Askerlikte; disiplin kurallarıyla talim, nöbet ve gerektiğinde düşmanla savaşmak esastır. Yani bunlar ana maksattır. Boş zamanlarında voleybol oynamak, gazete okumak, yemek-içmek, arkadaşlarla sohbetler etmek vs. ise teferruattır.
Çünkü askere gönderilmemizin ana sebebi bizlere, açık-seçik bildirilmiştir.
Üniversite tahsili için gurbete giden kardeşlerimizin durumu da aynen bunun gibidir. Yani ana maksat, derslerine çok ciddi çalışarak, sınavları kazanmaktır. Bunların dışındaki değerlendirmeler, teferruattır.
Herhangi bir maksat ile yurt dışına gidişimizde de, ana maksadımıza göre hareket ederiz. Bunun dışındaki alışverişler, çeşitli ziyaretler ve ziyafetler TEFERRUATTIR…
İşte aynen bunun gibi; her birimizin bu dünya hayatına gönderilişimizin de bir ANA MAKSADI var. Bu ana maksadımızı, bizi hiç yok iken VAR eden yüce Allah c.c. çok net bir biçimde bizlere bildirmiştir.
•Zâriyat sûresi, 56. Âyet.: Cinleri ve insanları ancak (sadece) bana kulluk etsinler diye yarattım.
Buradaki ‘ancak’ ifadesinin anlamının, ‘ANA MAKSAT’ olduğu muhakkaktır.
•Ve de gerisi TEFERRUATTIR.
***
Şimdi düşünelim:
•Ana maksatlar mı ön plana alınmalı? Yoksa teferruat mı?...
Kendimize ve çevremize bir bakalım:
•Yaratılış maksadımıza göre ‘teferruat’ olan ‘Dünya işlerimiz için’ nasıl hareket ediyoruz? Ana maksadımız olan, ‘Allaha Kulluk’ adına neler yapıyoruz?...
Dünya işlerimiz için; her konuda ve her işte, ana maksatlarımız için çok ciddi programlar yapıyoruz. Tahsiller yapıyoruz. Kendimizi yeterli bulmayınca, bilenlere danışıyoruz. Alt yapı için ciddi sermayeler ve zamanlar harcıyoruz. Dostumuzu, düşmanımızı veya rakiplerimizi çok iyi araştırıyoruz. Müşterilerimizi veya seçmenlerimizi memnun etmek için, âdeta düğme ilikliyoruz. Düşmanların zarar vermemeleri için veya rakiplerin bizi etkilememeleri için tedbir alıp, mücadeleler veriyoruz.
Yani kısacası; 24 saatimizin 7-8 saati uyku ve istirahat için harcıyorsak, 10-12 saatimizi de Dünya işlerimiz için ayırıyoruz, değil mi?...
Geriye kalan 5-6 saatin 1,5-2 saati üç öğün yemek için olabilir.
•Şâyet geriye kalan 4 saatimizi ibadete ayırıyor isek, yukarıdaki âyetin şümûlüne girmiş oluyor muyuz acaba?
Yaratılışımızın ana gâyesi için 4 saat, teferruat için 20 saat! Oldu mu şimdi?...
•Hani “..ancak ibadet için” yaratılmıştık?...
***
Saygıdeğer dostlarım. Şimdi rahat bir nefes alalım.
Ömrümüzün ‘ancak ve ancak ibadet’ler ile geçebilmesi için, günde 50 (elli) vakit öngörülen namaz, Miraç hadisesinde O sınırsız merhamet sahibi Allah c.c. tarafından 5 (beş) vakte indirilmiştir. Diğer iş ve uyku gibi meşru hareketlerimizin ise ibadet hükmüne geçmesi de, bir takım ŞARTLARA bağlanmıştır.
Bu şartlara uyulduğu zaman; uyku ile geçen zaman da, nafakalarımızın temini için yaptığımız çalışmalar da, hatta yemek-içmek gibi hareketlerimiz de ibadet hükmüne geçecektir.
•“İş ve çalışmak ta ibadettir” diyenler, bu şartları da bilmek zorundadır…
Aynen yukarıdaki asker misali gibi, ‘disiplin kurallarıyla talim, nöbet ve gerektiğinde düşmanla savaş’ görevleri dışındaki yeme-içmeler, voleybol-basket-futbol oynamalar ve diğer hareketlerin de ASKERLİKTEN sayıldığı gibi…
Şimdi diğer iş ve hareketlerimizin ibadet hükmüne geçme şartlarına bir göz atarak, konumuzu gönül huzuru içinde noktalayalım.
•Beş vakit namaz ta’dil-i erkân ile kılınacak. (Zaten her Müslüman namazlarını kılıyor.)
•Günah-ı kebair’den kaçılacak. (Özellikle büyük günahlar işlenmeyecek.)
•Harama ve helâle titizlikle riayet edilecek.
•Diğer farz ibadetler yerine getirilecek. (Oruç, hac, zekât, hak-hukuk vs.)
•Sünneti Seniyye’ye ittiba’ edilecek.
Yani, yemek yerken; “Peygamberimiz sağ el ile yerdi” diye düşünerek, sağ el ile yenildiği ve nimetler tefekkür edildiği zaman, yemek zamanı da ibadet sayılacak.
Peygamberimiz sav. “sağ tarafına ve şöyle yatardı” diye düşünerek salâvatlarla yatmak, bütün uyku süresini ibadete çevirecektir.
İş hayatımızda; Hz. Muhammed ahlâkıyla, dürüst hareket etmek, fedakârlıklarla ve iyi niyetle müşteri menfaatine uygun davranışlar, çalışmalarımızı da ibadet hükmüne çevirecektir. Yani sadece NİYET ve İHLÂS, tüm hareketlerimizi ibadete çevirecektir.
Sözün ÖZÜ: Her ân, SINAVDA olduğumuzun farkında olacağız.
•GERİSİ TEFERRUAT…
Çok ta zor değilmiş, değil mi?
Zaten bütün bunlar Müslüman olmanın gereğidir. Gerisi teferruat…
Yeter ki bunları idrak edelim. Bizleri bin bir çeşit nimetlerle taltif edeni c.c. tanıyalım, O’na c.c. yönelelim, O’nu sevelim ve emir ve yasaklarına riayet edelim…
Mülk sûresi, 2. Âyet.:
Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi sınamak için ölümü de, hayatı da yaratan Odur. Onun kudreti her şeye üstündür; O çok bağışlayıcıdır...
Moral Haber