Gelişim günleri izlenimleri

Misafir Kalem

“Hayat yolunda başarı”

PDA Danışmanlığın düzenlediği gelişim günlerinin birincisine katıldım. Sabah 9 buçukta başlaması gereken eğitim 10’da başladı. Açılış konuşmalarıyla daha da gecikti. Günler öncesinden duyuruları yapılan, Türkiye’nin popüler başarı portrelerinin olduğu programa “Türkiye gelişti, eskisi gibi değil artık” diye kendi kendime ne kadar telkin etsem de, zamanlama konusunda hayal kırıklığına uğradım. Programda yazılan saatlerin hiç birine uyulmadı. Gene de bu kadar seminerciyi bir araya getirmek büyük bir başarı. Program koordinatörü Abdülkadir Özbek’i tebrik ediyorum.

İlk konuşmacı Kültür ve Turizm Eski Bakanı Tınaz Titiz’di. Konusu “Girişimcilik”ti. Fakat farklı bir konuda anlatması kanaatimce daha faydalı olurdu. Girişimcilikle ilgili pek not tutamadım.
Bana göre programın favori bölümü panel kısmıydı. Bu yazımda da buna ağırlık vereceğim. “Hayat Yolunda Başarı” kısmında Sunucu-TV Programcısı Sedef Kabaş paneli iyi yönetti. Konuşmacılar, Hakan Şükür, TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz ve Oyuncu – karikatürist Hasan Kaçan.

Panel yöneticisi Hakan Şükür’ü tanıtıyor; "249 gol ile dünya milli futbolcusu. Dünyanın en çok gol atan Türk futbolcusu ve ahlaklı futbolcu yetiştirme projesi var."

Hasan Kaçan araya girip: “Hakan dünyanın en çok gol atanı ben de en çok atanım” diyor, espriyi patlatıyor.
Panelistlere “başarının tanımı nedir” diye soruluyor. Hayatta belirli bir başarıyı yakalayan insanlardan bu cevap almak çok önemli.

TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz şöyle tanımlıyor; “İçinde bulunduğunuz işe göre değişir. Bir yazar için klasikler arasına giren bir roman, futbolcu için milyonlarca insanı mutlu etmektir. İnsanın kendi hedeflerine ulaşmaktır” diyor.
Hasan Kaçan ise bir hikâye ile başlıyor: “Karıncaya sormuşlar; ''nereye gidiyorsun?'', ''dostuma'', demiş. ''Bu bacaklarla zor'' demişler. Karınca; ''olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş. Bence başarı hedefe giden o yoldaki maceradır. Bir de tali yollar vardır. Bazen bu yollar da otobana çıkıyor.” “Aynı zamanda başkalarının başarılarından mutlu olmaktır. Birisi bir kupa aldığında ben sevinirim” diyor.

Hakan Şükür, “başarı korkmamaktan geliyor. Erken yaşlarda bunu hayal ettim. Anneme söz vermiştim, başarılı olacağım, para kazanacağım diye. Başarı bazen kötü anlarınızı da söylemektir. Yapamadığımda bunu konuşmuyorum. Hakkımda söylenen o kadar söylentilere rağmen ayakta kalabilmek, dostlarınızın, ailenizin desteği bir başarıdır.”
“Başarı için bir şeye odaklanmak gerekiyor. UEFA kupasında 9. Saniyede bir gol attım. O golü atmadan üç gün uyumadım” diyor.

“Çocukluktaki hayalimiz başarımızda ne kadar etkili” olduğu soruluyor.
Hakan Şükür, ben futbolcu bir ailenin çocuğuyum. Basketbola merakım vardı. Babam bir gün dünya karmasında oynayacaksın dedi. Asla, yapamazsın, olamayacağına dair bir şey söylemedi. Bu hayalime ulaşmak için annem, babam, kardeşlerim destek oldular. Tabi, çok zorlandım, ailemden uzak kaldım. Ama pişman değilim.

Hasan Kaçan; “Bir şeye niyet edip ona doğru gitmektir. Galatasaray’ın kalecisi olmak isterdim. Ben başarılıyım diyemem ki. Onu başkaları söyler.” Şunu ekliyor: “dünyanın en güzel şeyi sevdiğiniz işi yapmaktır.”

Tahsin Yılmaz, “Ben hayatta uzun vadede hiç hedef belirlemedim. Şansa inanmıyorum. Tesadüftür. Kabataş Erkek Lisesini kazandım. Tesadüfen okul birincisi oldum. ODTܒye de tesadüfen girdim… Bundan sonraki hedefim nedir bilmiyorum. Odaklandığım şey içinde bulunduğum anda layıkıyla çalışmaya gayret ediyorum.”

Panel sonunda öğrencilerden gelen soruların birinde “biz de sizin gibi hiç hedef belirtmeyelim mi?” diye soruldu. “Hayır”, diyor. “siz kesinlikle hedef belirleyerek çalışın.”
Tahsin Yılmaz her şeyi tesadüf ve şansa verince panel yöneticisinden bir soru daha geldi. “Hayattaki başarılarda şansın rolü var mı?”
Hasan Kaçan; "tabiî ki tesadüf vardır ama neticede kader çizgisi dediğimiz planın içindeyiz" dedi.
Hakan Şükür ise; “Şansa inanıyorum. Çalıştığınız zaman şans gelir. Hayatımda çok farklı gollerim var. Şans mı lütuf mu? Fenerbahçe’ye bir golüm var. Top gelirken kafamı çekmeye çalışırken gol oldu. Olağanüstü bir gol. Ama çalışmazsanız buna sahip olamazsınız.”

Hasan Kaçan; “Karikatür, mizahla uğraştım. Aynı zamanda futbolla ilgiliyim. Yani şuur altını beslemek gerekir. Başarıyı getiren zihni altyapıyı canlı tutmak gerekir. Şuuraltı ne kadar değişik alanlara merak duyarsa o kadar canlı oluyor. Farklı disiplinlerden beslenmek gerekir. Merak etmek olağanüstü bir şey. Başkasına saçma sapan olan bir şey benim için olağanüstü olabiliyor.

Başarı sadece hedefe ulaşmak değil. Sürecin ta kendisidir. Kendi işine aşkla mı bağlısın, yoksa gırgırına mı bağlısın. Başarı insanın kendi kendisiyle dalga geçebilmesidir. İnsanın kendisini tanrılaştırmamasındadır. Yaptığınız işi ciddiye alın ama kendinizi o kadar değil.”

Panel sonlarına doğru, Hakan Şükür şunu ekliyor “Kendi yapmadığım bir şeyi hiçbir zaman arkadaşlarımdan istemedim. Onlar da hiçbir zaman itiraz etmediler.”

Hasan Kaçan da “12 Eylül döneminde Kenan Evren dergimizi kapattı. İki ay hiçbir şey yapamadık. Ama iki ay sonra dergiyi tekrar bastık. Üç katı tiraja kavuştu. Bir buçuk milyon satıldı.” dedi.
Üç farklı insan, üç farklı başarı hikâyesi. Benim anladığım hayat yolunda başarının tek bir yol olmadığı, kişiden kişiye farklılık gösterdiği, fakat başarı felsefesinin hep aynı olduğu: Çok çalışmak.

Faruk Akçe

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.