Genleri ile oynanmış bir Risale-i Nur okumak istemiyorum

Kadir AYTAR

Genleri ile oynanmış bir Risale-i Nur okumak istemiyorum

Neredeyse birkaç hafta oldu. Sadeleşme tartışmaları sürüp gidiyor. Herkes eteğindeki taşları döküyor. O kadar bereketli bir menba imiş ki, taşları dök dök bitmiyor.

Eski eserlere hayranlıkla bakarız, resimlerini çekeriz, tarihçelerini merak eder, öğreniriz. Ondan aldığımız lezzet ve zevki başka hiç bir şeyde bulamayız.
Yediğimiz yemeklere dikkat ederiz, tereyağın, zeytinyağının, peynirin en iyisini ve katıksızını isteriz, domatesi tarladan, eti dağda bayırda yayılmış hayvandan olmazsa almayız.

Elbiseyi hakiki yünden pamuktan olamazsa giymeyiz, naylon karışımı sentetik kıyafetlerin yanına bile yaklaşmayız.
Kısacası herşeyin hakikisini, halisini, orijinalini arar, karışımlı olanlardan, genleri ile oynanmışlardan şeytandan kaçar gibi kaçarız.

Peki sahte sevgilerden, iki yüzlülüğe bulanmış ya da kendisini gizlemiş duygulardan, sönük fikirlerden kaçmıyor; beynimizi, zihnimizi, bilgi dağarcığımızı besleyen orijinal fikirlerden, ilahi kaynaklardan beslenen değerli eserlere müştak ve meftun olmuyor muyuz?

Risale-i Nur ilahi kaynaklı çok orijinal bir eserdir. Okuyanın aklına, kalbine, ruhuna ve sayısız duygularına hitap eder. Bizleri Risale-i Nurlara meftun eden, bağımlı ve vazgeçilmez kılan tarafı da bu değil midir? Aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu ve duygularımızı bir kaptırdık ki, hem de ne kaptırma, yıllar oldu bırakamadık, vazgeçemedik.

Risale-i Nur’un veciz ifadelerini aklımız almazsa kalbimiz alıyor, ruhumuz almazsa duygularımız tadıyor.

Risale-i Nur’un ruhu var, canı var, o yaşayan bir canlı gibidir.  Sadeleştirme adına kim onun kolunu kanadını kırabilir? Onun genleri ile kim oynamak isteyebilir? Genleri ile oynanmış sebze ya da hayvanlara bir bakalım, nesli devam ediyor mu? Hepsi de epter.

Risale-i Nur’u kim kısırlaştırmak isteyebilir? Bunun iyi niyetle yapıldığından da eminim. Meseleyi enine boyuna tartmak, danışmak, meşveret etmek gerekir.

Üstadın Lem’alar adlı eserini sadeleştirmişler. Tartışmalar iş işten geçtikten sonra yapılıyor. Sadeleştirmenin tutup tutmayacağını bilemiyoruz. Ama bir gerçek daha var ki, o da Risale-i Nurları yabancı dillere yapılmış tercümelerinden öğrenmiş olan başka ülkelerdeki Nurcuların, orijinalinden okumak için Risale-i Nur Türkçesini öğrenmek istedikleridir. Böyle olunca sadeleştirmenin fazla bir önemi kalmıyor.

Hakikate merdiven dayayıp çıkmak, zahmet çekip yorulmak, bu yorgunluğun tadını da aklen, ruhen ve duygusal olarak terakki etmekle çıkaralım.

Genleri ile oynanmış bir Risale-i Nur bizi ne yüceltebilir, ne de bize aynı tadı verebilir. Sadeleştirerek onu aşağı indirmek yerine, tevfik Allah’tan deyip birlikte yücelmek gerekir. Zahmet çekelim ki, rahmet gelsin. İsteyelim ki hakikatin yüzü gülsün, sırları açılsın.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.