1960'dan sonraki devrede abisi Üzeyir Şenler’in Şule Yüksel Şenler ve ailesiyle tanıştırdığını ifade eden Fırıncı Ağabey, bu vesileyle Risale-i Nurları tanıdıklarını söyledi.
Fırıncı Ağabey, Şule Yüksek Şenler’in tesettüre girdiğini ve Risale-i Nuru okumaya başladıktan sonra derslere de devam ettiğini belirtti. Ayrıca Bakırköy’de kadınların çıkardığı bir gazetede de yazdığını ifade eden Fırıncı Ağabey, İslami yazılar yazmaya başladığını, sonrasında ise Yeni İstiklal gazetesinde köşe yazıları yazdığını anlattı.
Şule Yüksel Şenler’in yazarlık hayatının Bugün Gazetesi, ardından da abisi ile çıkardığı Seher Vakti Dergisi ile devam ettiğini ifade eden Fırıncı Ağabey, başörtü problemine karşı öncü olarak konferanslar vermeye başlayan Şule Yüksel Şenler hakkında şunları söyledi:
Anadolu’yu karış karış, kaza köy dolaştı
“Bu zamanın gençleri nasıl bir tesettürle kendilerini takdim etmeleri lazım? Şule Yüksel Şenler buna örnek oldu. Güzel bir yol açtı. Kolay da değildi çünkü aile olarak epey sıkıntılarla karşı karşıya kaldılar. Şule Hanım zerre kadar perva etmedi. Bütün Anadolu’yu karış karış, kaza köy dolaştı, şehirlerde konferanslar verdi. Hanımlar sinema-kültür salonlarında içerde, erkekler dışarıda. Erkekler de takip ediyordu. Türkiye’de bir çığır açtı. Bunu hayatının sonuna kadar da, bütün gençlere örnek bir kimse olarak devam ettirdi.”
Şule Yüksel Şenler’in yaşadığı en enteresan olaylardan birini “Bugün gazetesinde yazdığı bir yazısından dolayı Bursa Hapishanesi’nde 9 ay hapis yatması” olarak tanımlayan Fırıncı ağabey, Şenler'in o süreçte bile vazgeçmediğini, hapishanedeki kadınlara dersler verdiğini hatırlattı:
Açık saçıklığı önlemede büyük bir fütuhatı oldu
"İzzetli, metin, sarsılmayan, hapsi bile kabul eden, İslami hakikatleri anlatmada pervasız bir hanım olarak var olan bir şahsiyet. Şule Yüksel Şenler’i bütün insanlarımıza (erkek olsun-kız olsun) örnek bir şahsiyet olarak telakki ederim. Hanımlar camiasında vaktiyle Halide Edip Adıvar, İstiklal Harbi’nde nasıl bir kahramanlık destanı yazmışsa, Şule Hanım’ın da Cumhuriyetten sonra hanımlar camiasının üzerinde yapılan açık saçıklığı önlemede büyük bir fütuhatı oldu. O zaman başörtülü insan göremezdiniz. Ben onun için “Tesettür Risalesinin Kahramanı” diyorum.”
Bediüzzaman da Tesettür Risalesinden dolayı 11 ay mahkûm olduğunu
Fırıncı Ağabey, Bediüzzaman Hazretleri’nin de Tesettür Risalesinden dolayı 11 ay mahkûm olduğunu belirterek, "Şule Yüksel Şenler, Tesettür Risalesini cemiyette fiilen tatbikini temin etmede enteresan bir örnek oldu. Dünyada hanımlar camiasında böyle bir şahsiyet var mı bilmiyorum.”
Şenler‘in “hanımlar için tesettürün ehemmiyetini, emr-i İlahi olmasını, nasıl bir fazilete, insanlığa nasıl bir tesir gösterdiğini” konferanslarında anlattığını ifade eden Fırıncı ağabey, “Hakikaten Şule Yüksel Şenler, memleketimizdeki insanımızın nasıl bir nezahet ve letafet içinde olabileceğini gösterdi. Aile hayatı nasıl değerlendirilir? İnsani münasebetler nasıl meşru İslam dairesinde olabilir? Bütün bunları yaşatmak için elinden geleni yaptı. Allah rahmet eylesin" dedi.