Müslümanlık, dünyanın kıvamı olan bir dindir; cihan medeniyetinin istinad ettiği temelleri muhtevîdir
Fransa’nın en maruf müsteşriklerinden Gaston Care, 1913 senesinde Le Figaro Gazetesinde, yeryüzünden Müslümanlık kalkacak olursa, müsalemetin muhafazasına imkân olup olmadığı hakkında makaleler silsilesi yazmış ve o zaman bu makaleler Şark gazeteleri tarafından tercüme olunmuştu. Fransız müsteşriki diyor ki:
Yüz milyonlarca insanın dini olan Müslümanlık, bütün sâliklerine nazaran, dünyanın kıvamı olan bir dindir. Bu aklî dinin menbaı ve düsturu olan Kur’ân, cihan medeniyetinin istinad ettiği temelleri muhtevîdir. O kadar ki, bu medeniyetin, İslâmiyet tarafından neşrolunan esasların imtizacından vücut bulduğunu söyleyebiliriz.
Filhakika, bu âlî din, Avrupa’ya, dünyanın imarkârâne inkişafı için lâzım olan en esaslı kaynakları temin etmiştir. İslâmiyetin bu fâikiyetini teslim ederek, ona medyun olduğumuz şükranı tanımıyorsak da, hakikatın bu merkezde olduğunda şek ve şüphe yoktur.
Fransız muharriri, daha sonra, Kur’ân’ın umumî müsalemeti muhafaza hususundaki hizmetini bahis mevzuu ederek diyor ki:
İslâmiyet, yeryüzünden kalkacak ve bu suretle hiçbir Müslüman kalmayacak olursa, barışı devam ettirmeye imkân kalır mı? Hayır buna imkân yoktur!
Gaston Car
(İşaratü'l-İ'caz-Ecnebî Filozofların Kur'ân'ı Tasdiklerine Dair Şehadetleri)
SÖZLÜK:
âlî : yüce, yüksek
azamet : büyüklük
bahis mevzuu : söz konusu
cehalet : cahillik
cihan : dünya
düstur : yasa, kanun, prensip
fâikiyet : üstünlük, başkalarından farklı ve üstün olmak
filhakika : gerçekten, doğrusu
Fransa :
Fustat :
hakikat : gerçek, doğru
hararet : ısı, sıcaklık
haşmet : heybet, görkem
ihraz : erişmek, kazanmak
imarkârâne : imar edici olarak, tamir edici olarak
imtizaç : birleşme, kaynaşma
inkişaf : gelişme
istinad : dayanma, dayanak
kabil-i kıyas : kıyası mümkün
kıvam : bir şeyin direği, nizamı
maruf : bilinen, tanınan
medyun : borçlu
menba : kaynak
muhafaza : koruma
muharrir : yazar, gazete yazarı
muhtevî : ihtiva eden, içine alan
müsalemet : barış ve huzur içinde olma
müsteşrik : Oryantalist; Avrupalı olduğu halde, Doğu milletlerinin tarih, dil, din ve edebiyatıyla ilgili araştırma yapan kimse
nazaran : bakarak, –göre
neşr : yazma, yayımlama
sâlik : yol alan, bir yol veya meslekte yürüyen
samimî : içten
sekene : oturanlar, ikamet edenler
silsile : zincir, soy ağacı
şark : doğu
şek : şüphe, tereddüt
şükran : minnettarlık, teşekkür
temin etme : sağlama, güvence altına alma
tercüme : bir sözü bir dilden başka bir dile çevirme
umumî : genel