Fikir karıştırıcılar

Kadir AYTAR

Bozuk fikirliler, bulanık ortamlardan, karışıklıktan ve karıştırmaktan hoşlanırlar. Netlikten, duruluktan hoşlanmazlar. Menfaatçidirler, menfaatlerine engel olacak her şeyi, ne pahasına olursa olsun ezip geçerler. Gücü ellerinde tutmak için bütün maharetlerini gösterirler. Baskı kurarlar, zulmederler, zorla baş eğdirmeye çalışırlar, hürriyetleri kısıtlarlar, meşveret yaptırmazlar, yaptırsalar bile isteklerini kabul ettirmek için tasdik makamı olarak kullanırlar ve ellerinde tuttukları güce bir de kutsallık kılıfı giydirerek dokunulmaz hale getirirler.

Yakın geçmişimizde ve günümüzde böyle davrananları çok okuduk, çok gördük, verdikleri zararları ve zulümleri çok yaşadık. Bu zalimler, ağa, şeyh, efendi, bey, paşa, hazret ve mösyö gibi payeler taşırlar. Bu payeler, cehalet, inat, garaz, intikam ve taklit gibi duygularla birleşince de milletin başına nelerin geldiği herkesin malumudur.

Cehalet ağanın, inat efendinin, garaz beyin, intikam paşanın, taklit hazretlerinin ve mösyö gevezeliğin karakteristik özelliklerini Bediüzzaman Münazarat’ta şöyle sıralar:

1.Bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine fedâ etmezler.
2.Menfaatini halkın zararında görürler.
3.Muvazenesiz, muhakemesiz mânâ verirler.
4.Şahsi garaz ve intikamından vazgeçmediği gibi, bir de mağrurane millete ruhunu feda etmek dâvâsında bulunurlar.
5.Beylik veya küçük devletçikler gibi muhtariyet veya mutlak istibdad mânâsıyla bir cumhuriyet gibi gayrımâkul fikirler serd ederler.
6. Hürriyet ve meşrutiyetin ihsanlarını millete çok gürürler, ancak intikam fikri onları teskin eder.

Bu özellikleri taşıyanlardan hürriyetçi ve meşverete tâbi olmaları beklenemez, çünkü menfaatlerine aykırıdır, ellerinden geldiğince milletin uyanmaması, aydınlanmaması, cahil kalması için uğraşırlar, fikirleri karıştırırlar, provakatördürler; iyiyi kötü, doğruyu eğri ve yalancı, masumu zalim göstermekte üzerlerine yoktur.

Hürriyet aydınlanmadır, uyanıştır, cehaleti kaçırır, yeni fikirlerin üretmesine vesiledir. Eşit haklar, yönetimde söz sahibi olma gibi şeyler hürriyet ortamında gelişir. Meşveret ve müzakere doğrunun bulunmasına yardımcı olur.

Hürriyet; ağayı, şeyhi, efendiyi, beyi, paşayı, hazreti ve mösyöyü amir değil memur yapar, kendisine hizmet edilen değil, milletin hizmetine talip birer hizmetkar yapar. Milletin saadeti buna bağlıdır. Saadeti de bedavadan ve zahmetsiz kimse kimseye ikram etmez.

Hürriyet; emek ister, tahkik ister, fedakarlık ister, yeri geldiğinde cehalet ağaya, inat efendiye, garaz beye, intikam paşaya, taklit hazretlerine karşı direnmeyi ister, icabında can ister.

Fikirler İslam terbiyesi ve Kur’an esasları ile istikamet bulur, tasaffi eder, karmaşadan ve karıştırmalardan kurtulur.

Artık mihenge vurmadan alma, aklını başkasının cebine koyma, hüsnizanla kabul etme zamanı geçti.

Şimdi söylenen her sözün kalbe girmesine izin vermeme, söz altın değilse sahibine reddetme zamanı.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.