Emine Dolmacı'nın haberi
Fransız hukukçu, hazırladığı mütalaada yargılamaları "tahammül edilemez acıklı bir komedi" olarak nitelendiriyor. Yargılama öncesinde yasaların değiştirilmesini eleştiren Garçon, "Bu suretle bütün sanıklar iktidarın gazabına terk edilmiş demekti." değerlendirmesini yapıyor.
Yassıada'daki evrensel hukuk kuralları ve ulusal hukuk kurullarına uymayan yargılamaları sanık yakınları, avukatlar ve tanıklarla beraber uluslararası gözlemciler de izlemişti. Bu gözlemcilerden biri ise henüz yargılamalar başlamadan önce Türkiye'ye gelip bir araştırma yapan ve duruşmaların da bir kısmına katılan Fransız hukuk adamı ve yazar Maurice Garçon idi. Fransız İlimler Akademisi'nin de üyesi olan Garçon, darbeden sonra İstanbul'a gelir ve hem sokaktaki insanların kanaatleri hem değiştirilen yasa metinleri üzerinden bir inceleme yapar. Bunun sonunda ise bir mütalaa hazırlayan hukukçu çalışmasını dünyanın tanınmış hukuk otoritelerine, gazetelere ve başyazarlara gönderir. Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak'ın '50. Yılında 27 Mayıs Yargılanıyor' isimli kitabında aktardığı söz konusu incelemelerinde Garçon, 1960 yılında yapılan yasa değişiklikleri ile getirilen cezaların endişe uyandıracak mahiyette olduğunu belirtiyor. Ağır cezaları, meclis üyelerinin 146. maddeden yargılanmaları ve Celal Bayar için idam cezasında 65 yaş sınırının kaldırılmasını eleştiriyor. Mahkemenin oluşturulma şekline de tepki gösteren Garçon, "İktidarı rahatsız eden meşru bir adaletin yerine geçen istisnai mahkemelerin neticelerinden biri de ceza kanunlarında değişiklik yapmak zaruretidir. Bu değişiklik önceden mahkum edilmelerine karar verilen kimseleri daha sert ve daha emin bir şekilde cezalandırabilmek ihtiyacından doğmaktadır. Bu suretle bütün sanıklar iktidarın gazabına terk edilmiş demektir." ifadelerini kullanıyor.
Mütalaasında iddia makamı kadar savunma makamına da hak tanınmasına dikkat çeken Fransız hukukçu, "Eğer avukatlar uzun zamandan beri ithamnamesini titizlikle hazırlayan iddia makamı karşısında irticalen müdafaada bulunmak zorunda bırakılırsa, doğrusu bu tahammül edilemez acıklı bir komedi olur." diyor. İddia makamının harıl harıl hazırlanırken diğer tarafta avukatların her türlü imkândan mahrum bir halde hazırlık yapamadıklarına dikkat çeken Garçon şunları aktarıyor: "Bunu yapmak için avukatın iddia makamıyla aynı eşitlikte olması gerektiğini unutmak ve mücadeleyi eşit olmayan şartlar içinde başlatmayı kabul etmek lazımdır."
Her ihtilalin ilk temayülünün istisnai mahkemeler kurmak olduğunu da vurgulayan hukukçu Maurice Garçon, tarihte istisnai mahkemelerin hüsranla neticelendiğini ve acı hatıralar bıraktığını hatırlatıyor. Fransız İhtilali'nden 4 yıl sonra gerçekleştirilen ihtilal mahkemelerini örnek veriyor. Fransız hukukçu, "İhtilale karşı gelenleri cezalandırmak için alınan bu adli tedbirlerin ne derece önemli olduğunu biliyorum, fakat ihtilal mahkemeleri intikam almak isteyen halk namına vazife görecektir." değerlendirmesinde bulunuyor. Garçon, bunun bir 'ihtiras mahkemesi' olarak tarihe geçtiğini de sözlerine ekliyor.
Zaman