Risale Haber-Haber Merkezi
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, FETÖ'nün Risale-i Nur'u hangi amaçla kullandığını anlattı.
Tarhan, yeni bir kitap kaleme aldı. Timaş Yayınları’ndan çıkan ve darbe psikolojisini anlattığı “Anne Darbe Ne Demek?” isimli kitabında Tarhan, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yaşananları farklı bir çerçeveden değerlendirdi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yeni kitabı ile ilgili Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda bir panel gerçekleştirildi.Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mithat Baydur moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Anne Darbe Ne Demek” isimli panele Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Ak Parti Burdur Milletvekili ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek ile Gazeteci Yazar Avni Özgürel panelist olarak katıldı.
“Darbe bitmez ama şartları oluşturmayalım”
Yeni kitapta silahlı kuvvetler, cemaat analizi yaparken toplumdaki darbeye zemin sağlayan psikolojik sosyal dinamikleri de irdelediğini vurgulayan Tarhan, “Darbenin fikri temelleri nelerdi, ideolojik temelleri nelerdi? Tekrar darbe olmaması için toplumun nasıl olması gerekiyor? Tüm bu etkenleri incelemek istedim” dedi.
Kitabın ismini çocuğun masum sorusundan hareketle koyduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu saf soru bir ümidi de ifade ediyor. Toplum olarak bilgilenirsek darbe kötüdür dersek darbeyi, ciddi bir tehdit olarak görürsek bir daha darbeler yaşanmaz. Toplumun darbe konusunu analitik bağlamda analiz etmesi gerekiyor, darbeyi şeker hastalığı gibi görmek gerekiyor. Nasıl ki şeker hastalığı dikkat edilmediğinde şartlar oluşursa yeniden ortaya çıkar. Darbe de böyle bir hastalıktır, darbe bitmez ama biz şartları oluşturmayalım” dedi.
2010’dan itibaren ciddi bir şekilde strateji değiştirdi
15 Temmuz darbe girişimine giden süreçten de kitabında bahsettiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “FETÖ, ‘Cemaattik cemiyet olduk şimdi devlet olacağız’ diyerek 2010’dan itibaren ciddi bir şekilde strateji değiştirdi. Türkiye’de yaşananları bu çerçevede ele aldığımız zaman bir grup kullanıldı, bunun farkına varması gerekiyor. Bizim iliklerimize kadar bir kadrolaşma oluşturmuşlar. Bu kadrolaşma sonucunda 27 Mayıs'ı yapabilecek gücü olmuş. Bütün darbeleri yapabilecek gücü olmuş. Bu olayda da bakıyorsunuz FETÖ darbesi gibi görünüyor ama aslında Atlantikçi darbe. Bu kitapta vurgulamaya çalıştığım konu şu; herkesin eleştirel düşünceyi mutlaka yüceltmesi gerekiyor, kim olursan ol. Hiç kimse sorgulanmaz değil, hesap verilmez değil” dedi.
Cemaat narsizminde cemaat kibri oluşuyor
FETÖ’nün masum insanların dini inançlarıyla oynadığını belirten Tarhan, “Hizmet hareketi olarak başlayan cemaat, dini bir hareket, nasıl oldu da terör hareketine dönüştü. Bunu çoğu kimse aklına oturtamıyor. Burada Gülen’in tasavvuf yöntemini ve tasavvuftaki masum imam algısını çok iyi kullandığını görüyoruz. Biliyorsunuz masum imam dediğiniz zaman günahsız kabul ediliyor, mehdi ya da İsa Mesih olarak kabul ediliyor. Bâtıni felsefede olan, batıni tasavvuf okullarında olan masum imama körü körüne itaat etmeyi çok iyi kullanıyorlar, ikincisi cemaat narsizmini çok iyi kullanıyor. Cemaat narsizminde cemaat kibri oluşuyor. Cemaat eleştiriye kapalı oluyor, kapalı bir grup oluşturuyorlar ve kendilerini eleştiriden uzak tuttukları için kendi içlerinde kahramanlık ideolojisi oluşuyor, bu kapalı grup içerisinde kendi grup dinamiklerini oluşturuyorlar. Bu kapalı grup içerisinde hızla büyüdüler” dedi. “Tasavvuf kültürü Anadolu’nun mayası olmuş, bunun etkisiyle her sakallıya dede diyor” diyen Prof. Dr. Tarhan, “Bunun etkisiyle bu ülkede çok kolaylıkla masum imam ideolojisine inanılıyor” dedi.
Ciddi bir şekilde Risale-i Nur istismarını görüyoruz
FETÖ’nün kullandığı diğer yöntemin de takiyecilik yöntemi olduğunu belirten Tarhan, “Aslında Sünni kültürde hiç yeri olmayan bir yöntem, Makyavelist bir anlayış, emellere ulaşmak için her şey meşrudur tarzında bir yaklaşım. Hiçbir fıkıh kitabında olmayan bir yaklaşım. Ayrıca Risale-i Nur eserlerini çok iyi kullandı, bu eserlerde çok güçlü maddi deliller var, bunlar ikna eden kitaplar. Akıl yoluyla inanç meselelerini anlatan kitaplar ve dini değerlerini ispat eden kitapların sağlamlığı var. Bu iki etkili eseri kullanarak dinini öğrenmek isteyen insanları kendilerine bağladı ve bu da ciddi bir şekilde Risale-i Nur istismarını görüyoruz” dedi.
10. Haçlı seferi gibi görmek gerekiyor
“Türkiye’de şu anda ideolojik kutuplaşmayı kim yapıyorsa Türkiye’nin kötülüğünü istiyordur, bunu iyi bilmek lazım” diyen Prof. Dr. Tarhan, “Hollanda’da Almanya’da şu anda yaşananlar da ordu içerisindeki kadrolaşmayı yönetemedikleri için şimdi siyasi oyunlarla yapmaya çalışıyorlar bunu 10. Haçlı seferi gibi görmek gerekiyor” dedi. Şu anda Türkiye’nin Almanya ve Hollanda ile yaşadığı sorunun tesadüfi olmadığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Bunlar silahlı kuvvetlerde kadrolaşmadan sonuç alamadıklarını anlayınca şu anda Türkiye’nin elini ayağını bağlamak istiyorlar. Toplumun kanaatini değiştirmek istiyorlar. Kimin eli ayağı bağlanır, kurbanların eli ayağı bağlanır. Fakat şunu bilmiyorlar, aslanlar kurban olmaz.