Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
216
Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam nebâtâtın tebessümleri saklanmış. Ve güz mevsiminin haşin tahribâtı, hazin firâk perdeleri arkasında, tecelliyât-ı Celâliye-i Sübhâniyenin mazharı olan kış hâdiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhâfaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nâzenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nâzenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir. Fırtına, zelzele, vebâ gibi hâdiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok mânevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşv ü nemâsız kalan birçok istidad çekirdekleri, zâhiri çirkin görünen hâdiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güyâ umum inkılâblar ve küllî tahavvüller birer mânevî yağmurdur. (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler)
316
Kur'ân-ı Mübîn, (O Allah ki, Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler Onundur. Tâhâ Sûresi: 8.) fermanıyla, zikrettiğimiz hakikatlere işaret eder. Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor, "Ne diyorsunuz?" de; elbette, "Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr" dediklerini işiteceksin. Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanâttan ve yavrulardan sor, "Ne diyorsunuz?" de; elbette "Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm" diyecekler. (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler)
416
Nasıl ki kışta, fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir; yeni kapıları açmak, hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem, nasıl ki büyük bir selin hücumunda, tâmir için duvarlarda delikler açmak gark olmaya vesîledir. Öyle de, şu münkerât zamanında ve âdât-ı ecânibin istilâsı ânında ve bid'aların kesreti vaktinde ve dalâletin tahribâtı hengâmında, içtihad nâmiyle, kasr-ı İslâmiyet'ten yeni kapılar açıp duvarlarından muharriplerin girmesine vesîle olacak delikler açmak, İslâmiyet'e cinâyettir. (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler)
516
Yağmura bakar, görür ki: Yağmurun taneleri sayısınca menfaatler ve katreleri adedince Rahmânî cilveler ve reşhaları miktarınca hikmetler içinde bulunuyor. Hem o şirin ve lâtif ve mübarek katreler o kadar muntazam ve güzel halk ediliyor ki, hususan yaz mevsiminde gelen dolu o kadar mizan ve intizamla gönderiliyor ve iniyor ki, fırtınalarla çalkalanan ve büyük şeyleri çarpıştıran şiddetli rüzgârlar, onların muvazene ve intizamlarını bozmuyor; katreleri birbirine çarpıp, birleştirip zararlı kütleler yapmıyor. (Bediüzzaman Said Nursi, Şualar)
616
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
716
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
816
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
916
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1016
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1116
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1216
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1316
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1416
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1516
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...
1616
Allah'ın Celal isminin kainatta tecelli ettiği, dünyanın fırtınalı halleri...