Sezgin, Menderes'i deviren 1960'taki askeri darbenin iktidara getirdiği hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Türkiye'den ayrılarak Frankfurt Üniversitesi'nde çalışmak zorunda kalmıştı.
İmanlı kişiliği ile de bilinen Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil 27 dili çok iyi derecede biliyordu. Ancak Arapça bilmesi nedeniyle öğrencilik zamanında suçlu muamelesine muhatap olmuştu.
27 Mayıs döneminde yaşadıklarından sonra ülkeyi terk etmek zorunda kalan Fuat Sezgin, öğrencilik hayatında karşılaştığı bu engeli de şöyle anlatmıştı:
BÖYLE ÇOK KARANLIK BİR DEVRE VARDI
"Biz talebeyken her şey Halk Partisi'nin elindeydi. Onlara çalışkan talebelerin listesi gider, listeye göre burs verirlerdi. Benim adım da çalışkan talebelerin arasındaydı. Benim de babam öldüğü için maddi durumumuz da o kadar iyi değildi, ben de burs için gittim. Oradaki adam bana ne yaptığımı sordu. Şarkiyat tahsili yaptığımı söyledim. “Niye yapıyorsunuz?” diye sordu. Arapça öğreniyorum gibi şeyler söyleyince, bana “Bu bizim prensiplerimize aykırı. Size burs veremeyeceğim” dedi. Ben de onlara büyük bir Alman oryantalistin yanında çalıştığımı ve onun bana Arapça'nın yanısıra Latince, Yunanca gibi dilleri de öğrenmem gerektiğini söylediğini açıkladım. “O zaman olur” diyerek burs verdiler. Böyle çok karanlık bir devre vardı."
Sezgin, HaberTürk'teki programda devamında şöyle konuşmuştu:
"TÜM MUSİBETLER KARŞISINDA ALLAH'A İNANACAKSIN"
Bir valizle gitmek zorunda kaldığı yurt dışında, aynı alanda çalışan oryantalistlerin kıskançlıkları ile karşı karşıya kaldığını ancak yaşadığı zorluklar karşısında asla pes etmediğini dile getiren Prof. Dr. Sezgin, "Ben şuna inanmıştım artık. Tüm musibetler karşısında sadece Allah'a inanacaksın, başka hiçbir şeye değil." dedi.
“DA VİNCİ'NİN ŞİFRESİ İSLAM BİLİMİNDE SAKLI"
"Da Vinci'nin şifresi İslam biliminde saklı. Dikkat edilirse Avrupa'daki büyük keşiflerin çoğu hep İtalya'da oldu. Çünkü İtalya Suriye'den, Mısır'dan gümrük kapısı gibiydi. Da Vinci, akıllı bir adamdı. Birçok aletin modelini veriyordu ama hiçbirinin modelini yapamadı. Geçtiğimiz günlerde çok başarılı bir akademisyen arkadaşım bana şöyle dedi: "Avrupa'nın dimağını dolduran yanlış isimler var. Bunların gerçek yerlerinin ne kadar az olduğunu gösteremediğimiz sürece İslam bilginlerinin hakları yenmiş olacaktır."
AMERİKA KITASINI MÜSLÜMANLAR KEŞFETTİ
Müslümanların yüzyıllar boyu bir çok önemli buluşlar yaptığını anlatan Sezgin şöyle devam etti: "Aslında Yunan bilginlerinin kitaplarını Latin dünyası da tanıyordu, kitapları Latince'ye tercüme de ettiler ama bu eserler onlara tesir etmedi. Ancak Müslümanlar bu kitapları tanıdıktan sonra büyük bir aşkla bunları anlamaya çalıştılar ve yenilikçi olmaya başlayarak büyük şeyler yaptılar. Amerika kıtası da Müslümanlar tarafından keşfedildi. Christophe Colomb, Müslümanlar tarafından yapılan Dünya haritasına dayanarak Amerika'ya değil, Asya'ya ulaşmak istiyordu.
