FETÖ'den ihraç edilen Prof. Kurbanoğlu'ndan Karaman'a: Nur talebesiyim onlarla ilgim yok!

FETÖ nedeniyle kamudan ihraç edilen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Kurucu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu, Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a mektup gönderdi.

Risale Haber-Haber Merkezi

FETÖ nedeniyle kamudan ihraç edilen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Kurucu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu, Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a mektup gönderdi.

Kurbanoğlu'nun mektubunu Prof. Dr. Ahmet Akgündüz şu ifadelerle yayınladı: "FETÖ'cü denilerek ihraç edilen ve 35 yıldır Nur Talebesi olarak tanıdığım Prof. Cahid Kurbanoğlu'nun Muhterem Hayreddin Karaman'ın son günlerde kaleme aldığı güzel yazılarına karşı, güzel olmayan çirkinlikleri açıklayan mektubu yayınlayacağım."

"Üniversite öğrencilik yıllarından itibaren 47 yıldır Risale-i Nurları okuyan, istifade etmeye çalışan, uygulamaya çalışan, meslek ve meşrebi doğrultusunda hareket eden birisi" olduğunu anlatan Prof. Kurbanoğlu, "Eğer üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Talebeliğine kabul ederlerse, iftiharla Nur Talebesi olduğumu da söyleyebilirim. Geçmişte, bugün FETÖ diye isimlendirilen bu oluşumla herhangi bir ortak paydam olmamıştır. Çünki bizim hizmetimiz bellidir. FETÖ'nun şaşaasına hiç kapılmadık. Kendi mütevazi hizmetimize kanaat ettik. Hedefimizde de Rıza-i İlahi'den başka bir şey yoktur. Ne dünyevi menfaat, ne iktidar aşkı. Risale-i Nurları ve meslek ve meşrebini siz benden daha iyi bilirsiniz" dedi.

Mektup aynen şöyle:

"Sayın Prof. Dr. Hayrettin Karaman. 
Selamün Aleyküm hocam.

Sizinle çok öncelerden tanışmaktayız. Zaman zaman da size fıkhi sorular sorup cevaplarımı almıştım. En son bendeniz İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı iken Zat-î Alinizi misafir edip dinlemiştik. Bugüne kadar da size karşı farklı bir saygımız ve muhabbetimiz vardı. Halen de devam etmektedir.
2 Şubat ve 5 Şubat tarihli yazılarınızı dikkatlice ve ibretle okudum.

"Düşman saflarından dostlara yönelen eylem ve söylemleri anlamak mümkündür;
Onlar vazifelerini yapıyorlar. Ama dostlar (öyle bilinenler) arasındaki sataşmalar, su-i zanlar, çekişmeler, dedikodular, insanımızı birbirine düşürme, arayı soğutma, birliği gevşetme, mücadele gücünü zayıflatma gibi kötü sonuçlar (fitne) doğurmaktadır." 
(H. Karaman; 2.2.2017)

"İşte bu yüzden her gün içleri acıtacak mağduriyet hikayeleri dinliyoruz." (H. Karaman; 5.2.2017) diyorsunuz.

Ama bugün dinleyeceğiniz ve içinizi acıtacak mağduriyet hikayesi bizzat mahdumunuz Prof. Dr. M. İhsan Karaman'ın sebep olduğu bir mağduriyettir.

Ancak ben bugüne kadar sizi rahatsız etmek istememiştim. Son yazılarınız üzerine bu mektubu yazmaya karar verdim. 

Ben üniversite öğrencilik yıllarımdan itibaren 47 yıldır Risale-i Nurları okuyan, istifade etmeye çalışan, hayatıma uygulamaya çalışan, meslek ve meşrebi doğrultusunda hareket eden birisiyim. 
Eğer üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Talebeliğine kabul ederlerse, iftiharla Nur Talebesi olduğumu da söyleyebilirim. Geçmişte, bugün FETÖ diye isimlendirilen bu oluşumla herhangi bir ortak paydam olmamıştır. Çünki bizim hizmetimiz bellidir. FETÖ'nun şaşaasına hiç kapılmadık. Kendi mütevazi hizmetimize kanaat ettik. Hedefimizde de Rıza-i İlahi'den başka bir şey yoktur.
Ne dünyevi menfaat, ne iktidar aşkı.
Risale-i Nurları ve meslek ve meşrebini siz benden daha iyi bilirsiniz...

15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı'mızın çağrısı üzerine ailece çoluk çocuk, torun, FETÖ'nün darbe teşebbüsüne karşı topların ve tankların altında mücadele vermişken (video kayıtları ile sabit) 6 ay önce bir KHK ile 40 yılı aşkın Öğretim Üyeliğinden ihraç edilmiş bulunmaktayım.

Benim savunmamı alıp ihracımı teklif edenler (oğlunuz başta) benim FETÖ ile ilgimin olmadığını çok iyi bilirler. Hatta ihraç eden üniversitenin rektörü (mahdumunuz) da bunu bir kaç yerde dile getirmiş ve "Onun (yani benim) FETÖ ile ilişiği yoktur" demiş olmasına rağmen ihraç edilmem ne ile izah edilir ?

