Hakikat konuşmaya devam ediyor; bütün berraklığıyla, bütün açıklığı ile bütün şeffafiyetiyle. Duyan kulak, gören göz, akleden akıl için; ibretini gösteriyor, hikmetini duyuruyor, hakikatini fikrettiriyor.
Gözünü kapatana, kulağını tıkayana, aklını kiraya verene ne yapılabilir ki hakikat? Acımalı mı, üzülmeli mi, uzak mı durmalı, def mi etmeli onları? Defteri dürülmüş, zarfı mühürlenmiş, zamanın dışına savrulmuşlarla mücadele etmeli, iknaa çalışmalı, müzakereye sürdürmeli mi?
Zihinden silmeli, kalpten çıkarmalı değil mi onları?
Kelime israfı değil mi onlarla konuşmak, zaman ziyanı değil mi onlarla muhatap olmak?
Hayat akıyor, hadiseler değişiyor, eşya başkalaşıyor; sabit hakikat ise sabit duruyor; bunu düşünmek, buna cehdetmek, bu tefekkürde ilerlemek, bu tezekkürde ziyadeleşmek; daha iyi davranış, daha iyi tavır, daha iyi bir hal değil mi?
Öç almaksa bundan daha iyi bir öç, korunmaksa bundan iyi bir korunma, mücadele ise bundan daha iyi bir mücadele mi olur?
Kendimizi de sorgulamalı, aklımızı yoklamalı, kalbimizi tasfiye, nefsimizi tezkiye etmeli değil miyiz? Ben de benzer hal var mı, bilmeyerek yanılıyor, yanıltıyorum muyum? Yorumlarım isabetli, tevillerim yerinde mi diye.
Kim kendimi tezkiye ettim diyebilir? Tövbe ve istiğfara kimin ihtiyacı yok?
Hele bu zamanda yanıltıcı haber, yontucu yorum, yersiz tevil yapıldığı; görselliğin hükmettiği demde. Daima tetikte durmak; zulme taraftar olmaktan, zulüm işlemekten korkmak ve daima Allah’a sığınmak; Mü’minane bir tavır, Müslümanca bir davranış değil mi?
Güneşin olduğu, hadiselerin ayan beyan olduğu yerde tevile gerek yok; zulüm bütün açıklığı ile görülüyorken neyin açıklaması olacak. Elinle, dilinle, kalbinle karşı dur; kurtul.
Hata yaptım, hata yaptık demek çok mu zor ve bunu yapmak erdem değil mi? İnat ve tarafgir taraftarların yanına hakikat gelir mi?
Bazen üzülüyor, bazen kızıyor, bazen yürüyüp gidiyoruz yanlarından. Benzer duruma düşmekten de korkuyoruz.
Fitne devirler, ifsat zamanlar; dua ve ubudiyet, istiğfar ve tövbeden başka yapacağımız bir şeyimiz var mı? Hadi olan Rahman ü Rahim imdadımıza yetişmese ne yapabiliriz?
Ya Rabbi nefsimizi, neslimizi, ümmeti fitnelerden, şerirlerin şerrinden muhafaza eyle, bizi selamet sahiline kolaylıkla eriştir. Âmin.