Gecelerin gizemli efendileri baykuşlar

Baykuş sesleri, aslında dinlemesini bildiğinizde gayet huzur vericidir

Çoğunluk 'Uğursuzdur' der, çığlıkları korku filmine fon olur. Oysa puhudan ishakkuşuna, gece karanlığında bazen korkutucu gelebilen baykuş sesleri, aslında dinlemesini bildiğinizde gayet huzur vericidir.

Türkiye’nin her yerine dağılmış çeşitli boy ve renklerde 10 baykuş türü var. En büyüğü puhu, en ufakları ishakkuşları. Çoğu tamamen gece aktif olmasına rağmen bazı türler gündüz de görülebiliyor. Türden türe değişse de şehir, bahçe, vadi, bozkır, dağ ve ormanlarda yaşıyorlar; aslında bize çok yakınlar. Varlıklarından haberdar olmak, önünüze konmamışlarsa ve ötmüyorlarsa neredeyse imkansız. Çünkü uçarken bile sessizler. Tüyleri uçarken ses çıkarmamalarını sağlıyor. Bu nedenle avlarına sessizce yaklaşabiliyorlar. Aklımızın alamayacağı derecede iyi görüyor ve işitiyorlar. Kar altında hareket eden bir fareyi görmese de avlayacak kadar isabetli olabiliyorlar. Bunu sağlayan yüzlerinin şekli, bazen de kulağa benzeyen tüyleri.

Çok çeşitli besin yelpazeleri var. Avları, boylarına göre değişiyor. Dünyanın en büyük baykuşlarından biri olan, hindiden biraz daha büyük puhu, iri pençeleriyle yavru geyik, tilki, kedi avlayabiliyor. Çoğumuzun korkacağı bazı böcek ve örümcekleri de ishakkuşları afiyetle mideye indiriyor.

Baykuşlar, varlıklarını çoğu zaman sesleriyle belli ediyor. Gece karanlığında bazen korkutucu gelebilen baykuş sesleri aslında dinlemesini bildiğinizde oldukça huzur verici olabiliyor. Gene de arkadaşlarınıza bir korku filmi havası yaşatmak isterseniz onları sisli bir akşamda Belgrad Ormanı’na götürün. Alaca baykuşların çığlıkları en delikanlı arkadaşınızın bile çözülmesini sağlayacaktır. Ancak hiçbiri bir temmuz gecesi dolunayda, bozkır ortasında ishakkuşunun büyüleyen sesini dinlemeye benzemez. Dolunayın beyaz ışığı, bozkırın sarısıyla harmanlandığında ileride belli belirsiz seçilen bir ağaçta ishakkuşunun üç saniyede bir çıkardığı ıslıksı ‘huu’ sesi çekirgelerin seslerine karıştığında insanın bir yıllık stres atma ihtiyacı karşılanmış olur.

Nadir türler

Balık baykuşu (Ketupa zeylonensis): Asıl olarak tropikal Asya’da, Türkiye’de sadece Torosların güneyindeki derin vadi boylarında yaşayan efsane tür. Türkiye’de yaşayan en büyük ikinci baykuş türü ama o kadar nadir görülebiliyor ki 2004’e kadar kesin olarak yaşayıp yaşamadıkları bilinmiyordu. Ta Osman Yöntem adlı doğa uzmanı Antalya’da fotoğraflayana kadar. Balık baykuşu, diğer baykuş türlerinin aksine çoğunlukla balık, tatlı su yengeci, kurbağa gibi suda yaşayan canlılarla beslenir. Özellikle yapım aşamasında olan hidroelektrik santrallerin yuvalama alanlarını nasıl etkileyeceği bilinmemekte, ancak zarar vermesinden endişe edilmektedir.

Paçalı baykuş (Aegolius funereus): Yedi ay öncesine kadar Türkiye’deki varlığı sadece ötüşünden bilinen bir baykuş türü. İlk defa geçtiğimiz temmuz ayında Uludağ’da yapılan özel bir araştırmayla fotoğraflanabildi. Bu kadar zor görülebilmesinin nedeni, ufak boylu oluşu ve yaşam alanlarına ulaşımın zorluğu. Yaşlı ağaçların sık dalları arasında durmayı sevdiğinden yanınızda ötse bile görmesi zor.

Çizgili ishakkuşu (Otus brucei): Ülkemizde sadece Birecik ilçesinde görülen çok nadir bir tür ve en küçük baykuş türü. Geceleri avlanıyor. Ülkemizde ve hatta Avrupa ölçeğinde bilinen üreme noktası sadece Birecik’te Söğütlük (Fırat kavağı gen havuzu) içinde. Dünyada ve ülkemizde kuş gözlemciliği için büyük önem taşıyor. Türün devamlılığının Fırat kavaklarına bağlı olduğu düşünülüyor.

Puhu (Bubo bubo): 70 santime yakın gövdesi, geniş ve güçlü kanatlarıyla orman ve sarp kayalıkların en iri baykuşu. Erkeğinden daha iri olan dişi puhunun kanat açıklığı 170 santimi buluyor. Diğer baykuşlara göre en ağır olanı, erişkin dişileri 4 kilodan bile fazla gelebilir. Görüş açıları 110 derece olmasına karşın kafalarını 270 derece sağa-sola ve 180 derece tam geriye çevirebiliyor, gözleri turuncu ve bakışları sert. Dağlar, ormanlar ve hatta çölleri bile mesken tutabilirler. Olgun kozalaklı ağaçlarla kaplı ormanlar, kayalık bölgeler ve dik yamaçlar en çok tercih ettiği alanlar.

Kır baykuşu (Asio flammeus): ‘Kulaklı baykuş’ olarak da bilinir. Memeli kulaklarına benzeyen ve savunma durumunda gösterdiği tepelikleri vardır. Başları ve gözleri büyük, boyunları kısa, kanatları geniştir. Boyları 34–43 cm. civarındadır. Çoğunlukla geceleri avlanır. Başta tarla faresi olmak üzere kemirgenlerle beslenir, küçük memeliler ve büyük böcekleri de yer. Orta Avrupa’da yaşam alanlarının yok olması, tarım alanlarının ilaçlanması ve besin bulamamaları nedeniyle, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Radikal

Tefekkür Haberleri