Unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan manifaturacılık, eski günleri arıyor. Geçmişte revaçta olan bu mesleğin Ağrı'daki son temsilcilerinden olan Hasbi Atalay, geçmiş günlerdeki kadar olmasa da yine kendi mesleklerinin taliplilerinin olduğunu kaydediyor.
"1969 yılından beri manifaturacılık yapıyoruz"
"Vatandaşlar eskiden birçok ihtiyaçlarını manifaturacılar üzerinden karşılıyordu." diyen Hasbi Atalay, unutulmaya yüz tutmuş mesleği hakkında şunları söyledi:
Biz aslında 1969 yılından beri manifaturacılık yapıyoruz. Babam uğraşıyordu. Bu meslek ile 1982 yılından beri faal olarak uğraşıyorum. Eskiden bu meslek çok revaçtaydı, çünkü vatandaşlar birçok ihtiyacını manifatura üzerinden karşılıyordu.
Hasbi Atalay, "1982 yılından beri kumaş sektöründe uğraş veriyorum. Yıllardan beridir bu mesleğe devam ediyorum. Devam etmeyi de düşünüyorum, çünkü mesleğim baba mesleğidir. Halkın ise eskiden olduğu gibi rağbet etmesini bekliyorum. Her şeye rağmen bu sektörü ayakta tutmayı başarıyoruz. Ağrı'da bu meslek yoğun bir meslekti ve yıllardır bu mesleği sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Büyüklerimiz hazır giyim tercih etmez"
Anne ve babaannesinin hazır giyimi tercih etmediklerini dile getiren Sedat Yeşbek, anne ve babaannesinin sürekli kendisini manifaturacıya gönderdiğini belirtti.
Yıllardır ailesi için alışverişi buradan gerçekleştirdiğini söyleyen Yeşbek, "Annem ve babaanneme kumaş almaya geldim. Hazır giyimi sevmezler. Bu sektörün ayakta kalması için esnafımız gayret içinde. Biz de destek olmak ve ihtiyacımızı karşılamak için bu işyerine uğrar, alışveriş yaparız. Burada yöresel, geçmiş kıyafetlerin desenlerini bulabiliyoruz. Şu parçaların hepsi yöreseldi. Bu yöresel kavramının içimizden çıkmaması için insanlarımız alışveriş yapmalı. İnşallah daha güzel yerlere gelir bu sektör." şeklinde konuştu.
"15 yaşından beri severek yapıyorum bu mesleği"
Ağrı'da kundura ayakkabı tamirciliği yapan ve son birkaç ustadan biri olan Selami Yılmaz, 15 yaşından bu yana severek yaptığı mesleğin çırak yetişmemesinden dolayı bitme noktasına geldiğini söyledi.
Yılmaz, geleneği sürdürmenin yanında halkın ayakkabı almak zorunda kalmadıklarını, yırtılan, darbe alan ayakkabı ve kunduralarını tamir ederek müşterilerine hizmet ettiklerini söyledi.
35 yıldır bu mesleği sürdürdüğünü kaydeden Selami Yılmaz, "Ağrı'da ikamet ettiğimizden beri bu işle meşgulüz. 35 yıl oldu bu meslek ile uğraşalı. Halimizden memnunuz hamdolsun. Geçmişteki yoğunluk tabi şimdi yok. Hamdolsun işimiz oluyor yine de. Geçmişten bugüne kadar bu işi yaptığımızdan dolayı, rağbet olmadığı için artık son temsilcileriyiz. Bugün ile yarın arasında ne değişir Allah bilir tabi." dedi.
Çalıştıracak elman bulamadıklarını kaydeden Yılmaz şunları söyledi:
Ucuz ayakkabıların çıkması haliyle sektörümüze olumsuz etki yaptı. Geçmiş dönemlerde çırakların, kalfaların olması, günümüzdeki insanlarla olması mümkün değil. Çoğu zaman çalıştıracak eleman arıyoruz ama bulamıyoruz. Ayakkabısı zarar gören gelip tamir yapıyor haliyle. Bunu bir lütuf olarak görüyorum. Allah'ın ikramıdır. Uygun bir fiyat karşılığında insanların isteklerini karşılamaya çalışıyoruz.
Ayakkabıları yırtıldığında yeni ayakkabıya 200 lira vermekten kurtulduğunu söyleyen Mehmet Polat, bu meslekten dolayı tasarruf içinde olduklarını belirtti.
Yırtılan ayakkabı ve kunduralarına 5-10 liralık masraf yaptıklarını ifade eden Polat şunları söyledi:
"Yıllardır buraya gelirim, müşterisiyim. Kundura işlemlerimiz olduğunda buraya geliyoruz. Sağ olsun o da işlerimizi görmeye çalışır. Maddi noktadan da sıkmaz bizi. Malum bizim de yırtıldığında gidip yeni ayakkabı alma imkânımız olmuyor. 5-10 lira karşılığında zarar gören ayakkabımızı tamir ettiriyoruz. Ayakkabımız her yırtıldığında 100-200 lira veremiyoruz bir ayakkabıya. Burası ekonomik anlamda işimize geliyor."
İLKHA