Filmi ben de izledim acizane…
“Geç kaldın” diyenler olabilir. “Günaydın!.. İki haftadır nerdeydin” diyecekler de…
Biz Risale Haber okuyucu ve yazarları olarak inanıyoruz ki, Üstad ve Risale-i Nur ile ilgili hiçbir konunun vakti geçmez, süresi dolmaz ve konu ile ilgili yazılan her şey tazeliğini ve güncelliğini korur. Çünkü yine inanıyoruz ki, bu asrın ve gelecek asırların asıl gündemi her zaman ve her dönemde Risale-i Nur olacaktır.
O nedenle film ile ilgili düşüncelerimi üzerinden iki hafta da geçse hatta iki ay da geçse açıklamakta beis görmüyorum.
Tespitlerim şunlardır.
Daha doğrusu bana göre filmde ve filmden sonraki süreçte üstadın birkaç özelliği net bir şekilde vurgulanmış oldu ve oluyor.
1- Cesaret ve şecaati; Asrın cebbar dört kumandanına karşı gösterdiği tavırlar bunun en güzel örneğini teşkil ediyordu.
2- Şefkati; Başta insanlara, fakirlere, yoksullara ve çocuklara gösterdiği şefkat dışında dört kedi birden beslemesi ve hatta fareleri dahi düşünmesi bunun bariz örneklerini oluşturuyordu.
3- Mazlumiyeti; Tarihte emsali olmayan bir derecede zulme uğradığı net bir şekilde görüldü. Ahmet Hakan’ın ifadesiyle dört dörtlük bir zulüm gördüğüydü.
4- Fikirlerinin sağlamlığı ve üzerinden asırlar geçmesine rağmen tazeliğini koruması; Filmde verilen birkaç cümle bile bunu ispata kafi geldi.
5- Asrın galibi idi; Kendisine düşman olan devlet görevlilerinin bir müddet sonra onun eşsiz fikirlerinin tesirinde kalarak gelip talebe olması, devletin tüm güçleri ile unutturulmaya çalışılmasına rağmen bugün herkes tarafından takdirle ve tebrikle yad edildiği anlaşıldı…
6- Yüksek manevi gücü: Eşsiz bir manevi güce sahip olduğu filmin her sahnesinde kendini gösteriyordu. Dehşetli dört kumandan ona hiçbir şey yapamamıştı. 21 defa zehir verildiği halde öldürülememişti. En son yatağında ve rahatı kalp ile vefat etmişti. Elbette bu hadsiz gücü Allah’tan alıyordu.
7- Harika ve müthiş bir hayat geçirdiği net bir şekilde gösterilmişti. Üç saat gibi uzun denecek bir film ile hayatındaki garip haller ve yaşadığı maceraların çok azı anlatılabilmişti. Her kesin filmi seyrettikten sonra ittifakla ifade ettiği şey: Bu zatın hayatı bir tek film ile ifade edilemez birçok film yapılmalıydı.
8- Zekâveti; kendisi ile bütün dünya uğraştığı halde zekası ve ince politikası ile hepsini bertaraf etmeyi başarmıştı.
9- Haklı oluşu; düşmanları bile onun haklı çıktığı hususunda fikir beyan etmekten artık çekinmiyor. “Said Nursi haklı çıktı” diyenlerin sayısı hayli fazla…
10- İstiğnası: davası uğruna her şeyini feda etmiş olması, her türlü sıkıntıya katlanması ve buna karşılık kimseden hiçbir şey almaması…
11- En önemlisi asil duruşu, kimseye boyun eğmemesi…
12- İlmi derinliği: Ulema ile yaptığı ilmi münazaralarda önüne çıkan harkesi mağlup etmesi.
13- Vatanperverliği: Vatan haini olmadığı ve herkesten çok vatanını ve milletini sevdiği bir kez daha anlaşıldı.
14- İhlası: Yaptığı hiçbir şeyden pişman olmaması ve herkesi mağlup etmesi ondaki engin ihlasın bir neticesi olduğu anlaşıldı.
15- Sadakati: Yapılan her türlü baskı ve zulme rağmen davasından zerre kadar taviz vermemesi, en cebbar hakim ve savcıların karşısında namazını hem de vaktinde kılması bunun en güzel örneği idi.
Fazla uzatmaya gerek yok sanırım çünkü hakikaten her türlü güzel ahlakın zirvesinde olduğu bu vesile ile ortaya çıkmış oldu.
Müsebbiplerden Allah razı olsun…