Fatih Çakır’ın haberi
RİSALE HABER
DKM Akademi ve Diyarbakır Gönüllüleri Derneği tarafından 22-24 Mayıs tarihleri arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu “Gençlik Festivali” Programı düzenlendi. Katılımın oldukça yoğun olduğu programda Doğu ve Güneydoğu illerinin yanı sıra Türkiye’nin ve dünyanın dört bir tarafından gelen misafirler Diyarbakır’da en güzel şekilde ağırlandılar.
Cuma günü sevgi şehrine gelen misafirler, Diyarbakır Kültür merkezinde karşılandı. Akşam yemeği ve akşam namazını takiben gençlere özel program için Özel Eflatun Koleji’ne geçildi. Misafirler programın yapılacağı alana kırmızı halıdan giriş yaparak karanfiller ve gül suyu ile karşılandılar. Aynı hizmetin şevk ve zevkini farklı mekânlarda hisseden kardeş gönüller bir arada buluşma ve kucaklaşma imkânı buldular. Muhacir ve Ensarın “artık bundan böyle sizler kardeşsiniz” cümlesinden sonra kucaklaşmaları gibi halis, saf ve menfaatsiz bir kucaklaşmaydı bu.
İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ömer Oturmak’ın lahuti Kur’an tilavetinden sonra Dr. Mehmet Türk ev sahibi gençler adına “Hoşamedi” konuşmasını yaparken Elazığ’dan Ali Lale de Bölge gençleri adına “Hoş Bulduk” konuşması yaptı.
Eflatun Koleji Amfi tiyatrosunda gerçekleştirilen program “Tekâmül Yolculuğunda İnsan ve İman” paneli ile devam etti.
Panelde Ürdün’den Prof. Dr. Mamoun Jarrar; iman olmasaydı insanın hayatının ve diğer mahlûkatın, manasını kaybedeceğini, varlıkların arasındaki ilişkinin iman ile kurulduğunu ve imanın ise tefekkür üzerine bina edildiğini belirtti.
S. Arabistan’dan Araştırmacı Yazar Selim Hanife ise; Arabistan’daki nur hizmetlerinden bahsederek Seyidler Cemaatinin nurlara intisap edip sahip çıktığını, böyle nurani ve güzel toplantılara inşallah her sene birimizin katılacağını ifade etti. Bundan böyle bu genç ve samimi cemaati de dualarına dahil edecekleri müjdelerini verdi.
Sudan’dan Dr. Selim Hassan Muhammed; 8. Sözdeki İnsan-Aslan-Kuyu ile ilgili ayn-ı hakikat ve manidar hikâyeciği anlatarak sözlerine başladı. Aslında, her birimizin günlük olarak bu hikayedeki hakikatlerle karşı karşıya kaldığımız bir vakıa olduğunu ifade etti.
Risale-i Nur’ları Arap alemine hem lisan-ı kal hem lisan-ı haliyle tercüme eden İhsan Kasım El Salih Ağabey; insanların hayatlarında Ahiret’e İman düşüncesinin ne kadar ehemmiyetli olduğunu başından geçen ibretli anekdotlarla anlattı.
Ayrıca bu panelin moderatörlüğünü yapan, Risale Haber muhabiri Abdurrahman IRAZ ağabeyimizin, güzel ve özel katkıları toplantıya renk kattı.
Kardeşlik pastasının coşkuyla kesilmesi ve sunulan güzel ikramların ardından Cuma günkü programımızın sonuna gelinmiş oldu.
Cumartesi sabahın ilk oturumunda, Bölge Eğitimcilerinin katıldığı programda ‘Eğitimin Temel Sorununa Bir Çözüm Önerisi Olarak Risale-i Nur Eğitim Modeli’ konulu semineri Diyarbakır Eğitim Grubu adına Erdal Seyitoğlu sundu. Diyarbakır’daki hizmet organizasyonlarına değinen Seyitoğlu, “Bir mahalde eğitim hizmetlerinin istikrarlı devamı için taksim-ül amal ve teşrik-i mesaiyi bitamamiha tatbik edilmesinin zaruretine temas etti. Sonrasında ise İhsan Kasım El Salihi Ağabeyin, Risale-i Nur’un Meslek ve meşrep esaslarına yönelik izah ve anlattıkları, bölge eğitimcileri tarafından ilgiyle takip edildi.