MODERN HARİTALAR İLK OLARAK İSLAM DÜNYASINDA YAPILDI
Sezgin, İslam coğrafyası ve denizciliği üzerine 26 yıl çalıştığını söyleyerek vardığı sonuç için: "Modern haritaları Avrupalıların yaptığı bilgisi tamamen yanlış. Modern haritalar ilk olarak İslam dünyasında yapıldı. Bunu ispat ettim. 18. Yy'a kadar Avrupa'da enlem-boylam derecesine dayanan harita yapma geleneği yoktu. Bunu İslam dünyasından öğrenmişler ama uzun yıllar doğru tatbik edememişler" dedi.
İSLAM DÜNYASININ BÜYÜK HARİTALARINI PİRİ REİS YAPMADI
Piri Reis haritasının ne olduğunu Türkler henüz bilmiyorlar. Piri Reis İslam dünyasının bir parçası ama İslam dünyasının büyük haritalarını Piri Reis yapmadı. Piri Reis'in İslam haritacılığına katkısı şudur: Akdeniz haritacılığında bazı adaları tanzim etmek. Bunu asla küçümseyemeyiz ancak Piri Reis Akdeniz'in dışına çıkmadı.
BİLİMLER TARİHİ İSLAM DÜNYASINDAKİ YENİLİĞİ BİLMİYOR
Piri Reis önemli bir halka ama haritacılık Piri Reis'le başlamadı, onunla da bitmedi. Müslümanlar 13. Yy'da Güney Kutbu'na ulaştılar. Hint Okyanusu'nda Afrika ile Sumatra arasındaki mesafeyi 22 dakika farkla ölçtüler. Bunlar maalesef bilinmiyor. Sadece Türkler, Araplar da değil bilimler tarihi de İslam dünyasındaki yeniliği bilmiyor. Bilmediği için de İslam bilimleri bir çıkmaz sokaktadır.
Fuat Sezgin kimdir?
Bitlis'te 24 Ekim 1924'te dünyaya gelen Fuat Sezgin, Erzurum'da ortaokulu ve liseyi bitirip 1943'te İstanbul'a geldi.
İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde alanında en tanınmış uzmanlardan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter'in öğrencisi olan Sezgin, Ritter'in tavsiyesi üzerine İslam bilimlerine yöneldi.
Sezgin, 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Arap Dili ve Edebiyatı üzerinde doktora yaptı.
"Buhari'nin Kaynakları" konulu doktora tezini tamamlayan Sezgin, 1954'te doçent oldu. Sezgin, bu çalışmasıyla hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari'nin, bilinenin aksine sözlü kaynaklara değil yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı.
Fuat Sezgin'in, "Buhari'nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar" adındaki takdim tezi 1956'da yayımlandı.
Sezgin, Türkiye'de 1960'ta askeri darbenin iktidara getirdiği hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Türkiye'den ayrılarak Frankfurt Üniversitesi'nde çalışmalarına devam etti.
Cabir ibn Hayyan konusunda 1965'te yazdığı ikinci doktora tezini Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der Naturwissenschaften'a sunan ve bir yıl sonra profesör unvanını kazanan Sezgin, aynı yıl kendisi gibi şarkiyatçi olan Ursula Sezgin ile evlendi. Sezgin'in kızı Hilal, 1970'te dünyaya geldi.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi'nin ilk cildini, 1967'de tamamlayan Sezgin, 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini yazıyordu.
Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil 27 dili çok iyi derecede biliyordu.
İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2010'da Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde kurulan Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü ise 2013 yılında faaliyetlerine başladı.
Uluslararası çeşitli akademilerin üyesi de olan Prof. Dr. Fuat Sezgin, yaşamı boyunca Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili Akademisi, Fas Rabat Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliği de dahil olmak üzere çok sayıda önemli ödül ve nişana layık görüldü.
Fuat Sezgin ayrıca Erzurum Atatürk Üniversitesi, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi tarafından Sezgin'e fahri doktora unvanı verildi. Ayrıca Frankfurt am Main Goethe Plaketi, Almanya Birinci Derece Federal Hizmet Madalyası, Almanya Üstün Hizmet Madalyası, İran İslami Bilimler Kitap Ödülü, Hessen Kültür Ödülü ve Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibidir.
Prof. Dr. Fuat Sezgin'in öncülüğünde kurulan İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi de üstün nitelikli eser ve ortaya konan özgün çalışmalardan dolayı kurum statüsünde Kültür ve Turizm Bakanlığı 2016 Özel Ödülü'ne layık görüldü.