Menfaatlere kanmak, tıpkı balığın oltaya takılmasına benzer. Balık, gördüğü yeme aldanır, fakat yemin içinde gizli olan kancayı görmez. İşte bu tuzağı göremeyenler, ona aldanmaktan kurtulamazlar.
Nice ayakların kaydığı, nice irâdelerin dağıldığı ilâhî imtihanlardan selâmetle geçebilmek, dünyevî menfaatlerin iç yüzünü görebilmeye ve onlardaki “imtihan sırrı”nı sezebilmeye bağlıdır. Bu firâseti elde edebilmek için de, servet, şehvet ve şöhret gibi dünyanın câzibeli tuzaklarına karşı uyanık olup her hâlükârda âhiret selâmetini tercih edebilmek şarttır.
Rabbimiz bu hususta bizleri şöyle îkaz buyurmaktadır:
“Fakat siz (ey insanlar!) âhiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu hâlde dünya hayâtını tercih ediyorsunuz.” (el-A’lâ, 16-17)
“…Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, hâlbuki Allah (sizin için) âhireti istiyor…” (el-Enfâl, 67)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş