Alçak bir terör saldırısı olan darbe teşebbüsünden önce haber programlarının hemen hemen hepsi tatile ayrılmıştı. Hain saldırıdan sonra herkes ekranlara geri döndü. Olması gereken de bu zaten.
Her gün her kanalda saatlerce birden fazla haber programı olduğu için, belli bir zaman sonra aktarılan bilgiler bitti, tükendi, tıkandı. Doğal olarak bu kadar fazla bilgi akımından sonra sulandırma dönemi başlar. Sanki şuan tam da FETÖ davası sulandırılmaya başladı.
Bunun en önemli iki faktörü:
1. Programlara sürekli eski FETÖ mensupları katılıyor. Bunda aslında yadırganacak birşey yok. Fakat bu kişiler dört senedir anlattıklarının tıpa tıp aynısını anlatıyorlar. Habercilik ise yenilik esası üzerine kurulduğu için, aynı bilgileri vermemek için reyting uğruna zamanla absürd bilgiler oluşturabiliniyor. Örneğin “FETÖ´nün çok etkili cinleri var“, “FETÖ büyüyle, hipnoz ile herkesi yönetebiliyor“, “FETÖ´nün deprem yaptırma gücü var“ gibi safsatalarla FETÖ´ye doğaüstü güçler veriliyor.
Bunun yanı sıra FETÖ`ye girmemiş, fakat kıyısından geçmiş, katılmadığı için zarar gördüğünü söyleyen katılımcılar var. Bunlar da “İlkokuldayken öğretmenim notumu kırdı. Kesin FETÖ´cüydü", “25 sene önce oynadığım futbol takımından istemeyerek başka bir takıma transfer oldum, FETÖ´cü oyun arkadaşımın bu işte parmağı olabilir“ tarzında akıl ve mantık dışı ifadelerle dava iyice sulandırılıyor. Abartılarla ciddiyet kayboluyor.
2. Ergenekon davasından hapiste yatmış olanlar, eski TSK elamanları ve kemalistler ekranlarda güya FETÖ`ye vururken, tüm cemaatleri ve dini grupları töhmet altında bırakıyorlar. Verilen mesaj açık ve net: “Dini cemaatlere göz yumarsanız, destek verirseniz, olacağı budur.“ Bu grubun yaydığı başka bir mesaj ise “FETÖ üyelerinin devlet birimlerinden alınmasından dolayı boşanan alanlara başka cemaatler mi yerleşecek?“ Bu şekilde paranoya, korku ve endişe aşılanmış olunuyor.
Her iki faktör de tehlikeli.
Bu kadar ciddi bir olayı sulandırarak davayı etkisiz hale getirmemek gerekir.
FETÖ´nün ne olduğu belli. Bilgi uydurmaya gerek yok. Gereken cezalar hukuki olarak verilmeli. Evinde FETÖ liderinin kitaplarını bulunduranlar değil, bir zamanlar çocuklarını bunların okullarına göndermiş olanlar da değil, FETÖ sisteminde yer alanlar tespit edilip, adil bir şekılde yargılanmalı. Yoksa yanlış kişiler peşinde koşmakla, tam da örgütün isteği yerine gelmiş olacak. Sistemde yer almayan kişileri tespit etmek hem boşu boşuna oyalanmadır, hem de FETÖ medyası “Suçlu, suçsuz herkes yargılanıyor“ algısını yayacaktır.
Aynı zamanda FETÖ bir dini cemaat değildir. FETÖ´nün üzerinden tüm cemaatleri tehlike olarak göstermek de aynı tehlikeyi içeriyor. Bu eski reflekslere de artık düşmemek gerekir.
https://twitter.com/Cemil_Sahinoez