Kuvvet komutanı olmak, yargılanmalarına engel değil
Mete Göktürk (Emekli Cumhuriyet Savcısı): Böyle bir soruşturmanın mutlaka yapılması gerekiyor. Ceza Usul Yasası'ndaki değişikliğe kadar askerler cumhuriyet savcıları tarafından sorgulanamıyordu. Darbe teşebbüsleri 3-4 senedir bilindiği halde askerî usul yasası gereği, Genelkurmay Başkanlığı'nın izin vermemesinden dolayı soruşturma yapılamıyordu. Ne zamanki ceza usul yasasında yapılan değişiklikle bu tip suçlara bakmak yetki ve görevi adliye mahkemelerinin kapsamına alındı ve böylece soruşturma başladı. Yasalar herkes için geçerlidir, bu kişilerin kuvvet komutanı olmaları yargılanmalarına engel teşkil etmez. Bu ülkede başbakanlar da yargılanmıştır.
Eksik kalan tek parça 'Sarıkız'dı savcılar bu dosyayı yeniden açtı
Şamil Tayyar (Star Gazetesi Ankara Temsilcisi): 2. Ergenekon iddianamesinde 4 darbe planı var. Sarıkız darbe öncesi sürecin planını anlatıyor. Ayışığı ve Yakamoz darbenin bizatihi kendisini tarif ediyor. Eldiven darbeden sonraki süreci aktarıyor. Sarıkız'da söz konusu kuvvet komutanlarının ismi geçmektedir. En önemli referans kaynağı ise Özden Örnek'e ait günlüklerdir. Darbe senaryosunun Şener Eruygur ve ekibi tarafından gerçekleştirildiği iddiası vardır. Dolayısıyla 2. 3. ve 4. evreyle ilgili ismi geçen ne kadar komutan varsa tutuklama kararı verildi. Burada eksik kalan tek parça Sarıkız'dı. 2. iddianame 21 Mart'ta kabul edildi. O zaman bu dosya ayrılmıştı. Savcılar, rafa kaldırdıkları bu dosyayı yeniden açtı.
Deniz Baykal mutlu olmalı
Nazlı Ilıcak (Sabah Gazetesi yazarı): Komutanların şüpheli sıfatıyla mahkemeye ifade vermeye gelmesi çok önemli. Bugüne kadar darbe yapanlar öyle kolay kolay yargılanamazlardı. Bir darbe hazırlığı yapıldığı kuşkusu vardı. Günlüklerle birlikte bu şüphe çok kuvvetli bir hale geldi. Ancak darbeye teşebbüs etmek suç olarak görülür mü görülmez mi bilemem. Komutan olmasalar bu kişiler çoktan ifadeye çağrılırdı. Komutanlar mahkemeye gidip ifade vererek son derece uyumlu bir tavır sergilediler. Aksi takdirde üç hafta sonra polisle ifade vermeye geleceklerdi. Yalnız CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın çok sevinmiş olmasını arzu ederdim. Böyle bir yargılanma sürecinde kendisi çok durgun. Bu sürece dair hiçbir sevinç göstergesi yok.
Türkiye farklı bir sürece girdi; artık hukuk işliyor
Oral Çalışlar (Radikal Gazetesi yazarı): Eskiden generallere soruşturma filan açılamazdı. Türkiye farklı bir sürece girdi. Türkiye, yaralı bir demokrasi temsilcisi olarak anıldı hep. Artık hukuk işliyor. Bu yargılanma süreci sağlam bir şekilde işlerse, askerî darbeye teşebbüs edenler korkacaklar. Kimseyi baştan suçlamak doğru değil; fakat günlükler ciddi bir askerî darbe olduğunu gösteriyor.
