Ohin Mederesesinden ayrılıp dere-tepe ve bayır aşağı seyyar medresemizle süzülürken aklım Ohin’de kalmıştı.
Dünyanın çok ilginç bir coğrafyasında mütevazi bir köyde, tam 150 yıldır insanlığa ilim ve irşad yolunu gösteren bu mekânın varlığından ve icrâ ettiği misyondan haberdar olan çevre kim bilir ne kadar azdır!
Güzeller güzeli Efendimiz’in (Sallallahu aleyhi ve selem) bilinen iki hırkasından birinin sahibi Kaside-i Bürde’nin yazarı büyük şair Kâ’b bin Züheyr, diğerinin ise Karenli Üveys’tir. Bu iki kutlu miras da Topkapı Sarayını zinetlendirmektedir.
Bu mübarek hırkalardan birinin sahibi olan Veysel Karani (r.a) Hazretlerinin türbesini ziyaret edip akşam namazlarımızı eda ettikten sonra, yatsı namazına yetişmek üzere Tillo’ya doğru yol alıyoruz.
Yatsı ezanı eşliğinde; âlim, fâzıl, ehl-i hizmet, ilim/irfan aşığı muhterem Molla Burhan Hocaefendi’nin Kursundan içeri besmele ile adım atıyoruz. Kursun (Medrese) girişindeki ;” Hâzâ Min Fadli Rabbî ” (Bu benim Rabbimin fazlındandır) (Neml Sûresi, âyet:40) levhası bize hoş bir karşılama yapıyor.
Ve direkt olarak mescide yöneliyoruz.
Yatsı namazlarımızı Molla Burhan Hocaefendi ile birlikte eda ettikten sonra, ders rahlesinin de bulunduğu mekânına yöneliyoruz.
Kısa bir muârefeden sonra sohbetimiz başlıyor. Kendilerine “İlâhî Rahmet Hz. Muhammed (A.S.M)” adlı nâçizâne kitabımızı hediye ediyoruz, öpüp başına koyma lutfunda bulunarak dua ve tebrikleriyle bizi mesrur ediyor.
***
Muhterem Molla Burhan Hocaefendi ile hasbihalimiz şu şekilde cereyan ediyor:
-Biz Risale-i Nur merkezli bir site olarak nerede bir iman ve Kur’ân hizmeti varsa orada olmaya gayret ediyoruz. Bu bağlamda Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri söz konusu olunca neler söylemek istersiniz?
Takriben 20 yıldır bu Kur’ân ve ilim merkezinde Nurlar okunuyor. Bütün öğretici kadromuz (Müderrisler) dahil öğrencilerimizle birlikte her cumartesi günü iki ders yapıyoruz. Risale-i Nurlar Kur’ânın bu asırdaki mu’cize-i mâneviyesi ve hoş bir tefsiridir. Herkes kabiliyetine göre hissesini almaktadır. Müptedi olan da, müntehî olanda…Ben diyorum ki, hiç anlamayanlar bile gelsinler, Üstadın o mübarek kelimelerinden istifade etsinler. Nurların öyle bir hasiyeti vardır ki, hiç kimse hissesiz kalmaz maşâallah…Kalbi nurlandırıcıdır. Allâmeler de istifade ederler, mutavassıtlar da, yeni başlayanlar da…
-Hiçbir kimse Onun feyzinden mahrum kalmıyor, hissesini alıyor...
Evet, maşallah…Hiç aksamadan devam ediyor. Mesela, ben bazen Hacca ve umreye gidiyorum, yine aksamıyor, artık oturmuş, herkes biliyor ki ders var.
-Müderrislerinizin tamamı iştirak ediyor, öyle mi?
Elhamdülillah… Elbette hepsi derse katılıyor.Çok da istifade ediliyor maşallah.. Buradan mezun bütün talebeler gittikleri yerde Nurlara hizmete devam ediyorlar ve hepsi de aynı inanç, ideal, mefkûre ve hizmet aşkıyla vazifelerine devam ediyorlar. Aynen burada adıkları mânevî havayı, her tarafta teneffüs ediyor ve ettiriyorlar.
-Nur fabrikasının güzel mahsülleri olarak..
Elhamdülillah… Anadolu’nu her tarafına yayılmış bir vaziyette hizmetlerine devam ediyorlar. Bunların hepsi nurları okuyor ve güzel de anlıyorlar maşâallah…Burada mükemmel şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz inşâallah…
-Arapça olarak mı ders yapılıyor?