Programın öğleden sonraki kısmı D. Ü. Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Hafız-ül Kur’an Mehmet Emin ÇİÇEK’in tilavetiyle başlayan programın açış konuşmasını, Prof. Dr. Orhan AYYILDIZ yaptı.
Açış konuşmasını takiben, Risale-i Nur’u Anlama Konferansı bağlamında: “Kuvve-i Hafıza” konulu sunumunu yaptı. Prof. Dr. Mehmet Aybak; hafızanın anatomik yapısıyla beraber nörofizyolojik ve nörokimyasal mekanizmalarına geniş bir şekilde izah ettikten sonra, hafızanın Risale-i Nur’da ‘kalbin zahrı, dimağın cebi, kalbin sandukçası, dimağın kütüphanesi, gibi kavramlarla ifade edildiğini ve Levh-i Mahfuzun küçük bir nümunesi olarak nitelendirildiğini belirtti. Hafıziyetin kainat çapındaki ve insandaki tecellilerine değinildi. Hardaleden daha küçük olarak nitelenen Kuvve-i Hafıza’nın fonksiyonları ve hikmetleri nazar-ı dikkate sunuldu, unutkanlığın sebep ve sonuçları ahir zaman bağlamında ele alınarak, nisyanın dahi bir nimet olduğu hatırlatıldı.
Konferans sonrasında Kavramlar Enstitüsü’nün koordinatörlüğünde hazırlanan 26 adet Risale-i Nur eksenli tez çalışmalarının poster sunumu gerçekleştirildi. Uzun süreli bir çalışmanın semeresi olan bu tez çalışmaların poster olarak katılımcılara sunan araştırmacılar katılımcıların sorularını da bire bir cevaplama imkanı buldular.
Araştırmacı-Yazar Said Özadalı’nın moderatörlüğünü yaptığı “Türkiye Perspektifinde Alem-i İslam ve Geleceği” konulu 2. Panelde; yurt dışından gelen misafir Akademisyenler sunumlarını gerçekleştirdiler. Sunumda, Türkiye’nin ve Risale-i Nur’ların Alem-i İslam açısından önemi vurgulandı. Özellikle 2014 yılında Risalelerin Diyanet İşleri Başkanlığınca basılması ile eşzamanlı olarak Suudi Arabistan’da da devletin Risalelerin basımını serbest bıraktığı belirtildi. Böylece Risale-i Nurlara karşı ciddi bir hürmet ve muhabbetin geliştiği ve geçen senelerde bu eserlere karşı mesafeli olanların dahi Risaleleri iştiyakla okuyup ve istifa etmeye çalıştığı çarpıcı örneklerle açıklandı. Panelin sonunda, Alem-i İslam açısından kilit bir noktada olan Hilafetin merkezi ile Kabe’nin ve Mescid-i Nebevi’nin merkezlerinin bu yakınlaşmasının İslam aleminin geleceği açısından çok önemli olduğu vurgulandı.
Programın akşamki etabının gerçekleştiği Eflatun Okullarında ilk olarak, geçmişten günümüze hizmet anılarının yer aldığı, hizmetin geçirdiği merhaleleri yansıtan Fotoğraf Sergisi gezildi. Akşam yemeği yenip akşam namazı eda edildikten sonra genç dimağların Risale-i Nur’dan ilham alarak hazırladıkları projeler sergilendi. Her hafta öğrencilere Risale-i Nur hakikatlerini modern eğitim anlayışıyla sunan ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite derslerinin hocaları stantlar kurarak katılımcılara dersleri hakkında bilgiler verdiler.
Bay ve bayan lise ve üniversite gençlerinin uzun süredir hazırlandıkları ‘Gençlik Panelleri’ de Eflatun Okulların konferans salonlarında eş zamanlı 3 adet panel oturumları şeklinde sunuldu. Dikkatli bir izleyici kitlesi ile dolan salonlarda Üniversiteliler “İlim ve Marifetullah” panelini sunarken, hanım nur talebeleri de “Gençlik Olarak Gündelik Hayatımızda Bizi Bekleyen ‘Masum’ Tehlikeler” panelini sundular. “Bize En Lazım Olan: Sıdk” konusunun sunulduğu lise panelinde sunum öncesinde lise yaz programı ile ilgili hazırlanılan video izletilerek, katılımcıların büyük kısmını oluşturan lise talebeleri yaz programına davet edildiler.
Panellerin ardından, sunuculuğunu Eğitim Sekreteri Av. Erdal Seyitoğlu'nun yaptığı programın ikinci bölümüne geçildi. Artık geleneksel hale gelen ve bir hizmet beldesinin anlatıldığı bölümde geçmişten günümüze tarihiyle ve hizmetiyle Diyarbakır’la bağları çok kuvvetli ve bir o kadar da eski olan ‘Silvan’ ilçesi ile ilgili sinevizyon gösterisi yayınlandı. İlçede gelişip büyüyen hizmetler anlatılırken ömürlerini Risale-i Nur hizmetine adayarak vefat etmiş ağabeyler ise Rahmet ve dualarla yâd edildiler.
Ben-i ademin yaratılışından günümüze değin, insaniyetin hakikati arayışına değinen ve Sahabeler kenti Diyarbakır’daki hizmet faaliyetlerini konu alan “Sahabelerin İzinde” videosu geçmişteki kamera şakalarıyla izleyicileri tebessüm ettirirken hizmet erlerinin fedakarlıklarına değinilen kısımlarda ise duygusal anların yaşanmasına sebep oldu. İlgiyle izlenen videonun ardından çeşitli kategorilerde jüri özel plaketleri ve Risale-i Nur bilgi yarışmalarında dereceye giren talebelere ödülleri verildi. Bu sene mezun olan talebelerin mezuniyet belgeleri verilirken mezunlar omuzlarda taşınarak sahneye getirildi.
Programın sonunda İhsan Kasım El Salih Prof. Dr. Mehmet Aybak’a Şükran ödülünü sunarken, plakete yazılan son derece anlamlı sözler, tüm katılımcıları duygulandırdı ve bu manzarayı ayakta alkışladılar. Program Diyarbakır karpuzunun misafirler tarafından kesilmesi ve lezzetli ikramlarla son buldu.
Peygamber sevdalıları pazar sabahı büyük bir coşku ve heyecanla otobüsleri doldurarak Eğil’de Peygamber türbelerini ziyaret için yola çıktılar. Kuran'da isimleri geçen iki peygamberin kabirlerinin bulunduğu Eğil'in girişinde hissedilen manevi atmosfer peygamber kabirlerinin bulunduğu alanda zirveye çıktı.
İlk olarak Eğil barajına nazır güzel mekanda, orada medfun Peyhamberlerin (as) manevi nezaretinde kainat kitabında ilkbaharın son sahifeleri okunup tefekkür edildi. Sonra burada bulunan camiye geçilerek namazlar kılındı, tesbihatlar, dualar ve hatimler okundu. Hatimlerin ardından Abdurrahman Iraz ve Prof. Dr Mamoun Jarrar 19. Mektuptan Resul-i Ekrem (asm)’ın harika mucizelerini hülasa eden; "Bu parça altun ve elmas ile yazılsa liyakatı var" ile başlayan kısım Türkçe ve Arapça olarak bütün bir cemaate okundu. Risale sohbetinin ardından okunan hatm-i şerifler başta Hz. Muhammed (a.s.m.) olmak üzere bütün peygamberlerin ve bulunduğumuz mekanda medfun bulunan Hz. Zülküfül (as) ile Hz. El-Yesa’ (as)’ların, Üstadımızın ve vefat eden Nur talebelerinin ruhlarına hediye edildi. Hatimlerin ardından bölgeden gelen katılımcılarla beraber ebedi alemde sermedi manzaraların bir numunesi olması niyazıyla hatıra fotoğrafı çekildi. Yenilen öğle yemeğinden sonra kardeşliklerin pekiştiği, gönüllerin kaynaştığı ve hizmet şevkinin arttığı program, bölgeden misafirlerin ve Diyarbakır'dan katılımcıların kucaklaşması, helalleşmesi ve gelecek sene-i devriyede tekrar kavuşmak dua ve temennisi ile son erdi.