Herkes yaptığının hesabını vermeli
Yiğit Bulut (Habertürk Genel Yayın Yönetmeni): Komutanların adliyeye gelip ifade vermesini tüm kamuoyu bekliyordu. Bu süreç Türkiye Cumhuriyeti'nde bir ilk. Günlükler darbe teşebbüsünü ortaya sermişti. Bu kişilerin mahkemeye gelip kendilerini savunmaları gerekiyordu zaten. Darbe yapanların sorgulanamadığı bir dönemden darbe teşebbüsünün sorgulandığı bir döneme geldik. Herkes kanun önünde eşittir. Bu yüzden herkes yaptığının hesabını vermelidir. Bir ilk olan bu süreçte önemli olan gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. Kamuoyuna tavsiyem soğukkanlı bir şekilde bu süreci izlemeye devam etmeleri.
Hukuk devleti oluyoruz, gururluyum
Mehmet Metiner (Star Gazetesi yazarı): Herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır. Hiç kimseye ayrıcalık tanınamaz. Bu insanlar darbe teşebbüsünde bulunmuşlar mıdır? Bunlar ancak yargılama sürecinde ortaya çıkacaktır. Ama bu tür iddiaların havada uçuştuğu bir dönemde kuvvet komutanlarının ifadesine başvurulmaması yargısal süreç açısından çok büyük bir eksiklikti. Bu eksiklik giderildi. Ülkenin giderek hukuk devleti olmasından dolayı gururlanıyorum. Gönül ister ki bu ülkede darbe, cuntacılık olmasın, ordumuz sadece asli göreviyle uğraşsın, siyasete müdahale etmesin. Ama ordu içinde cuntacı anlayış hep var oldu.
Mühim olan prosedürün işlemesi
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen : Üç komutanın ifadeye çağrılması doğaldır. Çünkü eninde sonunda Ergenekon'un iki duruşması darbe söylentileri üzerinde yapılmaktadır. Mühim olan bu komutanların ifadesinin alınması sırasında prosedürün normal olarak işlemesi ve daha önce gördüğümüz saptırmaların etrafta uçuşmaması, işin prosedürüne uygun olarak devam etmesidir. Bundan sonraki süreç adliyeye intikal etmiş bir olaydır. Orada ne ifade veriliyor, ne gibi deliller ortaya çıkar bunları bilmeden ne olacağını söylemek mümkün değil.
Önem vermemiz, hukuksuz bir devlette yaşadığımızın tescili
Sedat Laçiner (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı): Askerlerin mahkemeye gelmiş olmasına bu kadar büyük bir önem atfediyorsak aslında bu hukuksuz bir devlette yaşadığımızın tescilidir. Türkiye'de içeride tutuklu olarak generallerimizi tutmak mümkün olmuyor. Burada bir gariplik var. Suçu bir gazeteci işlediği zaman içeriye girebiliyor. Bir rektör ya da general olunca onun adliyeye çağrılması dahi olağanüstü bir gelişmeymiş gibi görülüyor. Suçun kimin işlediğinin önemi yok. Bir an önce yargılanmalılar. İçerideki çürük elmalar temizlenmelidir. Aksi takdirde Türkiye kendisine zarar verir.
Suç işleyenler bunun hesabını vermelidir
-Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı olamayacağını söyledi. Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmenin cezasının TCK'da belli olduğunu anlatan Türk, "Hangi kurumda olursa olsun, bunun hesabını vermek zorundadır." dedi. NTV'ye konuşan eski Adalet Bakanı, şunları söyledi: "Bir hukuk devletinde siyasal iktidar ancak demokratik yollarla yani seçimlerle devrilir. Cebir ve şiddet kullanarak, iktidarı ele geçirmek Ceza Kanunu'nun 311. ve 312. maddelerine göre suçtur. Yasamaya karşı cebir ve şiddet kullanarak onu ortadan kaldırmaya teşebbüsün cezası ağırlaştırılmış müebbettir. Kuvvet komutanlarının, görevleri sırasında yasamayı ortadan kaldırma, kısaca darbe girişimde bulunmaları söz konusu. Bu davanın sonuca ulaşması herkes için iyi olacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki gölge kalkmış olur. Şimdi burada birtakım belgelerden söz ediliyor. Kimsenin suç işleme ayrıcalığı yoktur. Hangi kurumda olursa olsun bunun hesabını vermek zorundadır. Ortada bir iddia var, savcılar böyle bir soruşturma yapıyor."
Zaman