Ben hep söylüyorum, bizler Arapçayı daha iyi biliyoruz, ama Türkçesinden, Üstadın mübarek ağzından döküldüğü gibi okumak ve dinlemek daha feyizli oluyor. O hakiki ibareleri daha tesirli oluyor. Allah razı olsun İhsan Kasım’ın Arapça tercümeleri de var, onlardan da okunuyor, ama biz Türkçesinden, yani orijinalinden ders yapmayı tercih ediyoruz. Müderrislerimiz, hocalarımız Arapçasını daha iyi anlamış olsalar bile Türkçeyi tercih ediyoruz.İhsan Kasım’ın da Arap âleminde apayrı hizmetleri oluyor elbette, Allah kendisinden razı olsun.
RİSALE-İ NUR, İLİM ERBABI ARASINDAKİ İTTİFAKI SAĞLIYOR
Bizim bu Kur’ân kursumuz bir nümûne olmuş, güzel bir çığır açmış. Eskiden bazı hocalar Nurlara çok yakın olmuyorlardı. Ama elhamdülillah bu çevrede göründü ki, nurlar bir irtibat, ittihad ve beraberliği temin ediyor. Artık hocalarımız da Risalelere sahip çıkıyorlar, okuyorlar ve istifade ediyorlar. Buranın mühim bir misyonu da ilim erbabı arasındaki ittifakı sağlamış olmasıdır. Nurlar ilim dünyasına kuvvet veriyor, bakıyorlar ki, Kur’ân tefsiridir, sarılıyorlar. Sadece bizim kursumuzda değil, bütün çevrede kabul görüyor, yaygınlaşıyor.
-Siz ayna oldunuz bu hizmete ve etrafınıza güzellikler yansıttınız
Elhamdülillah…Burasının büyük tesiri olmuştur. Bunu sadece bir tahdîs-i nimet olarak ifade ediyoruz, yoksa hâşa gurur için değil…Bu medresenin bir hizmeti olarak…
ÜSTAD HER ÖVGÜYE LAYIKTIR
-Üstad Bediüzzaman mâlumunuz tecdîd noktasında önemli açılımlar getirmiş…Gerek ilim, gerek hizmet ve cihad-ı mâneviye noktalarında, ittihad-ı İslâma bakışı ve kâinata mâna-yı harfiyle bakış açısı, gerek tebliğ ve irşat metodları noktasında bir üslup, bir hizmet tarzı yakalamış ve bizlere de bunu kazandırmış…Acaba medrese çevreleri bu ince noktaları tefrîk edebilmişler midir ? Bu konuda düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Üstad’ın müceddidiyeti noktasında aslâ şüphe edilemez. Hani bazan diyorlar ki, Üstad şudur, veya budur, Mehdîdir, Mücedddittir. Ben diyorum ki, Üstad 6000 küsur sayfalık ilim ve irfan hazinesiyle, hayatı, fikir ve mücahedeleriyle ortadadır. Elbetteki anlaşılacaktır, anlamaya da mecburuz. Elhamdülillah biz anlamışız…
Şöyle bir misâl verelim; Gavs-ı Hizan seyyid sıbğatullah el-Arvâsî (V.1871) (Kaddesallahu Esrârehû) gibi…Bir şiir vardır, O’nun Halifelerinden Molla Halid-i Ölekî’ye (K.S.) ait. Der ki :” Der senâyeş cüz Nübüvvet ez kemâlât-ı beşer. Kul velâ tahşe…” (Nebîlik dışında beşer kemâlatına dair O’nun (Gavs-ı Hîzânî’nin) hakkında ne söylersen söyle, korkma, değer.” Yani nübüvvet hariç hangi vasıfla, ister Gavs, ister başka bir sıfatla zikredersen et, söyle ve korkma, yeridir.
Ben de diyorum ki, Üstad için de Nübüvvet dışında bütün vasıflar lâyıkdır. Öyledir yani, yeridir de. Yemin ediyorum, lâyıktır Vallahi…
Diyelim ki, Nur talebelerinde şayet şahsî kusurlar varsa, Üstadı ve Risale-i Nuru bağlamaz ve Ona bir kusur izafe edilmez. Biz Zeyd ve Amr’ın (Arapça ve özellikle İslâm Fıkhında İki temsilî şahıs olarak derslerde kendilerine rol ve sıfat yüklenen ‘A’ ve ‘B’ şahısları temsil eden simge isimler gibi ) penceresiyle, mir’atiyle o meseleye bakmıyoruz ki…Başka bir adla, nazarla bakıyoruz biz nurlara…Meselâ Risale-i Nur’a mensup olan Zeyd’in kusuru olabilir ve onu bağlar. O ummandan bir zerre almıştır, kusurlu olabilir, benim de kusurum olabilir.
BEDİZZAMAN ÇAREYİ GÖSTERMİŞ
-Hocam, Allah razı olsun, biraz önce de değindik. Risale-i Nur’dan herkes kabiliyetine göre hissesini almaktadır. O’nu müceddidiyet esrarı içerisinde çok vecihleri var. Bir özelliği de zülcenaheyn olmasıdır ma’lumunuz. Onun birleştiricilik vasfından, İlim erbabı arasındaki vahdeti sağladığından bahsetmiştiniz.
Üstadımız buyuruyorlar ki: "Risale-i Nur, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin nuranî meşrebini ve Sahabe-i Kirâmın âlî seciyesini beyan eden bir nur ve feyiz hazinesidir. İşte bu mezkûr vaziyet, bugünkü dünyaya tap taze, nuranî bir hayat ve yepyeni bir veçhe vererek şu hakikati gösteriyor ki: Çoktandır birbirine muarız zannedilen ehl-i mekteple ehl-i medreseyi ve ehl-i tekkeyi, Risale-i Nur tevhid ve telif ediyor. Hem de, muaraza halinde olan şarkla garbı barıştırıyor.” (Risale-i Nur Külliyatı, Tarihçe-i Hayat, İsparta Hayatı )
Yüz sene önce hârika çareler göstermiş ve müessir reçeteler sunmuş; cehâleti, fakr u zarureti, ihtilaf ve ayrılıkları yok etmenin çözüm yollarını göstermiş. Acaba bunlar uygulansaydı, bu günkü manzara ve tablo ortaya çıkar mıydı?
Kesinlikle yaşanmazdı bütün bunlar. Üstadın reçeteleri tatbik edilseydi, kat’iyyetle olmazdı bunlar.Mümkün değil şimdiki sıkıntılar yaşanmazdı, çok daha farklı olurdu.
-Acaba ileriye dönük bir ışık görünüyor mü?
İnşaallah görünüyor, umutluyuz.
-Çözüm için Üstadın gösterdiği reçeteye mi sarılacaklar?
İnşaallah öyle olacak. Tabi cehalet kolay değil, yılların birikimi var, bunları birden izale etmek kolay değil. O reçete tatbik edilirse bu cehâlet zail olur inşallah…Güzel bir şekilde çalışılırsa, muvaffak olurlar inşaallah.
DİNÎ İLİMLER RİSALE-İ NURLARIN ANLAŞILMASINA BÜYÜK KATKISI SAĞLAR
-Hocam, burada Ulûm-i Diniyye ve Dürûs-u Kur’âniye tedrîs ediliyor. Bu gençlerimizin ufuklarının açılmasında, hayata bakış açılarında bu ilimlerin tesiri inkâr edilemez bir gerçek. Risale-i Nur’un anlaşılmasında ve hayata geçirilmesinde bu mezkur ilimlerin rolü ve etkisi nedir sizce?
Faydası ve tesiri oldukça fazladır, inkârı mümkün değildir. Bu ilimleri tahsil edenler, Risale-i Nuru daha çabuk kavrıyorlar. Öyle noktalar ve nükteler var ki, bu ilimler onların anlaşılmasını kolaylaştırıyor, çabuklaştırıyor. Kur’ân ve Sünnete dayalı olan Risaleler, bu ilimler vasıtasıyla çabuk ve hızlı çözülebilmektedir. Öyle yerler var ki, anlaşılması güç bölümler, meselâ İşârâtü’l İ’caz gibi kısımların anlaşılması oldukça zordur. Bu ilimler sayesinde bazı tabirat ancak anlaşılabilir. Mümkün değil onlarsız anlamak. Kızıl İ’câz nasıl anlaşılacak. Belirli ıstılah ve tabirat bilinmeden…Talebelerimiz zekidirler ve Nurları çok iyi anlıyorlar bu ilimler sayesinde.