Peki o halde neden ihraç edildim? Üzülerek söyleyeyim ki birlikte çalışmış olduğum o zamanın rektörü, 2013 yılında ve de personel işlerinden sorumlu olan mevkidaşlarımdan birisinin (bir rektör yardımcısının) sözde istifa etmesini istemiş de, ben de orada bulunmuşum ve karşı çıkmamışım, neden karşı çıkmamışım. Komisyon Başkanı benden bu ilgisiz, isnadsız ve insafsız hesabı sordu. Yani FETÖ olayını şahsi kin ve intikamlarına alet etmek için beni ihraç etmiş oluyorlar. Bugüne kadar ben hakkımı aramak için ne mi yaptım?

Evet resmi olarak bir çok yollara başvurdum, herkes benim o listede olmaman gerektiğini söyledi, ama özellikle bu yetkili ağızlar (Rektör dahil) hak adına hiçbirşey yapmadılar.

Ben de Adalet-i İlahiyeye, Adl-i İlahiyeye, Hakim-i, Hakem-i Zül-Celale, Kahhâr-ı Zül-Celale, Müntakim-i Zül-Celale havale ettim.
Hakkımı da ahirette sebep olanlardan almayı ümit ediyorum.

Siz; "15 Temmuz'dan sonra en sık rastlanan fitne, aynı cephede görünen insanların birbirini mesela fetöcü olmakla suçlamalarıdır." diyorsunuz. (H.Karaman 2.2.2017 )

Ben daha önce bir yönetici, bürokrat, akademisyen olarak hemen hiçbir zaman “bazı kusurları olsa da iyi 
işler de yapıyorlar” diyerek bu örgüte hiç yardımcı olmadım.
"Bugün örgüte karşı mücadeleye katılan dostların bu ayrımı yapmaları gerekirken, iyi niyete ve güzel ahlaka sığmayan sebeplerle birbirini haksız yere fetöcülükle suçlamaları hıyanet değilse büyük ve yıkıcı bir gaflettir." (H. Karaman 2.2.2017)

"Bu arada “suçlu” olmayan birçok kimse de bazı haklarından ve hürriyetinden mahrum oldular. İşte bu yüzden her gün içleri acıtacak mağduriyet hikayeleri dinliyoruz." (H. Karaman 5.2.2017)
diyorsunuz.

Ben daha önce ilgililere; 
Başta oğlunuz sayın Rektör Prof Dr İhsan Karaman'a, Başbakan'ımıza, Cumhurbaşkanı'mıza başvurdum. Rektör KHK ile uzaklaştırdığımı, üniversitenin yapacağı bir iş kalmadığını ve diğerlerinden de bu güne kadar hiç bir sonuç alamadım. 
Zannediyorum başvurularım devlet büyüklerimize ulaşmıyor. 

Fetö olayını kurgulayanlar, teşvik edenler, plan ve projesini yapanlar; kaçtıkları ve bu olayı azmettiren devletler tarafından koruma altına alındı. Ülkemizdeki gerçek suçlular ve elebaşları tereyağından kıl çeker gibi çekilip cezalar verilseydi, 
Daha adil olmazmıydı?

"Bu hikayelerin gerçek olanları vardır; ama devlet kamuya karşı suç işlemiş insanları elden kaçırmamak ve kötülüklerine fırsat vermemek için “suç sabit olduktan sonra yakalama” yerine “suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakma ve haklarını iade etme” yolunu (bu manada ihtiyat ve tedbiri) tercih etti." diyorsunuz. ( H.Karaman 5.2.2017)

Hocam siz bir Fıkıh alimisiniz. Ben ilahi adalet gereğince "Bir gemide dokuz cani bir masum olsa o gemi batırılmaz." Biliyorum. 
Hele hele dokuz masum olsa o gemi nasıl batırılır ?

Fitne örgütüyle irtibatı, iltisakı olmayan birisi FETÖcü diyerek suçlayıp memuriyetten atıp maaşını kesip sosyal güvencelerini ortadan kaldırmak ( Evet kendimi ve eşimi doktora bile götüremiyorum.) İslami hangi hükme uyuyor Sayın Hocam? 
Zülme rıza zulüm değil mi?

"Araştırma ve inceleme komisyonları sağlam üyelerden oluşsun, yeteri kadar çok olsun, işleri mümkün olduğu kadar hızlandırılsın, masum olanlar bir an önce tespit edilsin ve haklarına kavuşsunlar." (H. Karaman 5.2.2017) diyorsunuz.

Yedi kişilik bir komisyon, 75.000 kişi Anayasa Mahkemesine başvurmuş. Binlerce mağdur var. Bu komisyona fetöcüler de ister istemez müracaat edecekler. 100.000 kişinin referanduma kadar bitirilmeleri mümkün olmadığı gibi, zaten Komisyonun süresi iki yıl, bir yıl da uzatılacak üç yılda anca bitecek. Peki böyle bir mağduriyet ve maruz kalınan zülmün üstesinden kim gelebilir? Haydi ben emekliliği gelmiş bir devlet memuruyum, netice itibariyle Allah bana oradan bir kapı inşallah açar. Ama bu fetöcü olmayan ve güvenceleri olmayanlar ne olacaklar?

2 milyon Müslüman soydaşınızın bakımlarını üstlenerek her türlü sosyal güvenceyi ayaklarına götüren bir devlet, kendi vatandaşlarını ölüme mi terk edecektir? Acaba yeni bir mağdurlar örgütü mü türetilecek. İşin içinde bilmediğimiz bir hesap mı var? Ama Allah CC hesapların en iyisini yapandır. Planların en iyisini yapandır.

Son sözüm
حسبناالله و نعم الوكيل 
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Kurucu Rektör Yardımcısı

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri