Doksan iki yıllık ömrün boyunca
Durmadan Allah ve Kur’an demiştin.
Manevi yangın var,diye duyunca
Oraya koşarak “İman! demiştin
Fırıncı lakaplı Mehmet Güleç’tin
On yedi yaşında hizmeti seçtin
Anadan, babadan, sıladan geçtin
Üstad’a "Vekil-i Zaman" demiştin.
Nur yolunda hep yeniydin, hep önde
Gayret nasıl olur, nümûne sende
Emeğin var, hem bu günde, hem dünde
“Kim hadimse, o kahraman!” demiştin.
Taşırdın tebliği daha ileri
Çok dile çevirttin Risaleleri
Manevi Fetihle çok kaleleri
“Almak lâzım, ol tercüman!” demiştin.
Nice münevverle âşık atardın
Undan yağdan, ilim, irfan çıkardın
Delil oldun dehâsına Üstadın
“İşte budur Bediüzzaman!” demiştin.
Alem-i bekâdan gelince davet
Bir hâzan mevsimi eyledin rıhlet
Geçmiş hakkın çoktur, bize helal et
“Sarılın Nurlara aman!” demiştin”
“Bu Üstaddan bize ferman” demiştin.