-Çok kudsî bir hizmete imza atıyorsunuz. Cenâb-ı Hak feyiz ve bereketinizi tezyîd eylesin inşâallah.
Teşekkür ederiz. Çok istifade ediyoruz. Bunlar bir merhemdir, bir devadır dertlerimize…
-Peki Hocam, Tillo evliyalar yatağı, âlimler otağıdır. Üstad Hazretlerinin de oldukça hâtıraları var burada. Gençliğe ve dünyaya buradan, Tillo’dan nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Buradan verilecek mesaj çok önemli bizce?
Biz her zaman mesaj veriyoruz, hem de fiili olarak… Kal ile söylemek fazla önem arzetmez. Hal ile, hizmet ve ilimle buradan mesajlarımızı her zaman veriyoruz. Tarihte Tillo fiilî, canlı mesajlar göndermiş ve hep gönderiyor Allah’a şükür…Kalbî frekansların yakalandığı çok önemli merkezlerden birisidir Tillo Allahu a’lem. Biz methetmiyoruz, inşallah öyledir.
-Üstad Hazretleri olsaydı nasıl karşlardı bu durumu?
Allahu a’lem, maşâallah, bârekallah derdi değil mi? Mânen diyor da ve bunu hissediyoruz elhamdülillah…
RİSALE HABERİN HİZMET KADROSU
-Risale Haber’de 70-80 civarında kardeşimiz nurları daha iyi anlamanın, anlatmanın, tavzîh ve teşrîh etmenin, yorumlamanın, neşretmenin şevk ve heyecanı içerisinde hizmet ediyorlar. Bütün gaye, hedef, ideal ve himmetleri; Kur’ân nurlarının ve mesajının bütün âleme yayılması, insanlığın, gençliğin kurtuluşu, istibdat ve baskıların, zulüm ve işkencelerin kalkması, gerçek hürriyetin ve özgürlüklerin tahakkuku ve neticede Kur’ân nurlarının kâinata ve hayata hâkim olması…Bu kardeşlerimize neler söyleyeceksiniz?
Ben bu siteyi bilmiyordum, yeni öğrenmiş oldum. Ankara’da böyle bir yerin olduğunu sizden duymuş oldum. Cenâb-ı Hak hizmetlerinizi ihlas çerçevesinde daim eylesin. Hizmet-i kudsiyenizde sizleri muvaffak kılsın, gönüllerinize ve kalemlerinize inşirah ve şevk ihsan eylesin. Bütün kardeşlerimize ve Ankara’ya selam ve dualarımızla birlikte muhabbet ve muvaffakiyet dileklerimizi gönderiyor ve hizmetlerinizi takdirle karşılıyoruz.
***
Bu Kur’ân merkezli nurhâne, Medresetü’z-Zehrâ’nın bir şubesi mahiyetinde ve mânasında beş katlı binasıyla etrafına ve mele-i âlaya nurlar saçıyor.
Büyük bir konferans salonu, mütalaa salonları (sesli-sessiz), yatakhane, yemekhane, misafirhane ve mescidiyle tertip ve düzen içerisinde güzel bir görünüme ve işleyişe sahip…
Yatma saati;10.30, kalkış saati;4.00…Daha sonra yatma yok.
Misafirhane girişinde Risale-i Nurlardan iki levha göze ilişiyor : Âhirette seni kurtaracak bir eserin…” ve “Bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara…”
Koridorda bir başka levha; “ Cehâlet, yenilmesi gereken en büyük düşmandır.”
Ders çalışma salonlarına gidiyor ve talebeleri izleme ve onlarla tanışma fırsatı buluyoruz.
Muhterem Hocamız Molla Burhan dört mahdumuyla birlikte bu ilim/irfan mektebinde şevk ve heyecanla yıllardır kudsî hizmetine devam etmektedir.
Cenâb-ı Hak sıhhat ve âfiyet içerisinde daha nice binler talebe ve yıldız yetiştirmede kendisine muvaffakiyetler ve uzun bir ömür nasip etsin.
Hocamızın misafir kalmamız istikametindeki arzuları müvacehesinde, mahdumunun da içten alakalarıyla istirahat ettiğimz bu nurlu gecenin nurlu sabahında, Sultan Memduh Camiinde yine bir hizmet gönüllüsüyle birlikte olacak ve sizleri O’nunla buluşturacağız inşallah…