Gidiyorsun...
Bütün sevenlerinle birlikte kapının önüne çıktık, uğurluyoruz...
Geldiğinde bu kadar farkına varamamıştık; karşılayamamıştık, şimdiki gibi değerini anlayamamıştık...
Şimdi gidiyorsun ve sevenlerin toplandılar...
En çok da bizler buradayız; yetimler, öksüzler, kimsesizler, yaşlılar, şefkat açları, muhtaçları, sokak kedileri...
Sen gelince başlarımız okşandı, göğe erdik...
Seninle birlikte bir sevenimiz oldu... Hep bekleyeceğimiz bir sevgilimiz oldu; ardından şiirler yazacağımız, ilahiler söyleyeceğimiz...
Doyduk... Sahurunda ayrı tadına vardık, iftarında ayrı zevklendik...
Anamız babamız oldu, kardeşlerimize kavuştuk, aynı sofraya oturduk...
Sevgililerimizle buluştuk; coştuk, eğlendik, sevindik...
Sözün bittiği yerde eller konuştu, avuçlarımız doldu...
Hafızlar sözün kaynağından gelen gürül gürül sesini boşalttılar kulaklarımızın pasına, aşınan gözyaşına, kalbin taşına, özün toprağına...
Nihayet, ellerimizden tutan oldu... Titreyen ellerimize baston olan gençler, güler yüzlü kızlar, sözümüzü karşı kıyıya geçiren delikanlılar...
Tüm acizler toplandık... Kapıya çıktık seni uğurluyoruz... Üzülüyoruz, ama bayram ediyoruz... Seni tanıdığımız için, bir sevenimiz, bir sevdiğimiz olduğu için... Bekleyeceğimiz bir nefesimiz olduğu için... Annelerimiz, babalarımız, kardeşlerimiz, evlatlarımız, coşup coşturacak arkadaşlarımız, desteğimiz gençlerimiz, umutlarımız, dualarımız, ekmeğimiz, suyumuz, kur’anımız, sofralarımız, sesimiz, sözümüz olduğu için...
Gitse de gelecek kimsemiz olduğu için...
Bayram ediyoruz.