Gelirimiz veya maaşımız düşük ise elektrik, su, telefon, doğalgaz, internet gibi faturalar en az maaşımızın yarısını götürüyor. Eğer evimiz de kira ise, geçinmek için elimizde bir şey kalmayacaktır. Bu yüzden ciddi tedbirler alınmalıdır. Fatura ve ev kirasını ödedikten sonra ellerinde geçim için para kalmayan aileler o kadar çok ki.
Bu zamanda özellikle dar gelirli ailelerin belini büken yük, faturalar. Peki biz bunlarda bir indirim yapamaz mıyız? Oturmadığımız odanın ışığını hemen söndürsek, gereksiz alet çalıştırmasak, o an kullanılmayan prizleri fişlerinden çıkarsak, akşamları aile aynı odada otursa, diğer odaların elektrikleri yanmayacaktır.
Bu durumun çok ciddi şekilde gözden geçirilmesi gerekir. Devletin bu konuda özellikle dar gelirli aileler için önlemler alması herkesin isteği... Ama bundan önce bizler neler yapabiliriz?
Bulaşık yıkarken çeşme açılıyor, ağır ağır tabaklar altında sıra ile yıkanıyor, çeşme akıyor, o akarken fayanslar siliniyor. Korkunç bir şekilde israf yapılıyor. Halbuki her tabakta çeşme kapatılabilinir, çeşmeyi ip gibi akıtırsak da bulaşığımızı yıkayabiliriz. Diğer işlerde de son derece ayarlı su kullanmaya dikkat edersek su faturamızın fiyatı düşecektir. Aslında bunu az fatura gelsin diye yapmamalıyız. “İsraf haramdır.”
Selçuklu döneminde bir seferde büyük bir kumandan dere kenarında ibrik ile abdest almış. Niçin dere akarken ibrikle abdest aldığı sorulunca “İsrafa alışmamak için” demiş.
Genelde en çok su kullanımı ev hanımı tarafından yapılmaktadır. Bu yüzden bulaşık yıkarken büyük bir kap içinde suları biriktirerek yıkamalı, sonra bulaşık suları tuvalete dökülmelidir. Sebze meyve yıkama suları çiçeklere dökülmeli, temizlik suları boş yere dökülmeyip tuvalete harcanmalıdır. Eğer bulaşık makinemiz var ise bulaşıklar bol su akıtılarak çalkalanmamalı, çok pis ise bir leğen suyun içinde kirleri temizlenip makineye dizilmelidir. Su kullanırken çeşme iplik gibi akıtılmalıdır. Çocuklar su başında iken müdahale edip az su kullanmaya alıştırılmalıdır. Bu şekilde dikkat edilirse su faturasının çok az geleceği muhakkaktır.
Aynı zamanda bu tedbir ülkemizin su kaynakları için son derece faydalı bir hareket olur. Bilim adamları çok yakın bir gelecekte şiddetli su kıtlığı olacağını haber veriyorlar. Çocuklarımızı ve geleceğimizi düşünerek, onlara da kullanacak su bırakalım. Mesela duş alırken çeşmeyi açıp, sıcak su gelene kadar bekliyoruz. O arada su akıp gidiyor. Su ısınana kadar akan suyu bir kovada toplasanız ne kadar çok su akıttığınızı fark edeceksiniz. Duş öncesi su büyük bir kovada toplansa daha sonra tuvalete dökmek için kullanılabilir. Herkesin bu şeklide duş suyunu biriktirdiğini düşünecek olsak, ne kadar tasarruf yapıldığı ortaya çıkacaktır. Ayrıca tuvaletin su deposunun içine 1,5 kiloluk pet şişenin içine su doldurup yerleştirsek, her sifonu çektiğimizde daha az su akacak buda gereksiz su harcamayı önleyecektir.
Yüksek faturalar ödememek için neler yapabiliriz? Çok çocuklu ve dar gelirli aileler bu durumdan dolayı çok sıkıntı çekmekte ve bu sıkıntı ne yazık ki en çok sofralarında açığa çıkmaktadır. Gelişme çağındaki çocuklar yetersiz beslenmektedir. Bunun için aile büyüklerinin önemli tedbirler alması gerekiyor. İlk olarak büyük şehre memleketinden göçmüş ise eğer memleketinde ekilecek toprağı, oturacak evi varsa geri dönüp, çocuklarını daha sağlıklı bir ortamda yetiştirmelidirler. Bu da mümkün değilse, acil tedbirler alınması gerekir. Tüm ev halkı bir odada oturup, tek lambadan yararlanmalıdırlar. Doğalgazı da bu şekilde idareli kullanmaları mümkündür. Ayrıca çok elektrik yakan elektrikli aletler eve alınmamalıdır. Ay öncesinden gelire göre faturalar planlanıp, bunu aşmamaya çalışılmalıdır. O halde harcamamızı bu yönde kısarak fatura masrafını en aza indirip, artan parayı çocuklarımızın gıdasına ayırmalıyız.
Birde aile üyelerinin hatta ilkokula giden çocuğun bile elindeki telefon faturasını katsak ciddi bir yekûn oluşur. Telefon faturalarını da en düşük hale getirmek bizim elimizde. Bu arada yaşanmış bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim.
İki arkadaş aralarında sohbet ediyorlardı. Biri son zamanlarda evinden bereketin kalktığını, namaz kılarken zevk almadığını ve bu duruma çok üzüldüğünü söyler. Bunun üzerine iki arkadaş müzakere yapmaya başlarlar. Uzun bir incelemeden sonra konu abdest almaya gelir. Arkadaşı abdest alırken bir ayağını yıkayıp, ikinci ayağını kaldırıncaya kadar çeşmeyi kapatmadığını söyler. Diğer arkadaşı ona, “İşte problem burada, bundan sonra suyu dikkatli kullan bir ayağını yıkayınca çeşmeyi hemen kapat” der. Sen bir ayağını yıkayıp onu indirip diğer ayağını kaldırıncaya kadar, akan o suda neredeyse bir kişi daha abdest alır. Bereketsizliğin neticesinin bu ayrıntıda saklı olduğunu anlayan arkadaş abdest alırken daha dikkatli abdest almaya başlar ve bunun üzerine evine bereket, namaz kılarken huşu içinde kılmaya başlar. Zaten, İslam fıkhına göre abdest alırken bir litre sudan fazla su kullanılması mekruhtur.
Elektrik, su, telefon, doğalgaz vb. gibi enerji kaynaklarımızı bu ciddiyetle dikkatli ve kısıntılı kullansak, inanın faturalarda ciddi bir azalma olacaktır. Faturalar cep yakmayacaktır. Tabii burada tüm aile halkı aynı dikkati göstermesi ve uyum içinde olması gerekir.