Geçmişin Elemleri, Geleceğin Endişesi...

Misafir Kalem

Nur Okur

Geçmiş gerçekten bizim için geçti mi? Ne bıraktı ardında geçenler? Belki yüzde bir gülümseme belki de hüznü andıran bir bakış. Ama adı üstünde 'Geçmiş' diyoruz. Geçip giden nice hâdiseler ve insanların ardından. Peki geçmiş için duyduğumuz elemler? Bu elemlerin sonunda gelen ruhsal ve manevî çöküntüler... Nasıl kendimize geleceğiz?

Hangi insanla karşılaşırsak bu hayatta geçmişindeki bir olaydan ya da bir insandan şikayetçi. İçinde büyüttüğü bir öfke, nefretle, elemlerle yaşamaya alışmış bir benlik oluşturmuş kendine. Bir kitapta "Alışılan şeyler bir tabiat halinde insanın içine yerleşir. Bir daha çıkarması çok zordur." (Mehmed Zahid Kotku, Mü'minlere Vaazlar 1, s. 12) diyordu. Ruhumuzu, benliğimizi neye alıştırırsak her zaman bizim ikinci bir tabiatımız haline gelecektir. Geçmişteki elemler içinde kayboldukça kendimizi görmemiz, bulunduğumuz anın kıymetini bilmemiz mümkün değildir. Bir de geleceğe duyduğumuz endişe? Bu dünyanın nizamı gereği zaman akıp gitmektedir. Ne bir saniye ne de bir dakika sonramızda neler olacağını, neler yaşayacağımızı bilmiyoruz. Peki bilseydik neler olurdu? Bilmememizde de bir hayır ve hikmet vardır mutlaka. Peki endişelerimizle nasıl başa çıkacağız?

Risale-i Nur'da geçmişe duyulan elemler ve geleceğe duyulan endişeler hakkında şöyle geçmektedir: "İnsan ise eğer dalâlet ve gaflete düşmüş ise hazır lezzetine geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler o cüz'î lezzeti cidden acılaştırıyor, bozuyor." (Sözler, s. 159)

Evet, elemler ve endişeler, bu dünyada yaşadığımız küçük bir mutluluğu dahi bozmaktadır. Risale-i Nur'un başka bir yerinde ise "Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler; senin cüz'î lezzetini hiçe indirir." (Şualar, s. 199) denilmektedir. Yaşadığımız anın kıymetini bilerek, geçmişe esef duymayarak, gelecek için endişelenmeyerek yaşadığımızda daha anlamlı bir hayat geçirebiliriz.

Hani derler ya "Geçmiş geçmişte kaldı." Evet geçmiş acısıyla, tatlısıyla geçip gitti. Belki geçmiş bize çok şeyler öğretmiştir ve geçmişteki yaşadıklarımızı yaşamasaydık şuanki biz olamazdık belki de hiç düşündük mü? Yaşadıklarımızdan, insanlardan öğrendiğimiz, benliğimizi oluşturduğumuz nice olaylar yaşamışızdır. O yüzden geçmiş için her ne zaman elem duyarsak duyalım yaşanmışlıklardan ne kazandığımızı düşünelim.

Gelecek endişelerimizden de anın kıymetini bilerek bir saniye,bir dakika hatta bir saat sonrasını düşünmeden yaşadığımızda kurtulabiliriz. O endişelendiğimiz gelecekteki olayların ne olacağını, nasıl olacağına dair bir fikrimiz yokken endişelenmek abes değil mi? Rabbımizin gelecekte bizim için ne hazırladığını bilemeyiz. belki de endişe ettiğimiz kadar kötü bir gelecek yoktur.

Netice olarak; geçmişin elemlerinden, geleceğin endişesinden sağlam bir imanla ve Allah'a tam bir tevekkülle kurtulabiliriz.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.