Röportaj: Nurettin Huyut-RisaleHaber
Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Abdulkadir Badıllı, “müsbet hareket” tartışmalarını değerlendirdi…
Risale-i Nur’da geçtiği şekli ile “müspet hareket etmekten” ne anlamalıyız?
Müspet; kelime manasına bakarsak şöyle: Malum bir müspet var bir de menfi var. Menfi hareket, siyaset düşünüldüğü zaman zıddına gitmek, zıtlaşmak anlamına geliyor. Yani rejimi silah yolu ile yıkmaya çalışmak, ayaklanmak şeklinde anlayabiliriz.
Müspeti ise sadece irşad, sadece tebliğ, sadece ikna etmeye çalışma, yol gösterme, idareyi, iktidarı hedef almama, başkalarına bırakma şeklinde özetleyebiliriz. Üstadımız hayatı boyunca bu tarzı seçmiş ve bizlere de tavsiye etmiştir. Hiçbir zaman karşı koymayı ve isyan etmeyi düşünmemiştir.
Gazze hadisesini müspet hareket çerçevesinde değerlendirirsek içinde menfi denecek bir durum var mı?
Ben olayı detaylı incelemedim. Bu günlerde hep yolculuk yaptığım için yakından takip edemedim. Ama genel olarak şunu söyleyebilirim. Bu arkadaşlar tamamen masumca ve oradaki bir zulme “dur” demek niyetiyle uluslar arası karasularda kalarak İsrail’in sınırlarına girmeyerek insanca bir harekette bulunmuşlar.
Fakat İsrail gaddar, zalim ve saldırgan bir şekilde indirme yapmış, haddini aşan bir tavır içine girmiş o nedenle burada müspet hareket etme hadisesini bozan İsrail’dir.
Hem bunlara haddini bildirme işini biz sivil inisiyatifin gerçekleştirmesi mümkün değildir. Devletin bunu düşünmesi ve tedbirini alması gerekir. Ama tabii bu kolay değil çok büyük bir güç var orada. Hem devletimiz menfi bir şekilde oraya saldırıp onun Gazze’ye yaptığı gibi bir işgal işine girişse bu defa bütün dünya karışacak. Türkiye’ye karşı çok büyük yaptırımlar oluşacak.
Ayrıca bunu yapmayıp müspet hareket edeceğim diye tamamen el etek çekerek görmezlikten gelmesi de doğru değil. O zaman da tezellül olur. Zira bu ülke hak-hukuk tanımıyor. İkisinin ortası bir yol izlemek gerekmektedir. Güç göstermek olacaktır ama bu müspet bir şekilde gösterilmelidir. Daha doğrusu bunu devletin yetkilileri düşünmeli. O nedenle müspet hareketi hükümetin düşünerek gerçekleştirmesi lazımdır.
Mavi Marmara gemisi ve diğer gemilerin böyle bir harekete girişmesini müspet hareket çerçevesinde değerlendirirsek nasıl adlandırırız? Yani bu harekete müspet mi demeliyiz? Yoksa menfi mi demeliyiz?
Bu harekete elbette müspet hareket demeliyiz. Bu hareket müspet bir harekettir. Silahlı bir ekip oluşturulmuş da donanmalar eşliğinde oraya giden bir ekip değil. Yani silah yok, tahrik yok, zorlama yok… Herkese açık uluslararası sularda gerçekleştirilmiş bir harekettir. Bu müspet bir harekettir, hem oradaki mazlum insanlara yardım amacı taşımaktadır.
Asıl burada müspet hareket etmeyen İsrail’dir. Menfi hareket içine girmiştir. Ve bütün dünya önünde haksız duruma düşmüştür.