hadislerden aldığı ilham ile şöyle der:
“...Hem üç şiddetli ihtiyaç ve meyl-i sefahet ve ölümü her vakit hatıra getiren kesretli hastalıklar ve dinsizlik cereyanlarının o medeniyetin içlerine yayılmasıyla; intibaha gelip uyanmış beşerin gözü önünde ölümü idam-ı ebedî suretinde gösterip, her vakit beşeri tehdid ediyor. Bir nevi cehennem azabı veriyor."
"İşte bu dehşetli musibet-i beşeriyeye karşı Kur'an-ı Hakîm'in dört yüz milyon (şimdi yaklaşık 1.500.000.000) talebesinin intibahıyla ve içinde semavî, kudsî kanun-u esasîleriyle bin üç yüz sene evvel gösterdiği gibi, yine bu dört yüz milyonun kendi kudsî esasî kanunlarıyla beşerin bu üç dehşetli yarasını tedavi etmesini; ve eğer yakında kıyamet kopmazsa, beşerin hem saadet-i hayat-ı dünyeviyesini, hem saadet-i hayat-ı uhreviyesini kazandıracağını ve ölümü, i'dam-ı ebedîden çıkarıp âlem-i nura bir terhis tezkeresi göstermesini ve ondan çıkan medeniyetin mehasini, seyyiatına tam galebe edeceğini ve şimdiye kadar olduğu gibi; dinin bir kısmını, medeniyetin bir kısmını kazanmak için rüşvet vermek değil, belki medeniyeti ona, o semavî kanunlara bir hizmetkâr, bir yardımcı edeceğini Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın işarat ve rumuzundan anlaşıldığı gibi rahmet-i İlahiyeden şimdiki uyanmış beşer bekliyor, yalvarıyor, arıyor!” (Emirdağ Lahikası-II, s. 100, 101)
“İki dehşetli harb-i umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle katiyyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna' eden Kur'an ile bir musalaha veya tâbi' olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur'ana kılınç çekemez.” (Emirdağ Lahikası-II, s. 72)
Son olarak alem-i misalde o meclis-i münevverin asrın müceddidine verdiği müjdeyi Risale-i Nur’dan okuyalım:
“Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı olacaktır!..” (Sünuhat-Tuluat-İşarat, Rüyada Bir Hitabe, s.50)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet