Âlem-i ervahtan çıkarıldık bu yola,
Rahm-ı maderde de verdik birazcık mola,
Sonra da teslim edildik şefkatli kola,
Çarnaçar teslim olduk; elbet aczimizden.
Artık misafirhanemiz olmuştu dünya,
Elbette burası değildi asıl sılâ,
Boş olur, yaşasak da bin bir türlü hülya,
Kaçamayacağız takdir edilmiş ecelden.
Bu dünyaya gönderildik imtihan için,
Gafil değil, inanan insan olmak için,
Rabb-i Rahman’a ibadet etmek için,
Kurtulamadık bu dünya cazibesinden
Nefis almış elimizden irademizi,
Yanlış yollarda buluyoruz kendimizi,
Esiriz, çıkaramıyoruz sesimizi,
Esaretten kurtulmak gerek tez elden.
Şeytan-ı lâin, dünyamızda at koşturuyor,
Cehennemleri Cennet diye gösteriyor,
Yoldan çıkarıyor, sonra sinsice gülüyor,
Şu lanetliyi boğmak gelmiyor elimden.
Dünya çok cazip, çıkarıyor doğru yoldan,
Günahlar üstümüze geliyor dört koldan,
Geçemedik fena ve fani sevdalardan,
Halimizi düzeltmek gerektir tez elden.
“Allahü Ekber” sadâları yükseklerde,
Salih kullar abdest ve namaz derdinde,
O habis nefis ise şeytana perverde,
Meğer en büyük düşmanımız içimizden.
İftira, gıybet yapmayı nefis istiyor,
Hasenatlarımızı da alıp götürüyor,
Ölü kardeşimin etini yediriyor,
Acizim; dili susturmak zor mu gerçekten?
Nefsim her şeyden kendine pay çıkarıyor,
Şeytanın atına binmiş de “Ben”, “Ben” diyor,
Gizli şirk damına düştüğünü bilmiyor,
Hemen kurtulmam gerek nefsin bu şerrinden.
Yalan tehlikeli, günah-ı kebâirden,
Allah’ın sevmediği çirkin fiillerden,
Yalancı kurtulamaz hiç badirelerden,
Yalancıya yaklaşmak gelmiyor içimden.
Adavete, hüsûmete yoktur vaktimiz,
Muhabbettir bizim güzel bir mesleğimiz,
Mü’min kardeşimizedir mürüvvetimiz,
Fitneyi çıkarmak gerek muhitimizden.
İstiyorum ki dünyada sulh-sükûn olsun,
Kavga, döğüş yeryüzünde hiç kalmasın,
Kurt ile kuzu dahi barışsın, dost olsun,
Lâkin irade etmek gelmiyor elimden.
Başıboş gençlik derin gaflet uykusunda,
Heves peşinde, uçurumun kenarında,
Dua etmek lazım bilhassa seherlerde,
Gençleri mutlak kurtarmak gerek bu halden.
Altmışlara gelmiş nice gafiller de var,
Sefahatte de gençlerle yarışa çıkar,
Ölümü görür, almaz başkasına atar,
Kalpleri mühürlü, memnunlar hallerinden.
Zaman durmuyor, sel gibi akıp gidiyor,
Bizi de hızla ölüme yaklaştırıyor,
Geçen günlerse bir daha geri gelmiyor,
Zamanı durdurmak gelmiyor elimizden.
Her şey Rabbimin hikmeti dahilindedir,
İmtihan var, kaderden kaçmak nafiledir,
Bu dünyada hayır-şer daim iç içedir.
Dünyaya nizam vermek gelmiyor elimden.
Maksadım değildir ümitsizlik vermek,
İsterim asi nefsime terbiye vermek,
İhtiyaçtır her an Kur’an’a kulak vermek,
Ümidimi kesmem Rabbimin rahmetinden.